Parti tabelası indirilip yerine CHP İmam Hatip Mezunları Derneği tabelası asılsa, parti yöneticilerinin çocuk ve akrabaları silme İsmail Ağa Yurtlarına gönderilse bunlarda “Ama flamalar getirmişler, ama Kürtler, ama HDP, ama şunu dediler, ama bunu dediler” diyecek sentetik bir akıl mevcut Kartal mitingi, insanların heyecanı ve kitlenin reaksiyonu bence hepimize iyi geldi. Umut oldu. Güç verdi. […]
Parti tabelası indirilip yerine CHP İmam Hatip Mezunları Derneği tabelası asılsa, parti yöneticilerinin çocuk ve akrabaları silme İsmail Ağa Yurtlarına gönderilse bunlarda “Ama flamalar getirmişler, ama Kürtler, ama HDP, ama şunu dediler, ama bunu dediler” diyecek sentetik bir akıl mevcut
Kartal mitingi, insanların heyecanı ve kitlenin reaksiyonu bence hepimize iyi geldi. Umut oldu. Güç verdi. Sol ve demokrat hareketlerin ortak kaygı ve azami koşullarda bile olsun birliktelik duygusunu göstermesi, siyasal alanı baskılayan mevcut rüzgarı dindirecek yegane çıkıştır. Alternatifsizlik, muhalefetsizlik ve umutsuzluk duygularını kırması; toplumsal heyecanı diri tutması anlamında Kartal ruhu elzemdir. Umarız ki bu ruh bir tür anti-faşist cepheye evrilir. Buna karşın, CHP’nin son dakika golünün bende uyandırdığı hissiyatsa şu: Gemi yanarken pofuduk terliklerin derdine düşmek!
HDP’li parti yöneticileri gözaltına alınırken, ümitsiz de olsa sorumluluk duygusuyla Kılıçdaroğlu’na mail atmış, kendisinin tarihsel bir kavşakta olduğunu, büyük bir fırsatı da aynı zamanda yakaladığını belirterek naçizane uyarmıştım. CHP anlaşılıyor ki bu fırsatı her seferinde elinin tersiyle itmeye, siyaset üretmeyi geçtim, bilakis önce kendi kitlesini siyasal manada tecrit etmeye kararlı. Sorumsuzluk ve basiretsizliğin dikalası. Kimse kusura bakmasın, bildiğiniz müptezellik.
Politik Alzheimer
Okurlar ve editör arkadaşlardan ricam, bu ifademi bağışlasınlar; ama bu CHP ile değil miting, çişe gidilmez. Okey olsa dönülmez. O kadar yani. Gerek kendi tabanına gerek topluma gerekse bizzat kendi değerlerine bu denli sorumsuz, bu denli basiretsiz, bu denli aciz başka da bir parti var mıdır? Hayır, bin türlü siyasal analiz yapılabilir; CHP’yi eleştirebiliriz. Amma velakin, siyasal analizin de ötesinde bi’şi var: CHP idarecileri, parti bürokrasisi, davranış şemaları ve eylemlerine bakıldığında görülen tek şey: Artık paranoya ve histeri kavramlarının dahi karşılamakta aciz olduğu devasa bir kimlik ve kişilik sorunu! CHP, 90 yaşına geldiği halde birey ve kişilik olmayı reddeden patalojik bir vak’a. Onu da geç, bildiğiniz altını ıslatıyor ve bunu kendisinin değil, komşunun yaramaz köpeğinin yaptığını söylüyor. Bunu ben demiyorum, vallahi de billahi de kendileri söylüyor.
