Tüm kadınların 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü kutluyorum. Dünya gerçek özgür ve demokratik yaşama 8 Mart ruhuyla kavuşacaktır. Bu nedenle tüm insanlık açısından ortak kutsal gün 8 Mart’tır.

Bu 8 Mart insanlık için bir dönüm noktası olacaktır. Kadın cins bilincinin en yükseğe çıktığı yıl olarak yaşanacaktır. Kadının cins bilincine varması, işçilerin, emekçilerin sınıf bilincine varmasından yüz kat daha fazla siyasi, toplumsal ve kültürel sonuçlar doğuracaktır. Bu da doğrudan ekonomik yaşamı etkileyecektir. Özgürlüğün, demokrasinin, sosyalizmin sömürüsüz ve baskısız dünyanın şifresi kadın özgürlüğüdür. Kadın özgürlüğü sağlandığında tüm bunlar bir bir gerçekleşecektir. Çünkü kadın özgürlüğünün girdiği yerde baskı, sömürü, zulüm kalmaz. Güneş giren yere doktor girmez gibi, kadın özgürlüğünün olduğu bir yere hiç bir kötülük girmez. Özcesi insanlık tüm kirlerinden, paslarından ancak kadın özgürlüğüyle kurtulur. Kadın özgürlüğünde yıkanmak, kutsal suda yıkanmak gibidir.

Kadınlar özgür olsa dünya yerinden oynar sloganı doğru slogandır. Kadın özgürlüğü her şeyi köklü değiştirir. Kötülükler üzerine şekillenen dünya, iyilik ve güzellik üzerine şekillenen dünya haline gelir. Kürt Halk Önderi dünyayı yerinden oynatacak manivelayı, sallayacak manivelayı bulmuştur. Bu kadın özgürlüğüdür. Eğer bugün Kürdistan’da yer yerinden oynamışsa, Kürdistan’a giden her kes şaşırıyorsa, tüm dünya Kürtlerdeki değişimi hayranlıkla izliyorsa, bunu sağlatan kadın özgürlük manivelasıdır.

PKK önderliği sosyalizmin şifresini bulmuştur. Çünkü kadın özgürlüğü sosyalizmin esasıdır. Eskiden sosyalizm işçi sınıfına dayandırılırdı. Şimdi kadın özgürlük mücadelesi emekçilerden daha fazla sosyalizmin özüdür ve öncü gücüdür. Kadın özgürlük bilinciyle sınıf bilincini birleştirmeden hiç kimse gerçek sosyalizme ulaşamaz. Çünkü kadın özgürlüğü iktidar ve devletin panzehridir. İktidarsız, devletsiz sosyalizm ancak ve ancak kadın Özgürlük Mücadelesi ve kadın özgürlüğüyle sağlanır. Buna sosyalizmin dibacesi dersek en doğru şeyi söylemiş oluruz. Sosyalizmi her türlü sapmadan ve çizgi dışılıktan kurtaracak olan da kadın özgürlük çizgisidir. PKK önderliğinde somutlaşan kadın özgürlük çizgisinin böyle bir karakteri vardır.

Bu dünya, dünyalarımız erkek egemeliklidir. Bu da eşittir egemenliğin ve iktidarın varlığıdır. İktidar ve devlet zihniyeti kaynağını erkek cinsin şekillenmiş karakterinden almaktadır. Bu açıdan kadın özgürlüğü demek en başta da iktidar ve devlet karşıtlığı demektir. Kadın, iktidar ve devlet dışıdır. Erkek ise iktidar ve devleti içselleştirmiş cinstir. Bu açıdan beş altı bin yıllık devletçi sistemi en iyi çözecek ve eski eserler müzesine gönderecek esas güç kadın özgürlüğüdür. Tabii ki kadın bunu iktidar, devlet, sömürü düşmanı emekçiler ve tüm ezilenlerle birlikte yapacaktır. Gençlik ise karakteri itibariyle devlet ve iktidarla birleşmediğinden bu mücadelenin en dinamik gücü olacaktır. Bu nedenle PKK önderliği gençlik ve kadını özgürlük, demokrasi ve sosyalizm mücadelesinin en temel öncü güçleri olarak tanımlamaktadır. Gençlikteki özgürlük ruhu ve arayışını da özgürlük ve demokrasi için harekete geçirmenin önemini sürekli vurgulamaktadır.

