Barış İçin Akademisyenlere dönük gözaltılara sağlık çalışanları beyaz nöbetinde destek verdi. KESK de bir basın toplantısıyla akademisyenlerin yanında olduğunu söyledi
Barış İçin Akademisyenlere dönük gözaltı, baskı ve linç her alandan öfke ile karşılık buluyor. Sağlık çalışanlarının beyaz nöbetinde de bugün (15 Ocak) gündem “akademisyenlere destek” oldu. KESK Genel Merkezi’nde yapılan basın açıklamasında da akademisyenlere destek verildi
Beyaz Nöbet’ten akademisyenlere destek
Her gün, 12.00-13.00 saatleri arasında, İstanbul Tıp Fakültesi Monoblok önünde Yaşam Hakkı İçin Beyaz Nöbet tutan sağlık çalışanlarI, Barış İçin Akademisyenler’in “Bu Suça Ortak Olmayacağız” başlıklı bildirisi nedeniyle başlatılan başlatılan baskı, soruşturma ve gözaltıları kınadı. Akademisyenlere destek açıkladı.
Bugün (15 Ocak) bir araya gelen İstanbul Tabip Odası (İTO), İstanbul Dişhekimleri Odası, SES İstanbul Şubeleri, Dev Sağlık-İş üyeleri, son aylarda görevlerini yaparken katledilen sağlık çalışanlarının resimlerini ve sağlık hakkı ihlallerinin simgesi haline gelen beyaz bayraklar taşıdılar.
Dr. Mehmet Kaya yaptığı konuşmada; “Barış talebimizi duyurmak için gerçekleştirdiğimiz Beyaz Nöbet’in 5. Günündeyiz. Bugünkü nöbetimizin ayrı bir önemi var. Bu sabah barış için girişimde bulunan akademisyenlere yönelik gözaltılar başladı. Bu hukuksuz duruma yönelik olarak kurum temsilcileri düşüncelerini ifade edecekler” dedi.
İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Samet Mengüç “Barış talebini dile getiren akademisyenler Başbakan, YÖK, medya ve paramiliter güçlerin baskılarına maruz bırakılmakta, bu akademisyenler kriminalize edilerek birer terörist gibi lanse edilmeye çalışılmaktadır. Süreç bir linç kampanyasına dönüştürülmüş durumdadır”dedi. Mengüç, bu insanlıkdışı durumu kabul etmeyeceklerini belirterek “Bizler asla susmayacağız, bedeli ne olursa olsun barış talebini haykırmaya devam edeceğiz. İstanbul Tabip Odası olarak akademisyenlerin imzaladığı metni biz de imzalıyoruz” dedi.
SES Anadolu Şube Sekreteri Şahin Tanrıverdi de “Bizler yaşatmaya çalışırken öldürülüyoruz. Ülkenin dört bir yanında bunu haykırıyoruz. Temel yaşam hakkına yönelik bütün saldırılara karşı Hükümetin bugünkü tutumuna karşı tavır alıyoruz. Çocukların, insanların katledilmesinin önüne geçmek için elimizden gelen tüm gayreti göstereceğimizin sözünü vermek istiyorum” dedi Akademistenlerin imzaladığı metni KESK olarak imzaladıklarını belirtti.
TİHV Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı ise şunları söyledi: “Sevgili dostlar, sevgili öğrencilerimiz. Bizler hocalarınız olarak bu ülkede yaşanan katliama tanıklık ettik. Lütfen siz de tanıklık etmeye devam edin. Çünkü bilim gerçeği söylemeyi gerektirir. Biz bilim insanları olarak hiç de ‘sözde’ olmayan, bu ülkenin aydınlığı olan insanlar olarak gerçeği söylemeye devam edeceğiz.” Ellerinde taşıdıkları genç sağlıkçılarının fotoğraflarını gösteren Fincancı “Biz bu insanların otopsi raporlarını okumak zorunda kalmayalım diye bu barış metnini imzaladık” dedi.
Fincancı “Kanımızla duş yapmak isteyenler, gaz odalarında insanları sabuna çevirenler belli ki kendi kirlerinin farkında. Eğer onların kirleri temizlenecekse, eğer barış olacaksa her tür fedakarlığı yapmaya hazırız. TİHV olarak Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi’nin metnine amasız, fakatsız imza attığımızı açıklıyoruz” diye konuştu.
