Metin Feyzioğlu’nun Erdoğan’a referansla barış isteyen akademisyenleri hedef alması, istifa getirdi. Yrd.Doç.Dr. Kerem Altıparmak, Baro’nun İnsan Hakları Bilim danışma Kurulu üyeliğinden istifa etti
TBB Başkanı Metin Feyzioğlu’nun Tayyip Erdoğan’a referansla barış isteyen akademisyenleri hedef alması, TBB’de istifa getirdi. SBF öğretim üyesi Kerem Altıparmak, Baro’nun İnsan Hakları Bilim danışma Kurulu üyeliğinden istifa etti
Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu’nun, Tayyip Erdoğan’ın Barış için Akademisyenler’i “sözde aydınlar” sözleriyle tehdit etmesini referans alan ve “sözde aydınların kalıntıları” diyerek aynı saldırganlığı sürdürmesi TBB içinde istifa getirdi. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim üyesi Yrd.Doç.Dr. Kerem Altıparmak, TBB İnsan Hakları Merkezi Bilim Danışma Kurulu üyeliğinden istifa etti.
Avukatlardan Feyzioğlu’na: Cübbeni çıkarıp Hitler üniformanı giy
İstifasıyla ilgili yazılı bir açıklama yapan Altıparmak, üyesi olduğu kurulun hem “Bilim Kurulu” hem de “İnsan Hakları Kurulu” nitelikleri olduğuna dikkat çekti, akademik özgürlükler ve ifade özgürlüğünün baskı altında olduğu bu olağanüstü dönemde daha duyarlı platformlarda varolmanın doğru olduğunu söyledi.
Altıparmak’ın istifa açıklaması şöyle:
Üyesi bulunduğumuz kurul iki temel nitelik taşıyor. Birincisi Bilim Kurulu olması, ikincisi ise İnsan Hakları Kurulu olması. Türkiye’de akademisyenler inandıkları görüşleri açıkladıkları için eşi benzeri görülmemiş bir şekilde devletin tüm kurumlarının hedefi haline gelmiş, fiziki ve hukuki tehditler almaya başlamıştır. Birçok meslektaşımız bu nedenle idari ve cezai soruşturmalar geçirmekte ve işlerini kaybetmektedir. Bu ortamda, kendi de akademisyen olan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Av. Prof.Dr. Metin Feyzioğlu bu kadar açık bir saldırı altında olan, ölümle tehdit edilen meslektaşlarımızı ‘mütareke döneminin işgal altındaki İstanbul’unun sözde aydınlarının kalıntıları’ olarak tanımlamak suretiyle bu korkunç ortama katkı sunmuştur.
Bu koşullar altında Barolar Birliği’nin çatışı altındaki Bilim Kurulu’nda çalışmanın bir insan hakları akademisyeni için kabul edilemez nitelikteki bu ifadelere katılmak anlamına geleceğini düşünüyorum. Akademik özgürlükler ve ifade özgürlüğünün baskı altında olduğu bu olağanüstü dönemde bu özgürlüklere daha duyarlı olan platformlarda varolmanın daha doğru olduğunu değerlendirdiğim için Kurul üyeliğinden istifa ediyorum.
Bilgilerinize saygılarımla sunarım.
Sendika.Org/ Ankara