Gezi Parkı direnişi ile başlayıp “Hükümet istifa!” sloganı etrafında giderek büyüyen halk isyanı karşısında iktidar cephesinde vaziyeti toparlama telaşı arttı. Bülent Arınç, somut bir taahhüt içermeyen bir yumuşatma söylemi kullandı ancak Erdoğan’ın çizdiği çerçevenin dışına çıkmadı Tayyip Erdoğan’ın yurtdışı gezisine çıkmasının ardından Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile görüştükten sonra 12.00’da bir açıklama yapan Başbakan Yardımcısı Bülent […]
Gezi Parkı direnişi ile başlayıp “Hükümet istifa!” sloganı etrafında giderek büyüyen halk isyanı karşısında iktidar cephesinde vaziyeti toparlama telaşı arttı. Bülent Arınç, somut bir taahhüt içermeyen bir yumuşatma söylemi kullandı ancak Erdoğan’ın çizdiği çerçevenin dışına çıkmadı
Tayyip Erdoğan’ın yurtdışı gezisine çıkmasının ardından Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile görüştükten sonra 12.00’da bir açıklama yapan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, kendisinden Erdoğan’dan farklı bir tutum takınmasını bekleyenleri hayal kırıklığına uğrattı.
Konuşmasının başından “Başbakan Tayyip Erdoğan’ın vekili olarak konuştuğunu” birkaç kez vurgulayan Arınç, eylemlerin tansiyonun düşmesini ve son bulmasını istediklerini söyledi.
Sokağı bölme çabası
Arınç konuşmasının genelinde, gelişmeleri Gezi Parkı sınırları içinde yaşanıp çevre duyarlılığı ile sınırlı olanlar ve diğerleri şeklinde ayırarak bol bol “illegal örgütler”, “marjinal gruplar”, “şiddet eylemleri” söylemine başvurdu.
Polise toz konduramadı, katlettiklerinden özür dilemedi
Arınç’ın polise yönelik en sert eleştirisi, “Polisimiz tarafından gösterilerin ilk zamanlarında ortaya konan aşırı tedbir, haklı olarak tepki toplamıştır” oldu. Ancak üç ölüm olayına, yüzlerce yaralıya ve gerçek mermilerin, sopalı sivil çetelerin, insanlar hedef gözetilerek yapılan gaz bombası atışlarının gerçekleştiği saldırılara rağmen polisin 5 gündür vakar ve hassasiyetle davrandığını söyleyebildi.
Çevre duyarlılığı hareketine karşı yapılan şiddetin yanlış olduğunu söyleyen Arınç, “O ilk olayda çevre duyarlılığıyla hareket edenlere karşı yapılan aşırı şiddet gösterisi yanlıştır o insanlarımızdan özür diliyorum. Ama sokaklarda tahribat yapanlara özür borcumuz olduğunu düşünmüyorum”
Asıl derdi sokağı yatıştırmak
“Sayın cumhurbaşkanımız ve başbakanımız görüşmeler yapmaktadır. Bugün olmasının temelinde bazı sebepler var. Görevim başbakanlık vekilliğidir. Konuşmalarımızı da hükümetimizin bu konulardaki düşünceleri olarak aktarmak istiyorum.
Maalesef çok farklı bir boyut kazanan gösteriler konusunda kendilerinin düşüncelerini almak istedim. Toplumu nasıl yatıştırabileceğimizi kendisiyle istişare etmek istedim.”
Meğer şiddet uygulayan halkmış
“Tansiyonun düşmesi eylemlerin son bulması konusunda çeşitli vesilelerde yatıştırıcı açıklamalar yaptılar. Toplumun ortak arzusu sokaklara sağ duyunun hakim olması. İki günden beri şiddet ya da vandallık içeren gösteriler ivme kaybetmeye başladı.
Şiddet içermeyen gösterileri saygı ve sağ duyu içerisinde takip ettiğimizi söylemek isterim. Devletimiz hükümetimiz gelişmelere hakimdir. Güvenlik ve istihbarat birimlerimiz şiddet boyutunu engellemek için çalışırken, bir taraftan provokasyonları engellemek için çalışıyor.”