İstanbul örgütünün açıklamasına bakın Allah aşkına. Neymiş efendim, flamalarla gelmemek üzere konuşulmuş; ama alanda HDP bayrakları görünce çelişkide kalmışlar, hazretler de provakasyon olabilir diye alana gelmemişler. Yuh! Bunlar herkesi, bizi değil; ama en başta kendi tabanını cidden aptal zannediyor. Kişisel olacak, belki kimseyi de ilgilendirmez; ama parti yönetimi şu riyakarlığı yapmasa, yaşadığım şehirde, slogan ve amacına zerre kadar itibar etmesem de CHP mitingine katılacak ve iktidara muhalefetimi gösterecektim. Sırf dayanışma duygusuyla, belki bir umut ortak bir zemin/duygu yaratabilme umuduyla. Bir kişi daha olsun kalabalık görünebilme umuduyla. Şu mitinge gelseler, CHP’yi ve Kemalizmi zilyon kere yerden yere vurmuş, bu uğurda sendika.org üzerinden sayısız eleştiri almış biri olarak yemin billah Onuncu Yıl Marşı’nı okumaya razıydım.
Tarihsel fırsattı, resmen sirke döktüler!
Tamamen öznel hissiyatımdır: Son süreç, HDP’lilere gözaltılar, Cumhuriyet’e operasyon ve gözaltılar olumsuz ve berbat olduğu kadar; tarihsel bir fırsatı da barındırıyordu. Bilhassa CHP açısından. Örneğin HDP ve Demirtaş 7 Haziran öncesinde olağanüstü bir fırsatı ve momenti gördü. Bir anda parti politikalarını bu momente uydurdu ve sonuçta HDP ve Kürt Hareketi, tarihinde ilk kez ve son derece büyük bir başarıyla barajı geçti. Öznel kanaatim odur ki, sonrası gelişmeler ve çatışmalar yaşanmasaydı HDP bir sonraki seçimlerde yüzde 20’leri ve hatta daha fazlasını rahatlıkla görebilirdi. Tam da bu yüzden süreç bitti, çatışmalar başlatıldı. Tamamen öznel bir veri; ama benzer bir moment CHP için de mevcuttu. Kılıçdaroğlu ve ekibi, şayet biraz olsun kişilikli davranmayı becerse, CHP önündeki ilk seçimlerde kolaylıkla yüzde 30 bandının üstüne çıkabilir, AKP’ye 7 Haziran benzeri bir yenilgi yaşatabilirdi. Bu denli karanlık, işte CHP’ye bu denli tarihsel bir fırsat sundu. Dürüst olalım, çatışmalar, bölgede HDP’ye de bir miktar öfke yarattı. AKP halihazırda bu felaketin öznesi iken bölgede aklı başında düzgün bir duruşla HDP dışında destek alabilecek yegane güç CHP idi. Aferin.
CHP İmam Hatip Mezunları Derneği!
Sorumluluk duygusuyla, aklıselim ve rasyonel davranmak bir yana, CHP herkesin aynadaki aksiyle hemhal ve ilgili olduğunu zanneden ergen oğlanları gibi davranmayı seçti. Ne yardan ne serden ama ille de ‘statükodan’ yana duran; çatışma ve şiddet eksenli güvenli politikalarının toplumsal fay hatları ve gerginlikleri giderek tamiri imkansız hale soktuğu bu dönemde, CHP’nin yapacağı tek iş bir nebze kişilik göstermek, biraz olsun empati yapmaktı yahu! Sınavdaki her çetin soru için “Buradan çıkacağını söylemediniz yahut akşam uyuyamadım” diyen ergen naifliği ile CHP, yaşanması muhtemel senaryoların en büyük vebalini yükleniyor. Parti tabelası indirilip yerine CHP İmam Hatip Mezunları Derneği tabelası asılsa, parti yöneticilerinin çocuk ve akrabaları silme İsmail Ağa Yurtlarına gönderilse bunlarda “Ama flamalar getirmişler, ama Kürtler, ama HDP, ama şunu dediler, ama bunu dediler” diyecek sentetik bir akıl mevcut.
