Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ile beraber Ankara Ulaşım Ana Planı 2038 projesine imza atan Gazi Üniversitesi Rektörü Süleyman Büyükberber hakkında sayısız mobbing şikayeti var Türkiye’nin, mobbing ofisi olan tek üniversitesi olan Gazi Üniversitesi’nin Rektörü Süleyman Büyükberber hakkında sayısız mobbing şikayeti YÖK’te bekletiliyor. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ile beraber “Ankara Ulaşım Ana […]
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ile beraber Ankara Ulaşım Ana Planı 2038 projesine imza atan Gazi Üniversitesi Rektörü Süleyman Büyükberber hakkında sayısız mobbing şikayeti var
Türkiye’nin, mobbing ofisi olan tek üniversitesi olan Gazi Üniversitesi’nin Rektörü Süleyman Büyükberber hakkında sayısız mobbing şikayeti YÖK’te bekletiliyor. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ile beraber “Ankara Ulaşım Ana Planı 2038” protokolünün altına imza atan Rektör Büyükberber; projeyi eleştirenleri gözlem altına aldı. Önce Mimarlar Odası Ankara Şubesi Eski Başkanı Ali Hakkan daha sonra da öğretim elemanı Tahir Çalgüner’e yapılanların talimatının Rektör Büyükberber tarafından verildiği iddia ediliyor.
Gazi Üniversitesi Şehir Planlama Bölüm Kurulu kararı gereği; bölüm başkanlığının AUAP 2038’i sahiplenmediği ve proje ile alakaları olmadığı daha önceden haber olarak yayımlanmıştı. Bu durumun Melih Gökçek tarafından tepki ile karşılandığı ve rektör Büyükberber’in, bölüm kurulu tarafından verilen kararda adı geçenler hakkında “işlem yapacağı” söyleniyor.
“Gazi Üniversitesi bilimden uzaklaşmış ve siyasallaşmıştır”
Gazi Üniversitesi’nde yaşanan bu olaylardan sonra Mimarlar Odası Ankara Şubesi, aralarında Ankara Şube Başkanı Ali Hakkan’ın da bulunduğu Gazi Üniversitesi’ndeki akademisyenlerin sözleşmelerinin yenilenmemesine tepki gösterdi.
Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin yazılı açıklamasında, Gazi Üniversitesi’nin, Atatürk Orman Çiftliği arazisini ABD Büyükelçiliği’ne devretmesi için TOKİ’ye vermesi, Ankara Ulaşım Ana Planı, Mimarlık Fakültesi’nin cephesinin Selçuklu tarzında değiştirilmesi ve mimarlık eğitiminin içeriğine aykırı olarak kilise maketlerinin yıktırılması gibi konularla gündeme geldiği anımsatıldı. Ayrıca Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin, bu uygulamaları eleştirerek, üniversitenin tavrının bilimsellikten uzak olduğuna dikkat çektiği belirtildi.
Konuyla ilgili açıklama yapan Mimarlar Odası Ankara Şube Yönetim Kurulu Genel Sekreteri Tezcan Karakuş Candan, “Bedeli ne olursa olsun doğruları söylemekten vazgeçmeyeceğiz” dedi. Candan, Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin kent mücadelesi içerisindeki yeri, toplum yararına eylemlilikleri nedeniyle, toplum yararını düşünmeyen yöneticilerin her yerde mimarlara karşı tavır aldığını, söyledi. Candan, Anayasanın 135. maddesine göre, Danıştay kararlarınca da tescil edilmiş olan kamu görevi yapan Yönetim Kurulu üyelerine yönelik baskı ile her yerde karşılaştıklarını ifade etti.
Candan, açıklamasında şu görüşlere yer verdi: “Mimarlar Odası Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Ali Hakkan, aynı zamanda Gazi Üniversitesi’nde yarı zamanlı öğretim görevlisi olarak derslere girmektedir. Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin kent duyarlılığı ve Gazi Üniversitesi’nin bilimsellikten uzak yaklaşımlarını eleştirmesi nedeniyle sözleşmesi yenilenmemiştir. Gazi Üniversitesi giderek bilimden uzaklaşmaktadır. Üniversite yönetimi siyasallaşmıştır. Gazi Üniversitesi, yürüttüğümüz kent mücadelesinde, her yerde bir şekliyle karşımıza çıktı. AOÇ arazisinin hülle yolu ile devrinde de karşımızdaydı, Selçuklu Cephesi diye Mimarlık Fakültesi’nde ilk uygulamaları yapan da Gazi Üniversitesi’ydi. Kilise maketlerinin parçalandığı, Mimarlar Odası’nın açıklama yaptığı, mimarlık öğrencileriyle beraber tepki koyduğu süreçte de Gazi Üniversitesi karşımıza çıktı. Bugün Gazi Üniversitesi, hükümetin genel mimarlık ve kentsel politikalarının aklayıcısı durumunda olan bir üniversite haline gelmiştir. Yönetim Kurulu olarak kınıyoruz ve protesto ediyoruz.
