“Tenkil, tedip, tehcirle” semiren tarihin fenalıkları, dünyaları çalınmış “yaşlı yüzlü” çocukların doluştuğu sararmış fotoğraflarda dururdu. O kırgın, kırık bakışlı çocukların “toplu” akıbetini her öğrendiğimizde varlığımızın “insan” olma ateşine ne karlar yağmıştı değil mi? Oysa geçen hafta Van’da üstlerine kar atıştıran, üşümüş birbirine sokulmuş, bize küskün duran çocuk fotoğrafları günümüze aitti.. Peşine zemheri soğuğu takmış kar, […]
“Tenkil, tedip, tehcirle” semiren tarihin fenalıkları, dünyaları çalınmış “yaşlı yüzlü” çocukların doluştuğu sararmış fotoğraflarda dururdu.
O kırgın, kırık bakışlı çocukların “toplu” akıbetini her öğrendiğimizde varlığımızın “insan” olma ateşine ne karlar yağmıştı değil mi?
Oysa geçen hafta Van’da üstlerine kar atıştıran, üşümüş birbirine sokulmuş, bize küskün duran çocuk fotoğrafları günümüze aitti..
Peşine zemheri soğuğu takmış kar, Van’da Valiliğin 115 gündür su ve elektriğini kestiği konteyner kentte çelimsiz çocuk omuzlarına yağıyor ve birikiyordu.
Yani “fenalıklar” tarihimiz hortlamıştı, kentsel dönüşüm kisvesine sokulmuş neo-liberal “tehcir”, kendinden olmayanı insan görmeyen, hak ve özgürlüklere garez otoriter “tenkil” ve Sünni-muhafazakar “tediple” gönenen “Yeni Türkiye’nin” cover kış manzarası Van’dan gelmişti.
Halbuki sıcacık yün palto ve kürk yakalı mantolarına sarılan “rejimin yeni elitleri” hafta sonu Trakya’ya doğru “toplu açılış” seferine çıkmışlardı.
Her biri toplumsal “ajitasyona” çevrilecek ayinlerde trilyonlarca TL tutarında yüzlerce “eser” ve “hizmet” tüm ekranlardan günde iki kez bağıra bağıra kafamıza kakılacaktı.
Çünkü epeydir, Sayıştay kaçkını milli bütçe harcamalı sıradan kamu hizmetleri 500 milyon TL’lik “eserimiz”, 1 katrilyonluk “yatırımımız”, 400 milyonluk “hizmetimiz” sloganıyla çoğunlukçu muktedirin pazar tezgahına serilerek, müşteri çağrılıyordu..
Tezgah üstü “eserler” ise “üniversiteye açılan 4 derslik, tamamlanan asfalt ve kaldırım çalışması, yeni alınan ambulanslar, yapımı tamamlanan otopark, kent meydanı, peluş hayvan parkı” gibi “mahluk süreçlere” haizdi..
Trakya “toplu açılış” çıkartmasında Başbakan “bilge-demokratlık” hikayesine 14 yıl önce 4 ay “kast mekan”seçilen Pınarhisar cezaevini yanık yanık anlatırken, 55 çocuğa 578 yıl hapis cezası veren, tıka basa siyasi tutuklu dolu cezaevi kapasitesini üç yılda 10 çocuk ve 213 büyük cezaevi yatırımıyla büyütecek otoriter-birikimci rejiminin “sivil ustası” olduğunu unutuyordu..
Başbakan’ın hızlandırılmış, 4 aylık “cezaevi-okul” kazanımı mesleki “ustalığı” şahikasına Radikal’de İsmail Saymaz’ın haberinde okuduğumuz üzere Gezi Direnişinde Antalyada yerlere sprey boyayla yazı yazan, 13 yaşındaki çocuğu TCK 301’le yargılandığı an varacaktı..
AYAZ SARIP SARMALAMASA !
Vanda çatlamış elerine ayazın jilet gibi sızdığı buz gözlü çocukların kuru öksürük seslerini biraz ötedeki yandaş müteahhit-TOKİ yapım 30 bin TL’ye mal olup 90 bin TL’den satılan, kurası şaibe dolu bacaları tüten, kentsel dönüşüm rantı deprem konutları duymazdı.