Devlet elden gitti, yetmedi rejim elden gidiyor, o da yetmedi adıyla sanıyla yazılıyor, bunlar otun çöpün derdinde. Varsa yoksa abuk sabuk kaygı ve fobileri. Toplumu korkutarak, Kürt öcüsü göstererek hem iktidardan hem de seçmen tepkisinden kaçtığını zannediyorlar. Oysa Kürt fobisi, terörizm kavramları ve milliyetçilik her zaman iktidar ve baskı araçları/tekeline sahip olanın doğası gereği diğerlerinden daha mahir bir şekilde kullandığı argümanlardır. İktidar milliyetçilik ve güvenlik eksenli politikayı şahlandırırken topluma ‘Ülkeyi böldürtmeyeceğiz’ demek, IŞİD’e bakıp ‘Biz daha dindarız’ demekten farksız. Vallaha benden söylemesi; bu kafayla çok çok bir El Nusra olurlar; ama sittin sene ne iktidar görürler ne de toplumsal barış. Hoş, bu gidişle siyaset yapacakları bir devleti de zor görürler ya. İleride ‘Nasıl bölündük?’ diye sorulduğunda verilecek cevap belli: Ahanda böyle.
Allah aşkına, koskoca parti yönetimi, kendi gençlik kolları başkanı hatta eski bir MİT müsteşarının yarısı kadar aklı başında düşünemiyorsa neye yarar? Siz niye varsınız arkadaş, cidden? Emeklilik günlerinizde siyasal mastürbasyon yapıp başta kendi tabanınız olmak üzere herkesi ifrit etmek mi derdiniz? Bunlar belli ki CHP ve siyaseti briç kulübü yahut Kanatlı Hayvan Yetiştiriciliği Lokali sanıyor. Parti yönetimi ve o zırva açıklamayı yapıp herkesi aptal yerine koyan İstanbul İl Yönetimi şunu iyi anlasın: Sizi kim neyle korkutuyor, neyle uyarıyor, ne telkin ediyorlar bazı şüphelerim var; ancak gerek kendi geleceğiniz gerekse bu ülkenin geleceği, yani huzur, barış ve refahı için sorumluluk almak ve direnmek zo-run-da-sı-nız. Yoksa varıp varabileceğiniz en konforlu yer bizzat kendi arkadaşlarını devlete/iktidara FETÖ’cü diye ihbar edip 3 kuruşluk mevki derdine düşmüş tiplerin yanıdır. Ne olduklarını Orhan Erinç’e sorun, sabaha kadar anlatır. Şunu da iyi anlayın: Öyle bir noktadasınız ki, yok bilmem ‘bölücü derler’, yok ‘terörist derler’ saçmalıkları her şartta sizi vuruyor ve vuracaktır. Saksıyı az çalıştırın bakalım: Cumhuriyet’ten FETÖ’cü çıkaran siyasal deha, yerelde FETÖ’den ihraç edilenlerle ilgili çalışmalarınıza n’apacak? Alın size CHP Ana Davası’nın sebebi!
Son sözüm de CHP gençlik örgütüne: Bana istediğiniz kadar kötü söyleyebilirsiniz; amma velakin, rüştünüzü ispatlamak, sorumluluk almak ve politik oidipus kompleksinizi tamama erdirip babanızı öldürmek zorundasınız. CHP’den ayrılın demiyorum, ama bu basiretsizliğe isyan edin. Bu basiretsizlik, bu siyasetsizlik her şeyden önce siyasal bir tecrit olup sizlerin geleceğini tehdit ediyor. CHP bu kafayla dinozorlaşmış, taşlaşmış, siyasal refleksleri bitmiş ve tamamen kendi politik kaygı ve saplantılarına esir olmuştur. O’nu bu durumdan kurtarıp aklıselim politikalar üretmek ancak sizin elinizde. Tersaneleriniz ve okullarınızı mühürleyen işgal değil; bizatihi bu atalet, sorumsuzluk, basiretsizlik ve saplantıdır. Tarihsel moment soruyor: Rüştünüzü ispat edebilecek misiniz yoksa babalarınız gibi pısırık, basiretsiz, pasif, steril, yalnızca koltuk ve makam derdinde koca bir absürtlüğün öznesi mi olacaksınız?
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.