Kürt kadınları Hanım Yaverkaya’lardan, Sultan Yavuz’lardan, Besê Anuş’lardan, Sakine Kırmızıtaş’lardan başlayıp bugüne kadar bir destansı mücadelenin içinde yer almışlardır. Sara’lar, Bêritan’lar, Şilan’lar, Nuda’lar, Sorxwin’ler, Wiyan’larla çizgisi netleşen kadın Özgürlük Mücadelesi, binlerce fedai kadın şehidiyle bugünlere gelmiştir. Bu çizgi Rojava’da kendini Arin’lerle, Hebun’larla tarihin en çarpıcı fedai savaşçılığını ortaya çıkarmıştır. Örgütlü, bilinçli binlerce kadın özgürlük savaşıcısının şahadeti zaten PKK Önderi’nin yarattığı özgürlük çizgisinin karakterini çok iyi ortaya koymaktadır. PKK önderliği kadın köleliğinin derinliğini o düzeyde açığa çıkarmaktadır ki, toplumda gelişen tüm kötülüklerin, sömürünün başlangıcını kadın köleliği ve sömürüsü olduğunu ortaya koyarak özgürlük ve demokrasideki derinliği ortaya çıkarmış, kadın şahsında özgürlük, demokrasi ve sosyalizm bilincinin patlamasını sağlamıştır. Dolayısıyla toplumdaki özgürlük, demokrasi ve sosyalizmin bilincinin patlamasını sağlamıştır. İşte Kürt Özgürlük Hareketi’nin yenilmezliğinin şifresi budur.

Sosyalizm demek, kaybedilen toplumsallığın yeniden kazanılmasını sağlamaktır. Sosyalizmin en fazla kapitalist modernite çağında gündeme gelmesi, kapitalizmin topluma saldırması, toplumu ve toplumsal ahlakı dağıtmasıyla ilgilidir. Kadın ise toplumu yaratandır. Toplumun özüdür. Bu açıdan kadın  özgürlüğü aynı zamanda kaybettiğimiz toplumsallığımızı yeniden bulmadır. Dolayısıyla sosyalizm şöyle anlaşılmaz, bilinmez bir şey değildir. Toplumsallığın kendisidir. Saptırılmamış toplumsallık sosyalizmin ta kendisidir. Dolayısıyla tüm toplumsallıklar rengi, formatı, literatürü, dili ne olursa olsun sosyalizmin temel kaynaklarından sayılmalıdır. Buna toplumsal karakterini koruyan tüm inançlar ve dinlerin yaşayan kültürel değerleri de dahildir. En başta da toplumsallığın yaratıcısı olan kadın sosyalizmin en temel kaynağıdır.

8 Mart’ta özgürlük, demokrasi, sosyalizm; hak, adalet, eşitlik, toplumsal ahlak isteyen herkes kadınların Özgürlük Mücadelesi’ne, yani “Yeni Dünya” yaratma mücadelesine destek vermelidir. Kesinlikle yeni yaşamı da, yeni dünyayı da kadınlar yaratacaktır. HDP’nin yeni yaşam projesi esas olarak da kadın özgürlük projesidir. HDP’nin tüm farklılıkların özgür ve demokratik yaşamına dayalı yeni yaşamı farklılığına ve cins bilincine sahip olan kadın kadar hiçbir toplumsal güç savunmaz, doğru pratikleştirmez. Bir siyasi gücün farklılığı kadın özgürlüğüne bakışında belli olur. Bu nedenle tüm diğer partilerin durumu yok birbirimizden farkımız biz Osmanlı bankasıyız reklamındaki durumu ifade etmektedir. Tek farklı parti HDP’dir. Bunu da kadının cins bilincinden kaynaklı özgürlük, demokrasi, toplumsallık gücü ve farklılıkların özgür ve demokratik yaşamın güvencesi karakterinden almaktadır.