Cemaat kanallarına el konulmasının ardından Kürtçe kanallar hedefe alındı. RTÜK; Jiyan, Özgür Gün, Azadi Amed, TV 10 ve İMC TV’ye 11 ceza verdi. Kanallar lisans iptali tehdidiyle karşı karşıya
Cemaat’e ait televizyon kanallarına el konulmasının ardından AKP’nin şimdiki hedefinde de Kürtçe yayın yapan kanallarla birlikte muhalif kanallar var. RTÜK tarafından Jiyan, Özgür Gün, Azadi Amed, TV 10 ve İMC TV’ye 11 ayrı ceza verildi. Kanallar lisans iptali tehdidiyle karşı karşıya
Saray ve AKP rejimi 1 Kasım seçimleri öncesi muhalif basın üzerinde başlattığı saldırı dalgasını seçimler sonrası daha da tırmandırıyor. Cemaat’e ait Bugün TV ve Kanaltürk televizyonlarına el konularak susturulmasının ardından saldırılar bu kez anadilde yayın yapan televizyonlar ile muhalif çizgideki kanallar üzerinde yoğunlaşmaya başladı. Kürtçe kanallar ve muhalif televizyonlar ceza kıskacına alınarak susturulmaya çalışılıyor.
IŞİD propagandası serbest, eleştirmek suç
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), son iki ay içerisinde anadilde yayın yapan kanallara, muhalif televizyonlara muhalif yayınlarından dolayı 11 ayrı uyarı ve para cezası verdi. Cezaların büyük çoğunluğu “terör propagandası”, “şiddetin teşviki”, “terörün övülmesi” gibi gerekçelere dayandırıldı. Cizre haberleri, 1990’lı yıllardaki devlet vahşetini işleyen belgeseller, Kürtçe ağıtlar ve IŞİD katliamı nedeniyle devlete yöneltilen eleştiriler ceza kapsamına alındı.
Özgür Gün TV’nin Beyaz Toros vahşetini işleyen “Küçük Kara Balıklar” adlı belgeseline RTÜK tarafından üç gün önce “terörü övücü” yayıp yapıldığı gerekçesiyle ceza verdi. IŞİD’in Ankara’da 10 Ekim’de gerçekleştirdiği katliamla ilgili olarak İMC televizyonundaki Gündem Müzakere programında konuşmacıların devlete yönelttiği eleştiri de RTÜK tarafından cezalandırıldı. Oysa IŞİD’in Suruç’ta 20 Temmuz’da gerçekleştirdiği katliamla ilgili olarak TRT Haber kanalındaki bir programda IŞİD’i “mantıklı bulan”, IŞİD saldırılarını meşru ve haklı göstermeye çalışan yayın karşısında ise, RTÜK’ün AKP ve MHP’li üyeleri “düşünce özgürlüğü” dedi.
Yine AKP’ye yakın televizyon kanallarında, HDP başta olmak üzere muhalif kesimleri hedef alan, nefret söyleminin kullanıldığı, HDP seçmenlerine hakaretlerin yapıldığı programlar da ihlal olarak görülmedi.
Lisanslar tehlikede
RTÜK’te AKP ve MHP çoğunluğuyla alınan ihlal kararları kapsamında son iki ay içerisinde Jiyan TV’ye 4, Özgür Gün TV’ye 2, Azadi Amed TV’ye 1, İMC TV’ye 3, TV 10’a ise 1 ceza olmak üzere toplam 11 ayrı ceza verildi.
Cezalar para ve uyarı cezalarından oluşuyor ancak 6112 Sayılı RTÜK Yasası’nın 8/1-b maddesinden verilen ceza lisans iptaline gidecek ağır bir yaptırım sürecinin önünü açıyor. Bu madde, “halkı kin ve nefrete sürükleyen yayınlar” ile ilgili ceza hükmünü düzenliyor. Bir televizyon kanalı bir yıl içerisinde iki kez (b) maddesinden ceza alırsa 10 günlük uyarının ardından aynı yayını tekrar etmesi halinde lisansı iptal ediliyor.
Jiyan TV ve Özgür Gün TV’nin (b) maddesinden 1’er cezası bulunuyor. İkinci kez aynı maddeden ceza verilmesi durumunda lisans iptaliyle ilgili diğer yaptırım süreci başlatılacak. Lisans iptali tehdidiyle karşı karşıya bırakılan Kürtçe kanallar böylece susturulmaya çalışılıyor.
İzleyiciler de cezalandırılıyor
Muhalif kanallara ve anadilde yayın yapan televizyonlara verilen cezaları değerlendiren RTÜK’ün HDP’li üyesi Ersin Öngel, muhalif özgür basını susturmaya yönelik bir politikanın devrede olduğunu söyledi. Kanallara verilen cezalarla televizyonların yayın politikalarına, editöryal bağımsızlıklarına ve halkın haber alma özgürlüğüne müdahale edildiğini kaydeden Öngel, şunları söyledi:
Kürtçe televizyon kanallarının bölgede yaşanan gerçekleri, hukuk dışı uygulamaları bütün çıplaklığıyla topluma sunmasından rahatsızlık duyuluyor. Gerçekler karartılarak, toplumun ve kamuoyunun yaşananlardan haberdar olması ve özgürce kanaat oluşturmasının önü kesilmeye çalışılıyor. 1990’lı yılları, Beyaz Toros dönemini anlatan belgeseller, bir annenin Kürtçe ağıdı, devletin uygulamalarına ve politikalarına yönelik eleştiriler içeren yayınlar bazı ifadeler gerekçe gösterilerek ihlal kapsamına alınıyor. Sansür niteliği taşıyan bu cezalar muhalif kanallar üzerinde kılıç gibi sallandırılarak özgür yayıncılığın engellenmesi amaçlanıyor.
Kürtçe kanallara ve muhalif televizyonlara karşı RTÜK’ün bir sopa durumuna getirilmesi demokrasiye, hukuka, adalete, toplumsal barışa aykırı bir durumdur. Bundan vazgeçilmesi gerekiyor. Sadece bin bir zorlukla ve baskıya karşı yayın yapan kanallar değil, aynı zamanda milyonlarca izleyici ve onların özgür iradesi de cezalandırılıyor. Ne yazık ki tüm bu uygulamalar nedeniyle özellikle medya özgürlüğü açısından daha baskıcı bir dönemin başlayacağı kaygısı giderek artıyor. Buna karşın demokratik kamuoyunun ve izleyicilerin özgür basına sahip çıkması bu süreçte önem taşımaktadır.
Kaynak: DİHA