QSD’nin Şeddadi’yi özgürleştirmesi; hem IŞİD’in üç merkezi Rakka, Deyrizor ve Musul’un bağlantısını koparma hem de Hasekê ve Şengal’in güvenliğini sağlama anlamına geliyor
YPG/YPJ öncülüğündeki QSD’nin Şeddadi’yi özgürleştirmesi; hem IŞİD’in üç merkezi Rakka, Deyrizor ve Musul’un bağlantısını koparma hem de Hasekê ve Şengal’in güvenliğini sağlama anlamına geldiğinden Suriye savaşı için büyük önem taşıyor
YPG/YPJ öncülüğündeki QSD, Şeddadi’yi IŞİD’den temizledi
Suriye’nin doğusunda, Hasekê’nin güneyinde bulunan Şeddadi kasabası ve çevresindeki 50’ye yakın köy, YPG/YPJ öncülüğündeki Demokratik Suriye Güçleri’nin 16 Şubat’ta başlattığı “Habur’un Gazabı” hamlesi kapsamında bu akşam (19 Şubat) IŞİD çetelerinden temizlendi.
Şeddadi’nin QSD denetimine geçmesi Suriye savaşı için büyük önem taşıyor. IŞİD çetelerinin, Suriye ve Irak topraklarındaki üç merkezi Rakka, Deyrizor ve Musul’un kesişim noktasında yer alan Şeddadi’den temizlenmesi, hem çetelerin güney çöllerine doğru çekilmesi hem de Hasekê ve Şengal’in üzerindeki saldırı tehdidinin büyük ölçüde azalması anlamına geliyor. Bu kazanımın bir diğer anlamı da IŞİD tarafından kaçırılan Ezidilerin intikamının alınmış olması.
Peki Şeddadi kasabasının 5 yıllık savaştaki geçmişi, ekonomik yapısı ve stratejik önemi nedir?
IŞİD’in üç merkezinin bağlantı noktası
Şeddadi kasabası, Hasekê’ye bağlı olarak kentin 50 kilometre güneyinde yer alıyor. Habur nehri kenarına kurulan kasabaya bağlı onlarca köy ve mezra bulunuyor. Kasabanın yaklaşık 58 binlik nüfusunun büyük kısmını Cebûr aşiretine bağlı Araplar oluşturuyor. Buna karşın Şeddadi bir dönem Asuri ve Süryanilere ev sahipliği yapmanın çeşitliliğini de barındırıyor.
Kuzeyinde PYD denetimindeki Hasekê olan ve Cizîrê Kantonu’nun güney sınırını oluşturan Şeddadi; batısında Rakka, güneyinde Deyrizor, doğusunda ise Musul’a komşu olmasıyla IŞİD’in Suriye ve Irak’taki üç merkezi noktasının tam ortasında yer alıyor.
Bir ekonomik merkez olarak hedef
Rimelan’dan sonra Cizîrê Kantonu’nun en büyük ikinci petrol ve tüp gaz merkezi Şeddadi’de bulunuyor. Savaştan önce bu iki merkezde 6 bin kişi çalışıyordu. Öte yandan Humus ve Lazkiye kentlerine ihraç edilen yüklü miktarda tarım ürünü de Şeddadi ve çevresindeki bölgeden geliyordu. Bu iki özelliği, bölge halkı için önemli bir geçim kaynağı anlamı taşıyordu.
Suriye’deki savaşı aynı zamanda birer rant kapısı olarak gören örgütler bir ekonomik merkez olarak Şeddadi’yi hedef aldı. 14 Şubat 2013’te Nusra Cephesi çeteleri kasaba merkezini işgal etti. Çeteler ilk olarak petrol şirketine girerek çok sayıda şirket çalışanını infaz etti. Kasabanın cihatçı çetelerin eline geçmesinin ardından binlerce kişi kasabadan kaçarak Cizîrê Kantonu’na sığındı. Çeteler, 15 gün içinde dönmeyen yurttaşların ev ve mallarına el koydu. Örgüte biat etmeyen birçok köyde toplu infazlar gerçekleştirildi.
Bölgedeki Nusra çetecilerinin IŞİD’e katılmasıyla birlikte 7 Şubat 2014’te IŞİD denetimi başladı. Musul-Rakka-Deyrezor üçlüsünün tam ortasında yer almasıyla Şeddadi IŞİD için bir ulaşım ve ticaret üssüne dönüştü. İnsan, silah ve petrol kaçakçılığı Şeddadi ve bağlı yollardan yürütüldü. IŞİD ile Türkiye arasındaki petrol ticaretinin de yine bu hattan yapıldığı ileri sürüldü. Rusya’nın paylaştığı petrol yüklü TIR görüntüleri de Şeddadi yolundandı.
Şengal ve Hasekê saldırılarının yönetildiği üs
Hasekê kenti savaş süresince defalarca cihatçı çetelerin saldırılarına uğradı. Nusra Cephesi ve IŞİD tarafından yapılan saldırıların hemen hemen tümü Şeddadi üzerinden gelen çetelerce gerçekleştirildi.
Yine 3 Ağustos 2014’te başlayan Şengal İşgali de Şeddadi’den yönlendirilen çetelerce düzenlendi. Şengal’den kaçırılan Ezidi kadın, genç ve çocukları Şeddadi üzerinden Rakka ve Deyrizor’a getirildi. Yine IŞİD tarafından Til Temir’de esir alınan peşmergeler ile Asurilerin kaçırıldığı yer Şeddadi’ydi.
Sendika.Org, ANHA