İstanbul Eyüp’teki Santral İstanbul’da Efes Pilsen tarafından düzenlenen One Love Festivali’nde alkollü içeceklerin satışının son dakikada yasaklanması geniş yankı buldu. Bu yasağın Tayyip Erdoğan’ın emriyle gündeme geldiği de bizzat Başbakan’ın ağzından dile getirildi. Özgürlüklerin kısıtlandığı, AKP’nin giderek baskıcı-otoriter bir hale geldiği sanki yeni bir durummuş gibi yazıldı. AKP’ye her fırsatta desteklerini esirgemeyen liberal kalemlerden de […]
İstanbul Eyüp’teki Santral İstanbul’da Efes Pilsen tarafından düzenlenen One Love Festivali’nde alkollü içeceklerin satışının son dakikada yasaklanması geniş yankı buldu. Bu yasağın Tayyip Erdoğan’ın emriyle gündeme geldiği de bizzat Başbakan’ın ağzından dile getirildi.
Özgürlüklerin kısıtlandığı, AKP’nin giderek baskıcı-otoriter bir hale geldiği sanki yeni bir durummuş gibi yazıldı. AKP’ye her fırsatta desteklerini esirgemeyen liberal kalemlerden de sert eleştiriler geldi. Sabah gazetesi yazarı Mehmet Barlas konu ile ilgili yazısında “Özgürlükleri hedefleyip kendini yasakçılıkta bulan bir parti olmamalıdır AK Parti” diyerek AKP’yi uyarıyordu.
Oysa AKP’li Eyüp Belediye Başkanı halkına duyarlılığı için teşekkür ediyordu. Bu olayın anlatıldığı bir haberde kullanılan “Eyüp’ün fendi Efes’i yendi” başlığı olayı en iyi şekilde anlatıyor. Bu yaşanan son olay AKP’nin 10 yıldır kurduğu hegemonyanın çok somut örneği oldu; özellikle de AKP’nin sermaye ile kurduğu karşılıklı çıkar ilişkisini göstermesi bağlamında… Efes Pilsen, kısa vadede kendi zararına da olsa Tayyip Erdoğan’ın emrettiği yönde bir karar aldı. Şirketin ismini festivalden çekmesiyle 11 yıllık Efes Pilsen One Love festivali, One Love Festival oldu. Ama unutmamalı ki AKP de Anadolu Grubu’nun Sinop Gerze’de yapacağı termik santral için eylem yapan köylülerin üzerine jandarmalarla giderek kendi üzerine düşen görevi yapmaktaştı. Festival’de sponsorluk ve alkol satışından dolayı kaybı olan Anadolu Grubu zararlarını yine AKP sayesinde misliyle birlikte başka alanlardan çıkarmakta.
Her şekilde teşhir edilmesi gereken bu sermaye-AKP birlikteliği içerisinde birçok ikiyüzlülüğü barındırıyor. AKP’nin ikiyüzlülüğü sözde dini ve ahlaki değerler yüzünden sermayeye kısıt koyarken sermayenin çok da kaybı olmayacak, ‘sembolik’ alanları seçmesi. Örneğin alkol satılması, içilmesi dini bakımından istenmeyen bir şey ise ve özellikle “kutsal değerlerin bulunduğu Eyüp’te” bunun olmaması için özel bir kampanya düzenleniyorsa, Ramazan ayında faiz ile işlem yapan bankaların şubelerinin de Eyüp’te bulunması dini hassasiyetler açısından benzer şekilde değerlendirilebilirdi. Ne de olsa faiz İslam’a göre haram! Ancak sözde “halkın hassasiyetlerine çok duyarlı” AKP ve yerel örgütlenmeleri, bu meseleyi gündeme bile getiremez. İstanbul’u finans kent yapacağım derken, Eyüp’teki kentsel dönüşümle finans kapitale inşaata dayalı yeni yağma alanları açarken banka şubelerini kovalamak olacak iş mi? Eyüp’ten kovulacak olan birileri varsa, evlerine haraç mezat el konan yoksullar olacaktır.
AKP de sermaye de kendi çıkarları için ikiyüzlü davranmaya devam ediyor. Bir sermaye grubu Eyüp’te halkın hassasiyetleri var diye alkol satılmasından vazgeçebilirken, Sinop Gerze’de halk iş makinelerinin önüne geçerken jandarmadan medet umuyor. AKP Eyüp’teki bira festivalinde “haram” buluyor da, Eyüp’ün ve İstanbul’un “faizci” ve rantçı finans kapitale teslimi için canla başla çalışıyor. Neoliberal İslamcılık en çıplak halk düşmanı, sermaye yanlısı yüzüyle yola devam ediyor.