Faşist dinci DAİŞ çetesine karşı Kobane savunmasında yer alan MLKP savaşçısı Özgür Renas, aynı mevzilerde savaştığı Kobane şehidi Emre Aslan’ı (Alişer Dersim) yazdı. Renas, ETHA’ya ulaştırdığı mektubunda ,Aslan’ın Kobane’deki ilk günleri ile savaş sahasındaki uzmanlaşma sürecinden şehit düştüğü ana kadar izlenimlerini şu şekilde aktardı: “Alişer Dersim, silahlı mücadelemizde yaşayacak! Alişer yoldaş ile ilk eğitim karargahında […]
Faşist dinci DAİŞ çetesine karşı Kobane savunmasında yer alan MLKP savaşçısı Özgür Renas, aynı mevzilerde savaştığı Kobane şehidi Emre Aslan’ı (Alişer Dersim) yazdı. Renas, ETHA’ya ulaştırdığı mektubunda ,Aslan’ın Kobane’deki ilk günleri ile savaş sahasındaki uzmanlaşma sürecinden şehit düştüğü ana kadar izlenimlerini şu şekilde aktardı:
“Alişer Dersim, silahlı mücadelemizde yaşayacak!
Alişer yoldaş ile ilk eğitim karargahında karşılaşıyoruz. Yanında iki yoldaş daha var. Yüzlerinde partiden bir yoldaşla karşılaşmanın heyecanı var. Neden Kobanê’ye geldiğini anlatmaya çalışıyor. Bir kaç defa vurguluyor. “Kendimi tüketmek istemedim. Yeni bir başlangıç yapmak istiyorum” diyor. Aklıma Yasemin yoldaş geliyor. “Yasemin’i tanıyor muydun” diye soruyorum. “Evet” deyip Yasemin’i anlatmaya başlıyor. Alişer yoldaşın, parti gençliğinin militanlarından biri olduğu belli oluyor. Bu, anlattığı hikayelerle ve Kobanê’ye dair önerileriyle hemen anlaşıyor. “Yoldaş, gençliği belli süreliğine buralara çekmek lazım” diyor. Sokak savaşından, Ortadoğu’dan, Kürdistan Devrimi’nden bahsediyor. Kendini Rojava Devrimi’ne göre şekillendirmeye başladığı belli oluyor. Şakalaşıyoruz, “Sonra konuşuruz bunları” diyorum.
Kobanê’de savaş var. DAİŞ çeteleri kent merkezine dayanmış durumda. Alişer ile durumu değerlendiriyoruz. Kobanê’nin düşeceğine dair hiçbir tasası yok. “Katılımlar çok fazla. Yenemezler bizi” diyor. Fikir ve önerileri Türkiye Devrimi’ne doğru kayıyor. Hemen toparlıyor. Gülerek, “Biji Kürdistan’a Azad” deyip nöbete gidiyor.
Türkiye’de yükseltilecek devrimci mücadeleye dair saatlerce, günlerce tartışıyoruz. Umutsuzluk yok içinde. Bulunduğumuz durumun hep öznel yanını eleştiriyor. “İstersek olur” diyor. Gençliğin militanlaşmasından, işçi sınıfı içindeki kitle çalışmasının yükseltilmesinden ve elbetteki politik askeri mücadelenin sorunlarından konuşuyoruz. “Yaşamımı askeri alanın ihtiyaçlarına göre örgütlemek istiyorum” diyor. Öyle de yapıyor.
Alişer yoldaşın daha sonra düşmana ilk kurşununu atacağı mevziye gidiyoruz. 4 katlı bir bina. En üst ve en alt katına kum torbalarından mevziler yapıyoruz. İlk komutanımız Miran Tekman, genç bir heval. (Alişer yoldaştan önce başka bir çatışmada şehit düştü.) Bize bildiklerini aktarıyor. “Heval, sürekli Alluh-u Ekber diye bağırırlar, korkmayın siz de slogan atın” diyor. Alişer düşmanla her sıcak temasta sloganlar atıyor. Kobanê’nin güney cephesi Alişer’in, “Biji berxwedana MLKP” sloganıyla yankılanıyor.
