Muğla’da 10 Ekim Ankara Katliamı’nı protesto edenlere açılan dava 6 Nisan’da görüldü. Dava öncesi yapılan açıklamada, “Can yananları değil, can yakanları yargılayın” denildi
Muğla’da 10 Ekim Ankara Katliamı’nı protesto edenlere açılan dava 6 Nisan’da görüldü. Dava öncesi yapılan açıklamada, “Can yananları değil, can yakanları yargılayın” denildi. Duruşma 15 Haziran’a ertelendi
10 Ekim Ankara Katliamı’nın ertesi günü 11 Ekim’de Muğla’da gerçekleştirilen protesto eyleminde Muğla emniyet güçlerinin uyarı yapmadan eyleme biber gazı ve TOMA’lı müdahalesinin ardından 9 kişi gözaltına alınmış ardından 2911 ve polise mukavemetten 25 kişiye dava açılmıştı. 11 Ekim’de çocukların oynadığı lunaparka dahi biber gazı atan ve öğretmen evinden, hastaneden hukuk dışı şekilde gözaltı gerçekleştiren emniyet ardından da 25 kişiye dava açtı.
Davanın ilk duruşması 6 Nisan’da gerçekleşti. Eğitim-Sen Şube Başkanı Bilgi Taşkıran, Mali sekreteri Nuran Aldan, Şube Kadın sekreteri Dilek Gedik ve SES şube örgütlenme sekreteri Hüseyin Sarıefe’nin de yargılananlar arasında olduğu davaya KESK Genel Başkanı Lami Özgen, Eğitim Sen MYK üyesi İsmail Sağdıç, SES MYK üyesi Fikret Çalağan, BES MYK üyeleri, ÖDP PM üyesi ve ÖDP Aydın İl Başkanı da katıldı. Adliye önünde yapılan basın açıklamasını KESK Şubeler Platformu dönem sözcüsü SES Şube Başkanı Fatma Yarış okudu. Ardından konuşma yapan Lami Özgen “Baskılara rağmen eşit, özgür, demokratik bir ülke talebimizden vazgeçmeyeceğiz” dedi. Dava 15 Haziran’a ertelendi.
Yarış basın açıklamasında, 10 Ekim günü barış talebiyle Ankara’ya gittiklerini ancak binlerce polisin gözünün önünde yüzü aşkın insanın katledildiğini hatırlattı. Diyarbakır HDP mitinginde, 5 Haziran’da gerçekleşen bombalı saldırının ardından gerçekleşen ve yüzlerce kişinin yaşamını yitirmesine yol açan saldırıları tekrar sıralayan Yarış, “Sosyal hukuk devletinin gereği olarak, can güvenliğinin korunmasının bu ülkede yaşayan herkesin en temel hakkı olduğunu düşünüyoruz” dedi. 10 Ekim Katliamı’nı protesto ettikleri için yargılandıklarını vurgulayan Yarış, “Canı yananları değil, can yakanları yargılayın” dedi.
Açıklamanın tam hali:
CANI YANANLARI DEĞİL, CAN YAKANLARI YARGILAYIN
Merhaba; yüreği barıştan yana atan emek dostları,
Merhaba; içinde bulunduğumuz karanlığa karşı inadına barış, inadına yaşamı savunarak direnenler,
Bu haklı ve onurlu davamızda bizi yalnız bırakmadığınız için her birinize ayrı ayrı teşekkür ederiz.
Sözün bittiği yerdeyiz, acımızın tarifi yok. Ama biliyoruz ki;
“Ne geçmiş tükendi
ne yarınlar
hayat yeniler bizleri
geçse de yolumuz bozkırlardan
denizlere çıkar sokaklar.”Başta 10 Ekim Ankara Katliamı olmak üzere “ Emek ve Demokrasi” mücadelesinde yitirdiğimiz yoldaşlarımız için hepinizi 1 dk’lık saygı duruşuna davet ediyorum.
10 Ekim ‘de Ankara’ya Türkiye’nin dört bir yanından;
Emek, Barış, Demokrasi diye haykırmak için;
İşçilerin, kamu çalışanlarının, işsizlerin, yoksulların, ezilenlerin, sömürülenlerin sesini duyurmak için;
Yolsuzluğa, hırsızlığa ve sömürüye karşı emeğin mücadelesini yükseltmek için;
Her türlü baskı, şiddet ve zorbalığa karşı özgürlükleri ve demokrasiyi savunmak;
Çatışmadan, ölümden medet umanlara, ülkeyi kan gölüne çevirenlere “Dur” demek için gitmiştik.
Mitingimiz barışçıldı; orada türkülerimiz, halaylarımız, simidimiz, çayımız, balonlarımız, rengarenk flamalarımız, coşkumuz, çocuklarımız, dedelerimiz vardı.
Türkiye’nin göbeğinde, Ankara Garı’nın önünde, binlerce polisin gözü önünde patlattılar bombalarını. 101 canımızı aldılar aramızdan. Canımızdan can gitti, yüreklerimiz dağlandı. Annelerimizi, babalarımızı, kardeşlerimizi, arkadaşlarımızı, yoldaşlarımızı kaybettik.
Hepinizin bildiği gibi bir süredir seri katliamlar yaşayan ülke haline dönüştürüldük.
5 Haziran 2015 Diyarbakır,
20 Temmuz 2015 Suruç,
10 Ekim 2015 Ankara,
12 Ocak 2016 Sultanahmet/İstanbul,
17 Şubat 2016 Ankara,
13 Mart 2016 Ankara
19 Mart İstiklal Caddesi/ İstanbul’da gerçekleşen çok sayıda vatandaşımızın yaşamını yitirmesine onlarcasının yaralanmasına neden olan saldırıları lanetliyor kınıyoruz.
Sivil halka yönelik saldırıların insanlığa karşı suç olduğunu bir kez daha hatırlatıyor, yaşamını yitirenlerin ailelerine başsağlığı ve sabır, yaralılara acil şifalar diliyoruz.
Bugün 10 Ekim Ankara katliamını protesto edenler olarak yargılanıyoruz. Canı yananları değil, can yakanları yargılayın. Bizim acımızı paylaşmaktan, sorumluların açığa çıkarılmasından başka gayemiz yoktu. Biz mücadelemizi kamu düzenini bozmak, kamu görevlisine zarar vermek üzerine değil, kim olursa olsun suçluların açığa çıkarılması, eşit, özgür, laik, demokratik, adaletli bir yaşam talebi üzerine kurduk. Sosyal Hukuk Devletinin gereği olarak, CAN GÜVENLİĞİNİN korunmasının bu ülkede yaşayan herkesin en temel hakkı olduğunu düşünüyoruz.
Sizin düzeninizde; katliamlar var, kadın cinayetleri var, işçi cinayetleri var, çocuk istismarları var.
Bizler ise; bütün vahşetinize, bütün şiddetinize, bütün katliamlarınıza rağmen eşit, özgür, demokratik bir ülkede bir arada yaşamı ve barışı savunmaktan asla vazgeçmeyeceğiz!
Bu yolda canını veren arkadaşlarımızı da sizin yaptıklarınızı da unutmayacağız, unutturmayacağız.
Haklı ve meşru mücadelemizde katliamın sorumluları hesap verene kadar susmayacağız, yılmayacağız ve asla affetmeyeceğiz!
Sendika.Org/Muğla