Milliyet gazetesi muhabiri Bünyamin Aygün’den, gazetecilik yapmak için Hatay’ın Yayladağ Sınır Kapısı’ndan Suriye’ye geçtiği 26 Kasım gününden beri haber alınamıyor. Edinilen bilgiler arkadaşımızın El Kaide bağlantılı bir grup tarafından kaçırıldığı yolunda. Milliyet’in Aygün’le bağlantısının kopması üzerine durumdan haberdar edilen devlet ve hükümet yetkilileri, arkadaşımızın serbest bırakılması doğrultusundaki çalışmalarının kolaylaşması maksadıyla bu bilginin kamuoyuyla paylaşılmamasını talep […]
Milliyet gazetesi muhabiri Bünyamin Aygün’den, gazetecilik yapmak için Hatay’ın Yayladağ Sınır Kapısı’ndan Suriye’ye geçtiği 26 Kasım gününden beri haber alınamıyor. Edinilen bilgiler arkadaşımızın El Kaide bağlantılı bir grup tarafından kaçırıldığı yolunda.
Milliyet’in Aygün’le bağlantısının kopması üzerine durumdan haberdar edilen devlet ve hükümet yetkilileri, arkadaşımızın serbest bırakılması doğrultusundaki çalışmalarının kolaylaşması maksadıyla bu bilginin kamuoyuyla paylaşılmamasını talep etmişlerdi. Milliyet bu ricayı yerine getirdiyse de Aygün’ün kaçırıldığı Türkiye Foto Muhabirleri Derneği tarafından 17 Aralık’ta bir yazılı açıklamayla kamuoyuna duyuruldu ve haber ertesi günkü Milliyet’te de yer aldı.
Milliyet’teki haberden bir gün sonra ise iktidar medyasından Akşam gazetesinde Aygün’le ilgili acayip bir “haber” yayımlandı. Erhan Seven imzalı haberin başlığı “CHP’li akrabaları endişeyle bekliyor” şeklinde idi.
Akşam’daki dört cümlelik kısa haberin ilk iki cümlesi şöyleydi:
“Suriye’de kaçırılan Milliyet gazetesi foto muhabiri Bünyamin Aygün’ün kurtarılması için çalışmalar Dışişleri Bakanlığı ve MİT tarafından sıkı bir şekilde sürdürülürken Aygün’ün CHP’li siyasilerle bir yakınlığı olduğu ortaya çıktı. Gazeteci Aygün, CHP Ankara Milletvekili Sinan Aygün ile bir dönem merhum Bülent Ecevit’in koruma müdürlüğünü de yapan eski milletvekili Recai Birgün’ün amca çocukları çıktı.”
Şimdi soralım:
Hayattaysa ki aksini düşünmek istemiyoruz, Suriye’deki El Kaide’nin elinde tutsak olan Bünyamin Aygün’ün, Türkiye’de iktidar ve medyası tarafından Esad rejimini desteklemekle suçlanan CHP’den bir milletvekilinin akrabası olduğunu yazmak, o gazetecinin hayatını daha fazla riske atmaya neden olmanın da ötesinde acaba neye hizmet eder?
Akşam gazetesi asıl niyetinin ne olduğunu nasıl açıklarsa açıklasın, medya yoluyla El Kaide’ye, “Elinizdeki Türk gazeteci var ya, CHP’lilerin akrabasıymış” diye mesaj yollamış oluyor. Bu haberin başka bir objektif neticesi olamaz.
Bünyamin Aygün’ün, CHP milletvekili Sinan Aygün’ün “amca çocuğu” olduğunun yazılması, El Kaide’nin tutsağına bir “takas değeri” atfetmesine neden olmaktan başka bir sonuca hizmet etmez. Bu meşum haber, onu tutanların gözünde arkadaşımızın ya “karşıt” olarak algılanmasına neden olur ya da onu “Şam rejiminin elindeki tutsaklarla değiş tokuş edilebilecek biri” durumuna sokar. Veya ikisi birden…
Haberi yazan Akşam gazetesi muhabiri Erhan Seven, sayfasına koyan editör Emine Özcan ve onun üst yöneticileri acaba bu sonuçları öngörebilmişler midir?
Kasıtlı olarak hareket etmişlerse bunun ne meslek ne de insanlık ahlakıyla bağdaşır bir yönü vardır. Onları bu Bünyamin Aygün haberini yapmaya sadece bir CHP alerjisi sevk etmişse, bu da meslek erbabından sayılamayacaklarını gösterir.
Bünyamin Aygün’ün ödüllerle taçlanmış uzun ve başarılı profesyonel yaşamı, kendisini sadece mesleğine olan bağlılığının yönlendirdiğini gösteriyor. Arkadaşımıza büyük bir haksızlık yapılmıştır.
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç’ın önceki günkü basın toplantısında Aygün’le ilgiyi soruyu cevaplandırırken sözüne “Ah canım benim. Metin Turan geldi. Bünyamin kaldı…” diye başlamasını siyasetçinin kendine özgü üslubuna bağlamak kabil de olsa, sonunda CHP’nin Hatay milletvekillerine arkadaşımızı kurtarma görevi çıkarmasını ciddiyetsizlik olarak mı görmek lazımdır?
Hatırlarsanız, Türk gazeteci Cüneyt Ünal elinde 3 ay tutuklu kaldığı Esad rejiminden Kasım 2012’de Şam’a giden Hatay milletvekilleri ağırlıklı bir CHP heyeti tarafından kurtarılmıştı.
Peki bu kez bir El Kaide tutsağının özgürlüğü için CHP’nin Hatay milletvekillerinin elinden ne gelir? El Kaide ile temasa geçmek CHP milletvekillerinin işi midir?
Sayın Bakan sadece “CHP’ye laf sokuşturmak” maksadıyla konuşmamışsa, kastettiği herhalde bu vekillerin Aygün’ü kurtarmak için Şam’a gitmesidir. O zaman akla yine tutsak takası ve CHP’nin bunda aracılık yapması geliyor. Çünkü Ankara, Şam rejimiyle konuşamıyor. Fakat El Kaide ile konuşabilirler.
Aygün’ü kurtaracak takas için Şam’la CHP, El Kaide’yle de iktidar temasa geçsin o halde…
Aygün vakası Türkiye’nin hazin bölünmüşlüğünü resmediyor.
Arkadaşımızın bir an önce salimen kurtarılmasını diliyorum.
Gazeteci dostları, “Bünyamin Aygün’e Özgürlük İnisiyatifi” adı altında bugün saat 14.00’te İstanbul’da Galatasaray’dan Tünel’e yürüyecekler.