Konuyla ilgili olarak Mobbing Derneği Genel Merkezi de yazılı olarak bir açıklama yayımladı:
Gazi Üniversitesinde şaka gibi görevlendirme
Gazi Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü’nde araştırma görevlisi olan Tahir Çalgüner, bilimsel olmayan iş de görevlendirildi. Öğrencilerin internet girmeleri için oluşturulan bilgisayar odasında öğrencilere randevu vererek kayıtlarını tutması için 27 Mart 2014 tarihinde Şehir ve Bölge Planlama bölümüne gönderilen “görevlendirme” yazısında, “Bölümünüz Arş. Gör. Tahir Çalgüner’in 319/A numaralı Bilgisayar Laboratuvarında tam zamanlı olarak görevlendirilmesi ve ŞPB164 Şehircilik Projesi 1 ve ŞPB305 Kentsel Tasarım Atölyesi 2 derslerindeki görevlerinden muaf tutulması Dekanlığımızca uygun görülmüş olup, ilgiliye tebliği ile sonuçtan Dekanlığımıza yazılı olarak bilgi verilmesi hususunda gereğini rica ederim” denildi. Daha önce kendisine mobbing yapıldığı iddiası ile idareciler hakkında dava açan Çalgüner bu seferde asli görevlerinden uzaklaştırıp 8 saat bir odaya adeta hapsedilmiş durumda. 2547 sayılı yasaya açıkça aykırı olan bu görevlendirme gerçekten de çok manidardır. Öfkenin sınırı olmalı, bir kamu görelisinin suçu varsa disiplin cezası verirsiniz ancak bu şekilde bir görevlendirme kamuoyunun vicdanında bunu yapanları mahkûm ettirir. Araştırma görevlisinin görevi internet kafe gibi yerde öğrenci kaydı tutmak, öğrencilere randevu vermek değildir. Bu görevlendirme, bir araştırma görevlisini kendi öğrencileri ve meslektaşları karşısında küçük düşürmek ve rencide etmekten başka bir şey değildir. Araştırma görevlisinin asli görevi bilimsel araştırma yapmak, proje yapmak, eğitim ve öğretim faaliyetinde bulunmaktır. Gazi Üniversitesi Yönetimi’nin bir memurun yapacağı görevin araştırma görevlisine verilmesi görülmüş ve duyulmuş bir şey değildir. Gazi Üniversitesi Mimarlık Fakültesi yetkililerinin bir an önce hukuka uyarlı olmayan bu kararlarından dönmelerini diliyor ve rektör Büyükberber’den şu sorulara cevap vermesini istiyoruz:
1. Gazi Üniversitesi Rektörü Süleyman Büyükberber hakkında YÖK Başkanlığı tarafından başlatılan öğretim elemanlarına akademik ve idari mobbing yaptığına dair açılan soruşturma tamamlanmış mıdır?
2. Gazi Üniversitesi bünyesinde kurulan “mobbing ofisine” intikal eden kaç adet müracaat dosyası disiplin yönetmeliği gereği disiplin cezası gereği ile sonuçlanmıştır?
3. Mobbing ofisinde yapılan resmi yazışmalar ve müracaatlar neden e-Posta adresi üzerinden yapılmakta, “genel evrak yolu” kullandırılmamaktadır?
4. Yapılan görüşme ve sözlü ifadeler resmi yazılı tutanak altına alınıyor mu? Mobbing ofisi yöneticileri; görüşme çağrılarında ve komisyon toplantılarında iletişim biçimi olarak neden cep telefonunu tercih etmektedir?
5. Yine Rektörlük bünyesinde kurulan mobbing ofisi başkanının basına yansıyan demeçlerinde, “el altından” soruşturuyoruz demesi ne anlama gelmektedir? Şahit gösterimlerinde keza, şahitlerden yazılı ifadeler neden alınmamaktadır?
6. Sayın Rektör Süleyman Büyükberber, mobbing olgusunu; YÖK kanununun disiplin yönetmeliği dışında tutması aynı zamanda konuyu hafife alması anlamına gelmiyor mu? Disiplin yönetmeliğinde, bu konu ile ilgili birçok hüküm olmasına rağmen, izlediği sübjektif idari yöntem “hukuki” ve “yasal” olarak görülebilir mi?
Sendika.Org