AKP içindeki huzursuzluğun görünür yüzü Bülent Arınç bu defa da CNNTürk’te verdi veriştirdi
AKP içindeki huzursuzluğun görünür yüzü Bülent Arınç bu defa da CNNTürk’te verdi veriştirdi. “Başına gelecekler” yüzünden aday olmadığını söyledi. Partinin konumu ve iç tartışmalarındaki rahatsızlığını dillendirdi. Yandaş medyayı açıkça hedef aldı. Kürt sorununda adını da vererek Erdoğan’ı eleştirdi
Manisa’da yerel bir televizyonda Tayyip Erdoğan’a atıfla sarf ettiği “Ben başkaları gibi 400 vekil verin demem, oy dilenciliği yapmam” sözleriyle huzursuzluğunu yeniden ısıtıp sunan eski Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç bu defa da CNNTürk’te sahne aldı.
Aday olmamasından AKP’nin durumuna, parti içi karışıklıklardan yandaş medyanın ambargosuna ve HDP’ye kadar birçok konuda parti çizgisinden ayrıksı yanını göstermeye gayret eden Arınç, mevzubahis Gezi Direnişi olduğunda ise 244 kişiye verilen cezayı az bulduğunu belirtmekten çekinmedi.
‘Başıma neler geleceğini az çok bildiğimden aday olmadım’
Programın henüz başında, 1 Kasım seçimlerinde milletvekili adayı olmamasının konusunu açan Arınç, 2011 seçimlerinden sonra aktif siyasete ara vereceğini hatırlattı ve aday olmamasını “Başıma neler geleceğini az çok bildiğim için” dedi. Partinin, üç dönem kuralını gereksiz bularak kaldırdığını ancak kendisinin bunu savunmaya devam ettiğini ifade eden Arınç, Davutoğlu ile yaşadıklarını şöyle anlattı:
Benim muhatabım partimizin genel başkanıdır. Kendime göre sebeplerimi ifade ettim, özür diledim, beni bağışlamalarını söyledim. Partide aktif bir göreve hayır dedim. Bir gece 12’den 4’e kadar görüşmemiz oldu. Bana hak verdi. Kendimce haklı sebeplerim var. Ailece mutluyuz. Seçim sonrası bazı görevler verildi, bunu ifa ediyorum.
‘Heyecanımızı kaybettik, toplanmamız lazım’
Arınç, daha sonra ise AKP’ye ilişkin eleştirilerini sıraladı. Partide üzeri çizilen isimler arasında bulunan Hüseyin Çelik’in “Bir Kızıldereli kabilesi atları son sürat toplamışlar gidiyorlar. Sonra kabile reisi elini kaldırıp ‘duuur’ demiş, o kadar süratli koşuyoruz ki ruhlarımız geride kaldı” sözlerine atıf yapan Arınç, “Benim durumum da ona benziyor. Biraz toplanalım kendimize gelelim. Okumak lazım. Heyecanımızı kaybettiğimizi söyleyebilirim” dedi.
‘Sevgim azaldı, farklı noktalara geldik’
Sorunun sadece heyecan yitimi olmadığını ifade eden Arınç sözlerini şöyle sürdürdü:
Birilerine karşı sevgim biraz azalmış olabilir. Birlikte siyaset yaptığınız insanlarla aranıza buzdan duvarlar girmişse ara vermenin zamanı gelmiştir. Konuşmalarım açıktır, yoruma açıktır. İnsan yol arkadaşını çok iyi seçmelidir.
Bir rüzgar araya girip arkadaşlarınız yeni arkadaşlar bulursa, hayat dinamik, size düşen şey bir kenarda kalmak, yeni arkadaşlarla yola devam etmesini temin etmektir. Onları üzmemek adına.
Yola çıkarken birlikte karar verdiğiniz noktadan farklı bir noktada olursanız, gönül almalar fazla işe yaramaz. Burada lider pozisyonda olanın güçlü olması icap eder. Sizin ayak bağı olmamanız gerekir. Çok özele girmeden iktifa etmemiz lazım. Yeni değerlendirmelere ihtiyaç olabilir, 7 Haziran birilerimizin aklını başına getirilmesi gerek.
Albayrak’a ekranda yanıt: ‘Gitsin nasihatlarını başkasına yapsın’
Arınç konuşurken Star Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Nuh Albayrak programa tweetleriyle katıldı. Albayrak, Twitter’dan “Sayın Arınç hızlı girdi: Birilerine sevgimi kaybetmiş olabilirim… Sormadan söyledi, demek ki bir şeylere karar vermiş, onu ifadeye gelmiş. Şuurlu bir Müslüman ‘Hüseyin alçakça şehit edildi’ demez” açıklaması yaptı. Albayrak’ın yorumu sorulan Arınç ise sert bir çıkış yaptı.