Miştenur’da bir MLKP savaşçısının şehit düştüğünü öğreniyoruz. Cephe komutanıyla görüşüp “Miştenur’a gitmek istiyoruz” diyoruz. Reddediliyor. YPG güçleri, Müştenur’dan geri çekilmiş. Alişer ile birlikte Kobanê’de geçirdiğimiz en zor gün. Adını bilmediğimiz, karşılaşamadığımız bir yoldaş için saygı duruşunda bulunuyoruz. Alişer’in gözlerindeki öfkeyi hiç bu kadar derin görmemiştim. Saatler geçmiyor o gün. Gece nöbetteyken düşman hareketi tespit ediliyor. Alişer, daha önce hiç kullanmadığı doçkaya koşuyor. Düşmana geçit vermiyor.
Bulunduğumuz cephede şehitler veriliyor. Yaralılar var. Kobanê’yi pek bilmesek de çemberin daraldığının farkındayız. Savaşın yoğunluğu nedeni ile Kobanê’deki diğer parti güçlerine ulaşamıyoruz. “Parti biziz” diyoruz. Savaşa dair kararlarımızı kendimiz alıyoruz.
Alişer şiir yazmaya başlıyor. Yakın mevzilere dahi gidip şiirlerini okuyor. Su deposuna, “Güneş şafakta dövüşenlerin olacak” şiirini yazıyor. Yazarını soruyorum. “Bilmiyorum ama güzel şiir” diyor. Şiir defterini çıkarıyor. Paramaz yoldaş için yazdığı şiiri gösteriyor. “Yarım kalmış gibi. Devam ettirsene” diyorum. “Olur. Zaten şiirlerimin hepsi şimdilik taslak. Savaştan sonra şiirlerime geri döneceğim” diyor. Gülümsüyor.
Komutan Sarya bulunduğumuz mevziye geliyor. “Ne yapıyorsunuz kaçaklar” diyor. Yanında bir yoldaş daha var. O’nu tanıyoruz. Sevincimiz dağlar kadar. Uzun bir süreden sonra partililerle buluşmanın heyecanı içindeyiz. Yoldaşlar sicilimizi alıyor. Savaştaki durumumuzu anlatıyoruz. Sohbet derinleşiyor. Alişer, Sarya yoldaşın nereli olduğunu soruyor. İlk uyarısını Sarya yoldaş’tan alıyor:
-Nereli olduğumu boşver. Sen de kimseye nereli olduğunu söyleme.
Sarya Yoldaş şehit düştüğünde sicil bilgilerine bakıyoruz. Alişer gülümseyerek anlatıyor: “Ben yoldaşın şivesinden Dersimli olduğunu anlamıştım. O yüzden nerelisin diye sormuştum” diyor.
Alişer yoldaş ağır silah taburunda 12.5’luk doçka silahını kullanmaya başlıyor. Çatışmaların en yoğun olduğu günlerde doğu cephesinde çarpışıyor. Sokak sokak, ev ev süren direnişte çelikleşiyor, ustalaşıyor. Daha sonra havan silahını öğrenmek için doçkadan ayrılıyor.
Havan atışlarında nokta atışlar yapabilmek için akademik bilgiler edinmeye çalışıyor. Bu silahta da etkili eylemler gerçekleştiriyor. Her eylemini şehit yoldaşlara adıyor. DAİŞ’in Türk devleti kontrolünde Bakur sınırından Kobanê’ye sızmaya çalıştığı etkili saldırıda karşı saldırı gerçekleştiriyor. DAİŞ önemli kayıplar veriyor. Alişer yoldaş, Bakur sınırına yakın yerde gerçeklen eylemi Kader Ortakaya yoldaşa adıyor.
