AKP, kadın ve LGBTİ örgütlerinin İstanbul Sözleşmesi’nin izlenmesi için kurulacak GREVIO heyetinin seçimine katılmasını engelledi, kendi derneklerini atadı
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, İstanbul Sözleşmesi’nin izlenmesi için kurulacak GREVIO isimli uzman grubu için Türkiye’nin adaylarını belirleyecek olan 9 kişilik komitenin 3 STK üyesinin hangileri olacağına karar verdi: Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan’ın yöneticisi olduğu ve kadın-erkek eşitliğine karşı adalet kampanyası yürüten KADEM, türban savunucusu AKDER ve Davutoğlu’nun eşi Sare Davutoğlu’nun kurucusu olduğu ve sağlık alanında dini teamüllerin önemine vurgu yapan KASAD-D!
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, şiddete karşı yaptırımlar içeren Avrupa Konseyi İstanbul Sözleşmesi’nin nasıl uygulandığını izlemesi için kurulacak GREVIO komitesinin Türkiye adaylarını belirleyecek olan ekibe, süreci başından beri takip eden kadın ve LGBT örgütlerinin taleplerini gözardı ederek KADEM, KASAD-D ve AKDER’i seçti
77 kadın ve LGBTİ örgütünün oluşturduğu İstanbul Sözleşmesi Türkiye İzleme Platformunun Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına onlarca başvuru yapmasına rağmen bakanlık sürecin nasıl ilerleyeceğine ilişkin hiçbir bilgi vermemiş, yalnızca İnternet sitesinden aday belirleme sürecinin başladığına dair bir duyuru yapmıştı. Görüş bildirmek için belirlediği son tarihten iki gün sonra GREVIO adaylarının seçimi ile ilgili tepeden inme bir yöntem uygulamıştı. Sürece katılmak isteyen kadın örgütleri toplantı katılım şartı haline getirilen örgüt başkanı tarafından imzalanmış kaşeli yetki belgesi, vergi ve kütük numarası, ıslak imzalı yetki belgesi gibi sayısız koşulla engellenmek istenmişti
KADEM’in kürsüsünde Erdoğan: ‘Kadınla erkek eşit değil’
GREVIO komitesine Türkiye adaylarını belirleyecek olan ekibin içinde yer alan KADEM’İn Yönetim Kurulu’nda Sümeyye Erdoğan var. KADEM (Kadın ve Demokrasi Derneği) son dönemde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ‘kadınla erkeğin eşit değil eşdeğer olduğu’na yönelik yaptığı ve dernek üyesi kadınlarca ‘beğeniyle alkışlandığı’ toplantıyla gündeme gelmişti. KASAD-D (Kadın Sağlıkçılar Dayanışma Derneği) ise, Başbakan Amet Davutoğlu’nun eşi doktor Sare Davutoğlu’nun kurucu üyeleri arasında yer almasıyla biliniyor.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, kısa süre önce Avrupa Konseyi’nin Türkiye’den sözleşmeyi imzalayan taraf ülkeleri denetlemekle sorumlu olacak GREVIO kurulu için adaylarını belirlemesini istemesi üzerine 22 Aralık’ta bir toplantı gerçekleştirdi. Toplantının amacı, GREVIO komitesi için Türkiye’nin adaylarını belirleyecek 9 kişilik komitenin 3 STK üyesini seçmekti.
Tüm itirazlar reddedildi
Bakanlık, toplantıya süreci başından beri takip eden kadın ve LGBT örgütlerinin katılımını zorlaştıran türlü engeller koymasıyla gündeme gelmişti. Bürokratik dayatmalara karşı çıkan platform üyeleri konunun asıl muhatabının kendileri olduğunu söyleyerek toplantıya katılmayı başardı. Bakanlıkça dayatılan yöntemin sözleşmedeki yükümlülükleri ihlal ettiğini ve antidemokratik olduğunu, toplantıda seçim yapılmaması gerektiğini, yapılsa da meşru olmadığını dile getirdi. İtirazlarını sundu.
İtirazları kabul edilmeyen platformun üyeleri toplantıyı terketti. Bakanlık geride kalan örgütlerle komitenin 3 STK üyesini KADEM, KASAD-D ve AK-DER olarak belirledi.
Kadına yönelik şiddeti kendi dernekleriyle önleyemez
İstanbul Sözleşmesi Türkiye İzleme Platformu’nun yaptığı açıklamada, Bakanlığın uygulaması sertçe eleştirilerek, “Hükümet kadına yönelik şiddeti kendi kurdurduğu derneklerle önleyemez” denildi.
Platformdan şu açıklama yapıldı: İstanbul Sözleşmesi Türkiye İzleme Platformu yaptığı açıklama ile yapılan seçimin “hükümsüzlüğünü” şöyle anlatıyor: “Bakanlığın ortak hareket ettiği bu ‘STK’ler; Sözleşme’nin, kadına yönelik şiddet ile ilgili olarak alınacak önlemlerle ‘aile yapısına’; LGBTİ bireyler için getirilen ayrımcılık yasağının ‘Toplum yapısına zarar vermesini’ önlemek üzere ‘seferberlik’ ilan etmiş gruplardır. Bakanlık bünyesinde oluşturulan bu yeni ‘kurul’ ise, İstanbul Sözleşmesi sürecinden, kadın ve LGBTİ örgütleri dışlayarak, bizzat sözleşmenin içeriğini çarpıtma ve uygulanmasını engellemek üzere oluşturulmuş bir kuruldur. Bu süreç meşru değildir. Hükümete yakınlığı ile bilinen bazı STK’lerden oluşan Türkiye Aile Platformunun (TÜRAP), daha görüş alma süreci bitmemişken, sosyal medyada paylaştığı çağrı metinleri, sürecin kimlerle organize edildiğinin ve sivil toplumdan görüş alma sürecinin göstermelik olduğunun kanıtıdır. TÜRAP’ın kadına yönelik şiddet konusuyla ilgili bilgi ve deneyim sahibi olmayan, konuyla alakasız İstanbul Fatihleri İzciler Kulübü Derneği ve HAPKİDO Federasyonu gibi çok sayıda üyesi olan bir platform olduğu göz önüne alındığında, görüş isteme sürecinin sözleşmenin amaç ve içeriğine aykırı ve şeffaf olmayan bir şekilde işletildiği ortadadır.”
Türkiye’nin daha şimdiden Sözleşme’yi ihlal ettiğini söyleyen platform, bunun ilerleyen süreçte de Sözleşme’nin uygulanmasında yeni ihlallerle karşı karşıya kalınacağının kanıtı olduğunu söylüyor. “İstanbul Sözleşmesi kadınların kazanımıdır ve mevcut hükümetin keyfi kararlarıyla uygulanamaz” diyen kadınlar, sözleşmenin ana muhatapları olarak uygulanması için mücadele etmeye devam edeceklerini, ihlalleri tüm ulusal ve uluslararası mekanizmalara taşıyacaklarını ilan ettiler.
Kaynak: Diken, Evrensel