Tarımda toprak tahribatı, suların kirlenmesi, gıdaların besin değerinin azalması ve sağlıksızlaşması Yeşil Devrim safsatasıyla başladı. Biliniyor. Peki, Yeşil Devrim nedir? Yeşil devrim; üretim sürecinde hibrit tohum kullanımıyla başlar. Hibrit tohumun yüksek verim verebilmesi için de çok su ve kimyasal gübreye ihtiyaç duyar. Kimyasal gübre kullanılınca bu kez tarlada yabancı otlar artar, yabancı otlarda da böcekler […]
Tarımda toprak tahribatı, suların kirlenmesi, gıdaların besin değerinin azalması ve sağlıksızlaşması Yeşil Devrim safsatasıyla başladı. Biliniyor. Peki, Yeşil Devrim nedir?
Yeşil devrim; üretim sürecinde hibrit tohum kullanımıyla başlar. Hibrit tohumun yüksek verim verebilmesi için de çok su ve kimyasal gübreye ihtiyaç duyar. Kimyasal gübre kullanılınca bu kez tarlada yabancı otlar artar, yabancı otlarda da böcekler yumurta bırakarak çoğalır. Yabani otları ve böcekleri yok etmek için de gelsin kimyasal ilaç. “Alternatiflerini kullanmak, yeşil devrim yanlışlarından birini düzeltir” diyorlar. Buna yetkililer ve yönetenler kulak asmıyor, aldırmıyorlar. Sonuç tohum, ilaç, gübre şirketleri kazanacak diye, bizler gıda yerine zehir tüketmeye mahkûm ediliyoruz. Yıllardır bu yanlışta ısrar sürüyor. Şirket tarımı engellenemiyor! Esasında çare yok değil, var. Bunu pek çok uzman biliyor ve dillendiriyor da. Mesela kimyasal gübreyi ele alalım. Uzmanlar; kimyasal gübreleri üretim sürecinden çıkarmak/kullanmamak, yerine doğayla barışık olan hayvan gübresi, yeşil gübre, kompost ve baklagiller münavebesini bir çırpıda sayıyorlar. Bu yazının konusu baklagillerin münavebede neden kullanılması üzerine olacak.
Neden? Çünkü baklagiller hayvan ve insanlar için sadece bir gıda ürünü değil, insan eliyle tahrip edilen ekolojiyi de restore eder, onarır. Bakın, baklagiller ile ortak yaşayan Rhizobium türü bakteriler var. Bu bakteriler havada serbest halde bulunan, ancak canlılar tarafından doğrudan yararlanılamayan azotu yaşadıkları ortama bağlama özelliklerine sahip. Bu bakımdan baklagiller köklerinin yayıldığı toprak katlarını organik azotça zenginleştirirler. Kendi azot gereksinimlerini de havadan toprağa sabitledikleri bu azottan sağlarlar.
Yemeklik baklagiller toprağa bağladıkları azot miktarı, bitki cins ve çevre koşullarına değişmekle birlikte genel olarak 5-20 kg/da dolaylarındadır. Bu değer ortalama olarak 10 kg/da kabul edildiğinde, %20’lik amonyum sülfat gübresinden 50 kg kullanım demektir.
Baklagillerin bu özelliklerinden dolayı ekim nöbetinde yer verilmesi halinde azotlu ticari gübrelerin kullanımı azalır. Toprak ve suyun kirlenmesi önlenmiş olur. Kimyasal gübre ile ekolojide oluşan tahribat önlenmekle kalmaz, onarılır. Çiftçilerin cebinden gübre için çıkacak para miktarı düşer. Ayrıca yemeklik baklagiller ekildikleri toprakları organik maddece zenginleştirmeleri yanında, toprağın ısınma, havalanma ve su tutma güçlerini artırmaları ve çapalanan bazı baklagillerin de tarlada yabancı otlardan arınmış halde bırakmaları nedeniyle, kendinden sonra ekilecek bitkilere uygun toprak koşulları hazırlayarak ekim nöbetinde önemli ve olumlu rol oynar.
Baklagiller ile tahılların köklerinin parçalanma süresi de farklıdır. C/N oranı 13:1 olan baklagiller köklerinin parçalanma süresi, uygun koşullarda 1-2 haftadır. Tahıllarda C/N oranı 80:1 süre 4-8 haftadır. Bu yönüyle baklagiller kökleri toprakta bıraktıkları yüksek kapsamlı organik maddelerle mikroorganizma faaliyetlerini hızlandırır. Kök yayılma bölgesindeki toprak canlılığının artmasını sağlar.
Kullanılan kimyasal gübreler toprağın yapısını bozar, canlılığını yok eder, toprağın kendi kendini üretebilmesini engeller.