“Polis sağduyulu, millet evladı” imiş
“Polisimiz tarafından aşırı tedbir haklı olarak tepki toplamıştır. Bununla ilgili incelemelerde başlamıştır. Son beş gündür polisin sağ duyu içinde bu milletin bir evladı olarak son derece hassas bir konumdadır. İllegal örgütlerin kışkırtma eylemlerine karşı polisimiz yasalar çerçevesinde görevini yerine getirmiş ve getirmeye devam edecektir.
Meğer hepimiz bir imişiz
“Özellikle bir hususun üzerinde durmak isterim. Bu ülkeyi 29 Ekim 1923’te hepimiz birlikte kurduk. Ferdimizin her biri bunun sahibidir. 90 yıl boyunca bu cumhuriyet milletimizin her ferdinin emekleriyle alın terleriyle büyüdü yüceldi ve bugünlere ulaştı.”
AKP kendi dışındakilere saygılıymış da haberimiz olmamış
“Türkiye’nin en büyük zenginliği farklılıkları bir arada tutuyor olmasıdır. Türkiye’yi bu seviyeye ulaştıran da birlikte yaşama kültürüdür. Kurulduğumuz andan itibaren farklılıkların hepsine saygı duyduk. Her seçim sonrasında sayın başbakanımız kitlelerin karşısına çıkmış, Türkiye’nin başbakanı olacağının altını çizmiştir. Hükümetimiz tüm kararlarında müştereklerde buluşmayı dikkatle gözetmiştir.”
Biz AKP’yi çok yanlış anlamışız
“Yaşam tarzları bizim için son derece değerlidir önemlidir. Yaşam tarzı nedeniyle ağır baskı yaşamış bir kadro olarak kendi yaşadıklarımızı başkalarına yaşatmamak için büyük bir gayretin içinde olduk. Biz bize oy vermeyen vatandaşlarımızı anlamaya çalıştık. Toplumla inatlaşacak bir anlayışın içinde olmadık, olamayız. Herkes bizi takdir etmek zorunda elbete değil.”
Eyvah! Yaşam tarzımız AKP’nin sorumluluğu altında imiş
“Biz bizi takdir etmeyenlerin de görüşlerine açığız. Bize oy vermeyenlerin de talep ve beklentilerine duyarlıyız. Her bir vatandaşımızın en temel insani hakkı özgürlüğü yaşam tarzı bizim sorumluluğumuz altındadır. Demokratik bir kültür içinde ifade edilen tüm tepkilere sonuna kadar açığız. Yeter ki şiddet olmasın. Yeter ki şiddet öfke ve nefret ifade diline dönüşmesin.”
İllegal örgüt edebiyatına devam
“İstanbul Taksim gezi parkında yanlış bilgilendirme olsa da vatandaşımız tepkilerini ortaya koymuşlardır. Ancak gezi parkında şehri sahiplenmeyle başlayan gösteriler bugün farklı boyutlara ulaşmış boyuttadır. Meşru tepkilerini ortaya koyan vatandaşlarımıza seslenmek istiyorum. Bu tepkiler illegal bazı gruplar tarafından kullanılmakta, Türkiye ekonomisine itibarına zarar verir hale gelmektedir.”
Bu işi kim ölümle sonuçlandırmak istedi?
Arınç ölümlerden de halk hareketini sorumlu tuttu: “Şu ana kadar 300’ün üzerinde vatan evladı yaralanmıştır. Sadece yaralılarımızı sayarken bugün duyduğumuz haber hepimizi üzmüştür. Hatay’daki gösterilerde Abdullah Cömert isimli bir vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. Bu arzu etmediğimiz bir olaydı.
Bu gösterileri bu noktaya getirenlerin sonunda bu işi ölümle sonuçlandırmak istediğini biliyorduk. Ama maalesef istenmeyen bir olay oldu. bunun üzerine yine olayı büyütmek, yeni provokasyonlar üretmek olduğunu seziyorum.”