Dev Sağlık-İş Genel Sekreteri Gürsel Kaya ise “5 gündür burada, barış için nöbet tutuyoruz. Bu ülkede barış gelinceye kadar mücadeleye devam diyoruz. Tekellerinde bulundurdukları basınıyla, yandaşlarıyla, paramiliter güçleriyle, mafya güçleriyle insanları sindirmek diktatörlerin karakterinde vardır. Çünkü kendi düzenlerini yürütmenin başka bir yolu yoktur. Bugün bu ülkenin akademisyenlerini, düşünürlerini cezaevlerine koymak, gözaltına almak ancak diktatörlerin diktatörlüklerini sürdürmek için izledikleri bir yoldur. Ama bilsinler ki diktatörlükler yıkılmaya mahkumdur. Biz bir kez daha sesleniyoruz; bizler bu ülkeyi, bu ülkenin tüm insanlarını seviyoruz. Bu ülkeye barış gelinceye, bu ülkenin güzellikleri birlikte paylaşılıncaya kadar mücadeleye devam edeceğimizi duyuruyoruz” dedi.
İstanbul Dişhekimleri Odası adına söz alan Yönetim Kurulu Üyesi Cevher Kahraman ise “Barışı savunmanın, çocuklar öldürülmesin, sivil ölümleri son bulsun demenin kriminalize edildiği, ‘kan banyoları’yla insanların tehdit edildiği zor günlerden geçiyoruz. En son barış talep eden akademisyenlerin yaşadığı baskılar ülkenin durumunu gözler önüne sermektedir. Yaklaşan faşizmin ayak sesleri olarak yorumlamaktayız bu tehditleri. Son olarak Çınar’da meydana gelen saldırı barışa olan ihtiyacımızın ne denli acil bir ihtiyaç olduğunu ortaya koydu” dedi.
İTO Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Ümit Şen de basın açıklamasını okuyarak akademisyenlere dönük saldırılarla ilgili olarak “Kabul edilemez bu aşağılayıcı, tehditkar, cezalandırıcı yaklaşımları kınıyor, herkesi insanlık onuruna yakışır, hakkaniyet ve adalet merkezli, medeni ölçüde fikir, görüş ve ifade özgürlüğüne saygılı bir tavır noktasında durmaya davet ediyoruz” dedi.
Şen, İstanbul Tabip Odası olarak dünyanın tüm çağdaş ülkelerinde kendilerinden beklenen bir davranışı sergileyen “Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi”ni saygıyla ve hürmetle karşılarken bu davranışlarından dolayı kutladıklarını ve desteklerini bildirdi ve hükümeti bu bilim insanlarına yönelik cadı avına derhal son vermeye çağırdı.
KESK: Akademisyenler bu ülkenin yüz akıdır
Bugün 15.00’da, KESK Genel Merkezi’nde gerçekleşleştirilen basın açıklamasında Genel Başkan Lami Özgen şunları söyledi: “Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi” bu ülkenin yüz akıdır, vicdanıdır. Son aylarda yaşananlara karşı yeterli tepkinin gelişmemesi karşısında insanlığın ölmediğinin, üniversitelerde hala özgür ve onurlu duruşa sahip yüzlerce akademisyen olduğunun kanıtı oldular. Barışa dair ses ve umut oldular. Akademisyenlere yönelik linç ve baskı tam da büyüyen bu sese ve umuda yönelik gerçekleşmektedir.”
“Çocuklarımız öldürülmesin” dediler, öldürülmeye devam mı etsin” demeliydiler!?” diye soran Özgen dün Diyarbakır Çınar’da 3, Cizre’de 2 çocuk çocuğun daha öldürüldüğünü hatırlattı.
Özgen, “Aralarında sendikamız Eğitim Sen ve SES üyelerinin de olduğu gözaltına alınan akademisyenler derhal serbest bırakılmalı, cadı avına son verilmelidir” vurgusuyla açıklamaya son verdi.
Kocaeli Adliyesi önünde bekleyenlere polis saldırdı: 4 gözaltı
Üniversiteliler hocalarına sahip çıkıyor: Üniversite biat etmez!
Sendika.Org