Önümüzdeki günlerde çalışma hayatıyla ilgili yeni bir torba yasanın kanunlaşması söz konusu. Yasa tasarısında işçi sağlığı ve güvenliği konusunda çalışanların haklarını mevcut durumdan daha da gerilere taşıyacak olan bazı düzenlemeler bulunuyor. Bunların içinde en kritik olan, ikazlara rağmen, iş güvenliği konusunda kurallara uymayan işçinin tazminatsız işten çıkarılma yolunun açılması. Tasarıda ayrıca iş güvenliği uzmanlarının ücretlerinin […]
Önümüzdeki günlerde çalışma hayatıyla ilgili yeni bir torba yasanın kanunlaşması söz konusu. Yasa tasarısında işçi sağlığı ve güvenliği konusunda çalışanların haklarını mevcut durumdan daha da gerilere taşıyacak olan bazı düzenlemeler bulunuyor.
Bunların içinde en kritik olan, ikazlara rağmen, iş güvenliği konusunda kurallara uymayan işçinin tazminatsız işten çıkarılma yolunun açılması. Tasarıda ayrıca iş güvenliği uzmanlarının ücretlerinin ödenmesi için bir fon kurulması, iş kazası olmayan işyerlerinin ödüllendirilmesi şeklinde maddeler de bulunuyor. Ana akım medyada çıkan haberlerden tasarının çerçevesinin çizildiğini anlıyoruz.
Son aylarda, işçi ölümlerin toplu katliamlara dönüşmesiyle yükselen tepkiler, hükümet yetkililerini de “önlemler” başlığı altında harekete geçirmiş durumda. Ama bu taslağın yasalaşması halinde işçi ölümlerinin azalması beklentisi boşuna olacaktır. Aksine, yasa işçi ölümlerinin ve iş kazalarının kayıt dışı olmasını teşvik edecek. Kıdemli işçilerin işten atılmasında, sendikal faaliyetlerin engellenmesinde işverenlerin eline daha güçlü bahaneler sunacaktır.
Yasa maddesi sendikasızlaştırmanın önünü açacak
Tasarı yasalaştığı taktirde işyerinde güvenlik kurallarına uymayan işçilerin tazminatsız olarak işten atılmasına yasal dayanak hazırlanmış olacak.
Sendikaların özellikle bu maddeyi enine boyuna tartışması ve karşı çıkması gerekiyor, ama bu konuda ciddi bir karşı çıkışın örgütlenmesi bir yana cılız da olsa bir tepki duymadık. Yoksa, yaptılar da gözümüzden mi kaçtı acaba?
Ülkemizin sendikal karnesi çok zayıf, yasal olarak, sendikalaşma nedeniyle bir işçinin işine son verilmesi yasak. Ancak, işverenler, sendikalaşmayı engellemek için çeşitli bahanelerle, sendikalaşmaya öncülük eden işçileri tazminatlı veya tazminatsız olarak işten atıyor. İşten atarken işverenler “performansı düştü, ya da “iyi niyet kurallarına aykırı davrandı” gibi gerekçeler ileri sürüyorlar. Bu iddialar, görece ispatlanması zor iddialar olduğundan, görülen davalar çoğunlukla işçi lehine sonuçlanıyor.
Bu yasanın geçmesi halinde artık işverenlerin eli geçmişe göre daha güçlü olacak. İşyerinde sağlık ve güvenlik kurallarını yerine getirmediği gerekçesiyle işçilerin tazminatsız olarak işten atılması söz konusu olacak. Bu sendikaların elini zayıflatacak.
Kıdemi fazla işçi için tehlike
İşveren, işyerinde kıdemi olan ve bir şekilde kurtulmak istediği işçiyi bu maddeye dayanarak kıdem tazminatı ödemeden kolaylıkla işten çıkarabilir. İşveren bu konuda gerekçe uydurabilir. Madde yasalaştığı noktada, zaten zayıf olan işçiyi işveren karşısında daha da korumasız hale getirecektir. İşçiyi, yıllarca çalışmanın karşılığı olan kıdem tazminatının bir çırpıda uçup gitmesi riski ile karşı karşıya bırakacaktır.
Uzmanların iş güvencesi yok
Taslak yasanın bir diğer başlığı, iş güvenliği uzmanlarının ücretlerinin bir fon tarafından karşılanması, henüz taslak halinde olan maddenin nasıl şekilleneceği, fonun yönetiminin nasıl olacağı, net değil, ama bu haliyle bile uzmanlara iş güvencesini de sağlayan bir durumun olmayışı, iş güvenliği uzmanlarının çalışmasında başka bir sıkıntıya işaret ediyor. İşyerinde çalışmasına veya çalışmamasına kim karar verecek, güvenlik tedbirlerinin alınmasında ısrarcı olan uzmanın iş akdi işveren tarafından fesih edilebilecek mi bunun şartları nedir? Bu yasa maddesinde tartışılmayan bir başlık olarak duruyor. Fon olumlu bir adım ama güvenlikli bir çalışma ortamı için tek başına yeterli değil.
İşverene yine ödül
Hükümet yetkililerinin aklına, iş güvenliği tedbirlerini almayan işverenlere yönelik etkin denetim mekanizması kurmak ve yaptırımları ağırlaştırmak, işçi ölümlerinin önünü açan taşeronlaştırma ve diğer güvencesiz çalışma biçimlerinin ortadan kaldırmak yerine, işçiyi tazminatsız işten atmak, işvereni ödüllendirmek geliyor. Bu elbette bir zihniyetin göstergesi. Bu madde bu haliyle yasalaştığında, iş kazalarının ve ölümlerin kayıt dışına çıkmasına, kan parası geleneğinin yaygınlaşmasına, neden olacaktır.
Torba yasada, iş güvenliğini daha etkin hale getirmek adına konulan maddelerin, bu işe hizmet etmeyeceği ortada, aksine çalışma hayatında başka türlü yaraların açılmasına neden olur. Etkin bir güvenliği kültürü, daha çocukluktan başlayan eğitim, etkin bir denetim sistemi ve ağırlaştırılmış yaptırımlarla ve elbette, iş kazalarını ve ölümleri arttıran güvencesiz çalışma biçimlerinin ortadan kaldırılmasıyla mümkündür.
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.