Saflarımıza genç yoldaşlar katılıyor. Ben, yeni bir yoldaşı görünce sevinen Alişer’in, bu kadar güzel güldüğünü hiç görmemiştim. “Rojava’daki güçlerimizi arttırmalıyız. Rojava sadece Rojava değil. Bizim buradaki varlığımız Türkiye devrimini de güçlendirecek. Partimizin Rojava devrimi ile kurduğu ilişki herkese örnek olacak. Devrimci hareketin merkezine doğru ilerliyoruz” diye fikirlerini belirtiyor. Yeni katılan yoldaşlara Türkiye ve Kuzey Kürdistan’daki politik gelişmeleri, partinin gelişimini soruyor. 20. yıl kutlamalarından lise kurultaylarına kadar her şeyi ama her şeyi merak ediyor. Yeni yoldaşlar, Kobanê’deki bir savaşçının memleketteki siyasi gündemi bu kadar yakından takip etmesine şaşırıyorlar. Alişer gülümsüyor. “Daha Türkiye-Kürdistan devrimi var” diyor.
Algan Zafir yoldaş, düşmanın kapsamlı bir saldırısında bulunduğu mevziyi savunurken şehit düşüyor. Yoldaşın cansız bedenini şehitler evinden alıp Suruç’a uğurlamamız gerekiyor. Karargahta yoldaşlarla buluşup morga gidiyoruz. Algan’ın dağ gibi bedeni karşımızda duruyor. Gözyaşlarımıza hakim olamıyoruz. Alişer yoldaş uğurlama törenini organize ediyor. Kulağıma sessizce fısıldıyor: “Güçlü dur. Sen konuşma yaparsın. Ben slogan attıracağım.”
Alişer yoldaştaki güçlü duruştan herkes etkileniyor. Şehidimizin tabutunu omuzlayıp sınırda bekleyenlere teslim ediyoruz.
Düşman kent merkezinden çıkarılıyor. Alişer yoldaşın dahil olduğu havancı grubu bir süreliğine etkisiz kalıyor. Sabırsızlanıp Parti’ye başvuruyor. “Yeni gelen yoldaşlardan biri yanıma gelsin. Ağır silah taburundan 12.5’luk doçka isteyelim. Düşmanı biraz da doçka ile vuralım” önerisini yapıyor. Kabul görüyor önerisi. Artık köy operasyonlarına katılan, düşmana kök söktüren bir doçkacıdır.
Ara ara görüşüyor ya da haberleşiyoruz. Güney cephesindeki köylerin DAİŞ’ten kurtarılmasında aktif olarak savaşıyor. Güney cephesi düşmandan temizlendikten sonra Doğu cephesine, yani Til-Abyad’a doğru gitmek istediğini bildiriyor.
…..
Aldığımız haberle hızla Şehitler Evi’ne doğru yola çıkıyoruz. Haberin doğru olmadığına inandırmaya çalışıyoruz birbirimizi. Ama yok. Alişer’in cansız bedeni yatıyor karşımızda. Bir yoldaş bulunduğumuz binaya göz gezdirirken gözyaşlarına hakim olamıyor. “Kobanê’ye geldiğimiz ilk gün Alişer Yoldaş ile bu binada kalmıştık” diyor. Tuhaf bir tesadüf. Alişer yoldaşın Kobanê’de ilk ayak bastığı evde, cansız bedeni yatıyor. İlk ayak bastığı evle uğurlandığı ev aynı oluyor.
Alişer Dersim yoldaş; aylar süren Kobanê Direnişi’ne adını, şehitleri, yaralıları ve en ön cephelerde bulunan savaşçılarıyla yazan partimiz MLKP’nin bayrağını onurla taşıdı. O’nun dalgalandırdığı bayrak düşmana korku, dosta cesaret yaydı.
Biz MLKP savaşçıları, O’nun bıraktığı bayrağı dalgalandırmaya, O’nun bıraktığı silahın namlusunu soğutmamaya ant içiyoruz. Alişer Dersim yoldaş yaşıyor MLKP savaşıyor! Biji Kürdistana azad! Devrimin zaferi için yaşasın MLKP!”