Programa özel bir maksatla gelmediğini belirten Arınç şöyle dedi:
Hz. Hasan, Hz. Hüseyin’in başları gövdelerinden ayrıldı. Karşılarında Yezid vardı. Hüseyin için alçakça şehit edildi dememi şuurlu bir müminlik olarak görmüyorsa bir şey demiyorum. Sayın Albayrak daha iyi mümindir. Müminler cinayet işlemez mi? İşler. Dine bakılmaz bu konuda.
Valla bu nasihatlarını başkalarına yapsın. Onlar da Yezid kadar olmasa bile, yazarlarımız-çizerlerimiz Yezid’den daha fazla cinayet işliyorlar. Ellerinde mızrak yok ama insanların haysiyetlerine o kadar alçakça saldırıyorlar ki, Yezid bunları görse kıskanırdı.
‘Yeni yetmeler’in saldırıları
Bülent Arınç, programın devamında ise AKP etrafında yürüyen tartışmalara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. “5. parti” iddialarına karşı çıkan ve Abdullah Gül’ün partiye zarar verecek bir hareket içinde bulunmayacağını söyleyen Arınç, bazı yeni yetmelerin kendisini, Ali Babacan’ı, Hüseyin Çelik’i, Abdullah Gül’ü güçsüz göstermeye çalıştığını ifade etti.
‘Dost’ kanallardan Arınç’a ambargo!
Arınç’ın yandaş medya eleştirisi Nuh Albayrak ile de sınırlı kalmadı:
Niye oradasın dedikleri birkaç kanaldır, niye orada değilsin dedikleri pek çok kanaldır. Şaşıracaklar belki ama benim kendilerini dost bildikleri televizyon kanallarında ambargo vardır. İki yıldan bu yana TRT’den, diğerleri de bir yıldan bu yana bu kişi televizyona çıkmayacak, ne söyleyeceği belli olmaz diye. Benim çıkacağım yerler bellidir. Yanlış şeyler söylemiyorum, yanlıştır diyenlerle seçimlerden sonra çok daha rahat konuşacağız.
Ben niye x televizyonunda değilim, gidin onların patronlarına sorun. Patronları, genel yayın yönetmenleri bir yerden aldıkları talimatla ambargo uyguluyorlar. Bülent Arınç iyi adamdır, Abdullah Gül iyi şeyler yapmıştır diyen kanaldan çıkarılıyor.
Kendi sorumluluğumdaki TRT’nin, Anadolu Ajansı’nın bunu yapması hicap vericidir. Şahsımın kötü olduğundan değil, birilerinin rahatsız olduğundan dolayıdır.
Gezi Davası’ndaki cezayı ağır buldu
Arınç, Gezi Ana Davası’nda 244 kişi hakkında hapis cezası verilmesi hakkında da konuştu. Gezi Direnişi’nin ilkin “masum bir eylem”, ardından “terör örgütlerinin büyütmesi” olduğu iddiasını yineleyen Arınç, Erdoğan’ın yurtdışında olduğu ve kendi yönettiği süreçte Dolmabahçe’deki Başbakanlık Ofisi’nin sarılması, Kızılay’daki Başbakanlık binasına 100-150 metre mesafeye kadar gelinmesi gibi olayları korku içinde anlattı.
Kamu malına zarar geldiğini, insanların öldüğünü, marjinal örgütlerin Gezi’yi teslim aldığını, AKM’nin bayraklarla kirletildiğini ileri süren ve “O gün yaşanan vahşetin karşılığı bu cezalar değildir” diyerek cezayı az bulan Arınç, net bir yanıt vermek için kararın tümüne bakmak gerektiğini dile getirerek konuyu kapadı.
HDP için ılımlı mesaj, çözüm sürecinde eleştiri
HDP’nin içinde EMEP ve ESP gibi unsurların da olduğunu hatırlatan ve partideki herkesin sırtını Kandil’e dayadığını söylemenin yanlış olduğunu kaydeden Arınç, bu nedenle içinde HDP’ye dair bir umut taşıdığını söyledi.
Arınç, “Çözüm süreci devam etmeli mi?” sorusuna ise Erdoğan üzerinden yanıt verdi. Kürt halkının cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan’a verdiği yüzde 44’lük oyun, bir yıl içinde yüzde 20’lere düştüğüne ve Erdoğan ile ilgili bir güven bunalımının ortaya çıktığına dikkat çeken eski Hükümet Sözcüsü Arınç, kendi görüşmelerinde “Kobanê’ye Kürt gözüyle bakın” yanıtı aldığını aktardı.
Çözüm sürecinden geri dönülen bir noktaya gelinmesinin güvensizlik yarattığını, silah ve ölümün bir sonuç vermediğini ifade eden Arınç, sürece yeni bir isim vereceklerini ve sürdüreceklerini, koalisyon hükümeti durumunda da aynısının yapılması gerektiğini dillendirdi.
Sendika.Org