Kolombiya’da FARC-EP gerillası komutanı “Timoşenko” ile Devlet Başkanı Santos geçen hafta Havana’da el sıkışıp 6 ay sonra barış anlaşmasını imzalayacaklarını açıkladıklarında herkesin gözü aynı anda, şu anda çoktan bombalanmış Türkiye’deki “barış süreci”ne döndü. Her ne kadar “Zete”deki yazımda, bu el sıkışmanın Kolombiya barış sürecinin çok iyi yürüdüğüne değil, aksine, sona ermesi için son ve büyük […]
Kolombiya’da FARC-EP gerillası komutanı “Timoşenko” ile Devlet Başkanı Santos geçen hafta Havana’da el sıkışıp 6 ay sonra barış anlaşmasını imzalayacaklarını açıkladıklarında herkesin gözü aynı anda, şu anda çoktan bombalanmış Türkiye’deki “barış süreci”ne döndü. Her ne kadar “Zete”deki yazımda, bu el sıkışmanın Kolombiya barış sürecinin çok iyi yürüdüğüne değil, aksine, sona ermesi için son ve büyük hamlenin yapıldığına işaret ettiği tahmininde bulunsam da yine de bir karşılaştırmanın, “savaş ve barış” için yapılmasının iyi olacağını düşünüyorum.
Kolombiya gerillasının, özellikle FARC’ın, dünyanın birçok yerinden farkı, doğrudan bir köylü, özellikle toprak reformu hareketi olarak ortaya çıkmasıdır. Kolombiya tarihinde yüzyıllık savaş, liberaller ve muhafazakarlar mücadelesi içinde Köy Komünü, Mariquita Komü’nü ilan edildiğinde eteği tutuşan ABD, yüzyılın düşmanları muhafazakarlar ile liberalleri birleştirip Komüncüler üzerinde yürüttüğünde FARC doğdu. Yani dünyanın bir sürü yerinde olduğu gibi kentlilerin ya da kente gitmiş olanların tekrar geri dönerek örgütledikleri değil, doğrudan özsavunmanın doğurduğu bir gerilla hareketi oldu.
Bunun en önemli sonucu, iki defa neredeyse etkisiz hale getirilmiş gerilla hareketinin yeniden, çok da güç olmadan tekrar örgütlenebilmesiydi. Mesela kentli öğrencilerin öncülüğünde kırsalda örgütlenmesi ile doğan Guatemala gerilla hareketi URNG’nin, barış anlaşmasından sonra neredeyse tamamen yok olmasına ve barış anlaşmasının neredeyse hiçbir koşuluna uyulmasına rağmen, bunu aklına bile getirememesinin nedenlerinden biri buydu.
Ayrıca mesele, Kolombiya politikasının her zaman, belki de dünyanın en sekter karakterini taşımasıdır. Yani Kolombiya egemenlerinin, herhangi bir sendikaya ya da öğrenci hareketine tahammül etmeyen biçiminin sonucu, gerillayı her zaman besleyen bir olanak da doğurdu. Karşılıklı bir durumdu bu. Kentte hiçbir mücadele olanağı kalmayan radikalizm her zaman kendisine kucak açacak bir kırsal bulurken, kırsal da sert mücadelesini her anlamda zenginleştiren ve besleyen bir kentli dinamiğe sahip oldu.
Bu yazı bayağı uzayacak, sonrası gelecek hafta…