“İlk yapılan otopsisinde ateşli silaha ilişkin giriş çıkış deliği bulunmadığı tespit edilmemiştir. Ateşli silahla ölüm olmadığı anlaşılmaktadır. Belki bir sert cisimle başı zedelenmiş olabilir. Ancak kesin ölüm sebebi yapılacak inceleme sonucu rapor sonucunda anlaşılabileceğini bildirilmiştir. Soruşturma devam etmektedir.”
“Bundan bir başka kötü olaya yol açabilecek girişimlerimizi tasvip etmediğimizi ve önlem aldığımızı ifade etmek istiyorum. Allah başka ölümden ülkemizi muhafaza buyursun. Taksim Gezi Parkı’nın bir yeşil olarak kalması nedeniyle vicdani tepkiyle olaya çıkan olayların geldiği nokta herkesin düşünmesi gereken konudur. Bu işin bir an evvel bitmesini son bulmasını istediklerini de tahmin edebiliyoruz.”
Arınç hesabı kendine göre tutuyor: Meğer polis değil eylemciler vahşi imiş
“110 polis aracı tahrip edilmiştir, 207 sivil araç yakılmıştır. Ambulanslar taşlanmaktadır. Sivil vatandaşlara karşı aşırı tepkiler gösterilmektedir. Bir takım kamu binalarına karşı, kendi özel evlerine karşı aşırı tepkiler haksız gayri meşru bir takım olaylar meydana getirilmeye çalışılmaktadır.”
“Çevreci duyarlılığı istismar eden bazı gruplar Ankara’da kaldırım taşlarını sökmek, kamu binalarına zarar vermek suretiyle ağır hasar meydana getirmektedir.”
“Bu olaylardan Türkiye ekonomisinin, altın yıl yaşama iddiasında bulunan turizmin yara aldığını da altını çizerek ifade etmek istiyorum. Zarar gören varlıklar Ak Parti’nin değil, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının varlıklarıdır. Çözüm sürecinde silahlar susmuşken, ekonominin önünde sınırsız bir ufuk açılmışken kazanımlarımızın hedef alınması düşündürücüdür.”
“BDP ve MHP’ye teşekkür ediyoruz”
“Biz herkesin hükümetiyiz. Biz kendimizi hesaba çekeriz ve çekiyoruz. Öz eleştirimizi yaparız. Muhalefet partilerimizin aklı selimi öne çıkararak yatıştırıcı tavır sergilemesini arzu ediyoruz. MHP’nin olayın başından beri tutumunu takdir ediyor ve teşekkür ediyoruz. BDP’nin takındığı tavra teşekkür ediyoruz. CHP Genel Başkanı’nın parti olarak değil bireysel olarak bulunduğu cümlelerine teşekkür ederiz.”
Ne çektik bu CHP’den!
“Ama üzüntüyle görüyoruz ki Türkiye’de yaşanan bir çok olayda CHP’nin milletvekillerinin olayların içerisinde olmak gibi konumları vardır. Sayın Kılıçdaroğlu’nun güçlü bir genel başkan olarak olayların vardığı bu boyutu tasvip etmediğini, tüm teşkilatlarıyla bu noktada hiçbir zaman bulunmayacakları, olayların yatışması konusunda olumlu bir dil kullanacağını bekliyoruz.”
“Bugüne kadar gösterileri sabırla izleyen vatandaşlarımızdan sabır ve sağ duyu bekliyoruz. Anne babalardan rektörlerden medyada sağ duyu bekliyoruz.”
KESK ve DİSK’e tehditle karışık rica
“STK’larımızın gerginliği düşürecek bir tavır içinde olmalarını rica ediyoruz. KESK gibi DİSK gibi güçlü sendikalarımızın bu olaylar karşısındaki tutumlarının toplumsal barışı bozmayacak durumda olacağını tahmin ediyorum. İllegal örgütlerin ekmeğine yağ sürecek davranışlarından kaçınmalarını rica ediyorum.”
Polise teşekkür
“Vatandaşlarımızın sağ duyu ve sabrıyla huzur ve güven ortamı tesis edilmiş olacaktır. Haklı taleplerini ifade eden vatandaşlarımıza tekrar teşekkür ediyorum. Öz veriyle çalışan uykusuz yorgun bulunan güvenlik güçlerimize teşekkür ediyorum.”
Sendika.Org