Dicle Üniversitesi öğrencileri ve mezunları, Kürt hacker grubu RojHack’in Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü’nü hacklemesiyle ortaya çıkan “fişleme belgeleri” ile ilgili bir basın açıklaması yayımladı

Polis tarafından katledilen Aydın Erdem ile ilgili emniyet belgelerinde “gebertildi” ibaresi yer almıştı.

RockHack adlı hack grubunun Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü’nün sitesinden ele geçirerek yayımladığı fişleme belgeleri ile ilgili Dicle Üniversitesi öğrencileri ve mezunları bir açıklama yaptı. Üniversitede 2000-2010 yılları arasında okumuş öğrenciler olarak fişleme belgelerinde “işbirliği teklif edildi”, “tehlikeli olabilir”, “tedbir alınmalı”, “pasaport almıştır”, “telefon ve mail adresleri takip ediliyor” gibi notların bulunduğu belirtilen açıklamada polis tarafından katledilen Mahsum Karaoğlan, Aydın Erdem ve Şerzan Kurt için “gebertilen” ifadesi kullanıldığına dikkat çekildi.

Hukuk dışı ve skandal olan belgelerle ilgili henüz hiçbir yetkili merciden açıklama gelmediğini söyleyen Dicle Üniversitesi öğrenci ve mezunları, normal şartlarda rektörlüğün istifa etmesi gerektiğini hatırlattı. Açıklamada “Asıl biz sizi fişliyoruz” denilerek şu notlar paylaşıldı:

• Aydın Erdem, Mahsum Karaoğlan ve İlyas Aktaş´ı, tanık beyanları, video kayıtları ve balistik raporlarının kanıtladığı üzere, sokak ortasında katletmek.
• Hakkını aramaktan başka bir şey yapmayan, silahsız/savunmasız binlerce öğrenciye copla, gaz bombasıyla defalarca saldırmak.
• Hiçbir somut suç delili olmamasına rağmen binlerce öğrenciyi gözaltına almak, yüzlercesinin tutuklanmasına ve ağır hapis cezalarıyla karşılaşmasına sebebiyet vermek.
• Yasadışı dinlemelerle, yersiz kimlik sorgularıyla, fişlemelerle, kampustaki klimalara kadar yerleştirilen kameralarla gözdağı vermeye çalışmak, “akrep” namlı zırhlı araçlarla gezerek kampusu “terörize” etmek.
• Sınıflara öğrenci kılığındaki sivil polisleri yerleştirerek, bazı öğrencileri ajanlaştırarak ve öğretim görevlileriyle işbirliği yaparak fişlemelerle sonuçlanan “gözetleme” faaliyetini derinleştirmek; üniversitenin özgürlük gereğini hiçe saymak.
• Her türlü demokratik protestoyu baskı altına alırken, uyuşturucuya, fuhşa göz yummak; hatta bunları öğrencilerin politik duyarlılıklarına karşı “panzehir” olarak kullanmak.
• Demokratik siyasetin önünü kapatarak birçok öğrenciye dağa ya da sürgüne gitmekten başka çare bırakmamak.

Fişleme dosyasını hazırlayanların açığa çıkarılarak hesabının sorulmasını, okuldaki polis odasının kapatılmasını ve üniversite yönetiminin istifasını isteyen öğrenci ve mezunlar, demokratik siyasetin önünün açılması için mücadeleye devam edeceklerini dile getirdi.

Sendika.Org