Başlık HDP, PM sonuç bildirgesinden ve çok şey anlatıyor. Seçimler AKP ile HDP, daha doğrusu Erdoğan’la HDP arasında geçecek diyorduk. Öyle oldu. Şimdi HDP karşısındaki yenilginin rövanşını siyasi arenada alamayacağından ve artık bu inişin çıkışı olmayacağından emin olan AKP (siz bunu Erdoğan olarak okuyun), kendi kurtuluşunu (siz bunu kirlerinden sıyrılmak olarak okuyun); savaşı, hem de […]
Başlık HDP, PM sonuç bildirgesinden ve çok şey anlatıyor. Seçimler AKP ile HDP, daha doğrusu Erdoğan’la HDP arasında geçecek diyorduk. Öyle oldu. Şimdi HDP karşısındaki yenilginin rövanşını siyasi arenada alamayacağından ve artık bu inişin çıkışı olmayacağından emin olan AKP (siz bunu Erdoğan olarak okuyun), kendi kurtuluşunu (siz bunu kirlerinden sıyrılmak olarak okuyun); savaşı, hem de doksanların kontra yöntemlerini de devreye sokarak hortlatmakta buldu! Bu, onlar için gerçekten bir kurtuluş mu, çözüm mü? Hayır elbette. Evet, tekrar Türkü Kürde düşmanlaştırma politikaları alıcı buluyor. Ama, kanın, halk evlatlarının cenazesinin üzerinde yükselme siyasetinin, alıcısı yok! Olası bir erken seçimde AKP’ye oy olarak dönmeyecek, cenazeler… Evet, zaten etkilerini silmesi yüzyıllar alacaktı bu savaşın; şimdi daha fazla kırık kalp var ve tamiri mümkün değil. Ancak, daha da katmerlenmesin diye, acıları yüreğe gömüp, “bir daha asla” demek zorundayız! Şu günlerde, “ateşkesi kim bozdu, savaşı tekrar kim başlattı” sorusu önemli evet. Ve bunun devrik hükümet eliyle planlı programlı, Meclis’in “devre dışı” olduğu bir süreçte yapıldığı da aşikar. Ama, sadece bugün için değil, geçmiş tüm otuz küsür yıl için sorulabilecek ve uzun uzun tartışılacak bu soru, bu günün acil sorusu değil. Bu gün, acil olan; bir haftada, 1 yılda dökülemeyen kana sebep olan bu aymazlığa, kimin, nasıl dur diyeceği, masaya geri dönüşün nasıl sağlanacağı! Ona da, plaza medyası yazarlarının, sanki son otuz yıldır uzayda yaşamış da savaşın ve barışın koşullarını artık ezbere bilmeleri gerekmiyormuş gibi, iki de bir de “silahı bıraktır” çağrısı yaptıkları Sayın Demirtaş cevap vermiş. Dünyada benzer çözüm süreçlerinin, bugün yaşadığımız gibi zaman zaman sıkıntıya girdiğininin, ama tarafların sonunda masaya dönmek zorunda kaldığının altını çizmiş. Biz de çözüm süreci bitti, diyerek ortamı silaha savaş teslim edemeyiz. Türkiye toplumu barış istiyor ve kesinlikle PKK’nin silahlı eylemlerini sona erdirmesini, hükümetin de artık askeri operasyonlarına son vermesini ve müzakereye dönmesini istiyoruz” demiş. Pardon, daha ne desin? Tek seçenek budur. Ve o masaya ne kadar geç dönülürse, kayıp o kadar çok olur. Hiç devrik hükumetin herhangi bir mensubundan, hatta kendisine muhalefet diyen diğer siyasi partilerden, böyle objektif, cesur bir çağrı duydunuz mu? Kırk yılın iflas etmiş imha politikasına geri dönüşün ne menem bir aymazlık, saçmalık, bir kırk yılı daha, hatta belki de tüm geleceğimizi feda etmek demek olduğunu bilemiyorlarsa, siyaseti bıraksınlar. Yok biliyor da susuyorlarsa ki bu seçenek ağır basıyor, o zaman şunu unutmasınlar, bu coğrafya sonsuz acılar yaşamıştır ama acılar da yaşatanlar da yol verenler de asla unutulmamıştır! O isimler halkların tarih defterinde kayıtlıdır hala. Bugün susan, ebediyen sussun! Bugün, AKP’nin içinde, hala kaldıysa vicdan sahibi insanlar, dur demek zorunda, bu, evlatlarımızın kanına susamış, süslü laflarla onları vatana feda etmemizi, yani ölüme yollamamızı emreden, aslında savaşta bunun kaçınılmazlığına halkı bir anlamda hazırlamaya çalışan korkunç gidişe!
Bugün, tüm siyasi partilerden seçilen , Meclis’e halklar adına yollanan her vekil, itiraz etmek, “masaya dönün” demek zorunda! Sizi evlatlarımızı katlettirin, her bir köşesi cennet coğrafyamızın; ağacıyla, çiçeğiyle, kurduyla kuşuyla, ateşe verilmesine göz yumun; çalana, talana hesap sormayın, hamaset yapın da halklar adına barışın siyasetini yapmayın diye yollamadı halklarımız oraya! Bu coğrafyada, Kürdüyle, Türküyle, Gürcüsüyle, Arabıyla; dindarı, seküleri, inançsızı, kentlisi, köylüsüyle, tek bir ana yoktur savaşa yol verecek! Sizi anneleri ağlatın diye yollamadı kimse oraya! Şimdi masaya dönüş için inisiyatif alma zamanı! Varsın kurulmasın koalisyon, bu meclisi görev dışı yapmaz!
Milletvekillerinin her biri sadece seçmenini değil tüm halkları temsil ediyor ve mensubu oldukları partilerin savaş çığırtkanlığına itiraz etmek zorundalar! HDP, bu adımı attı ve AKP’nin seçim kazanmak uğruna savaşı tekrar başlattığının, bunun Türkiye toplumunun değil saray cuntasının savaşı olduğunu altını çizerek, “Hiçbir Cumhurbaşkanı veya Başbakan’ın bu halkın çocuklarını kendi siyasi ikbali için feda etmesi kabul edilemez” diyerek, savaşa değil çözüme ortak olma çağrısı yaptı. Bu yaklaşımı, tüm Meclis’ten bekliyoruz! Yoksa eminim sizi oraya yollayan, geri çağırmasını da bilir!