Hüsnü Mübarek’i deviren 18 günlük kitlesel infilakın yıldönümü olan 25 Ocak’ta yani dün Tahrir bir ihtar daha çekti. Muhatap Mübarek’i kenara çekerek sistemi kurtaran orduydu. Talep net: Yetki derhal sivillere devredilsin. Temmuza kadar bu olmayacak. Bunu Tahrir’in devrimcileri de biliyor. Ama ihtarda ‘Temmuz hedefinden şaşma’ mesajı gizli. Asıl soru; hazirandaki devlet başkanlığı seçiminin ardından rejim […]
Hüsnü Mübarek’i deviren 18 günlük kitlesel infilakın yıldönümü olan 25 Ocak’ta yani dün Tahrir bir ihtar daha çekti. Muhatap Mübarek’i kenara çekerek sistemi kurtaran orduydu. Talep net: Yetki derhal sivillere devredilsin. Temmuza kadar bu olmayacak. Bunu Tahrir’in devrimcileri de biliyor. Ama ihtarda ‘Temmuz hedefinden şaşma’ mesajı gizli. Asıl soru; hazirandaki devlet başkanlığı seçiminin ardından rejim ne ölçüde değişecek? ‘Arapsevmez’ oryantallerin “Araplar isyan etti de ne oldu” diye her fırsatta iğneledikleri malum. Evet, halk piramidin tepesindeki parlayan prizmayı devirdi. Alttaki küpler kazmayı yese de yerli yerinde.
Jeep’in ortakları
İsyanın kazanımlarını küçümsemeden o küplerin neden esnetilemediğini anlamak için sistem örgüsüne bakmak şart. Bunun için MediaLine’ın emekli bir generalden aktardığı “Ordudan emeklilik asla son değildir” sözünün arkasına takılalım. Mısır’da sadece siyaset ve bürokrasinin değil ekonominin de en büyük patronu ordu. Her sıradan Mısırlının günlük yaşamından bildiği bu gerçek, prizmanın düşmesiyle tüm çıplaklığıyla sırıtır hale geldi. MediaLine’a göre Kahire’de bir telefon satıcısı gelirinin yüzde 20’sini ‘yer sahibi’ bir generale veriyor. Bu, zeytinyağı, ekmek, süt ve su fabrikalarından petrol istasyonları ve rafinerilere, lokantacılıktan turizm ve inşaat sektörüne kadar kurumsal iş ağının ötesinde askerin sokağa yansıyan kollarından biri. Ordunun Cherokee ve Wrangler üretmek üzere Jeep ile ortak olduğu da söyleniyor.
Kavalalı’dan bugüne
Aralıkta ordu merkez bankasına 1 milyar dolar kredi açmış. Kesenin sahibi formanın da sahibi. Son seçimde meclise giren Amr Hamzavi’ye göre ordu ekonominin üçte birine hükmediyor. ABD Ulusal Savunma Üniversitesi’nden Paul Sullivan’a göre ise ordunun payı yüzde 10-15. El Ahram Merkezi’nden emekli General Muhammed Kadir Said’in rakamı ise yüzde 8. Bu oran esas alındığında ülkenin 180 milyar dolarlık ekonomisinin 14 milyar doları ‘Ordu AŞ’ye ait demektir. Ordunun şirketleşmesi bugünün meselesi değil. Ordu iş hayatına 1820’lerde Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın emriyle üniforma üreterek başlamış. Cemal Abdunnasır ise 1952’den itibaren ordunun sektörel rolünü büyüttü. ABD’nin 1979 Camp David düzeniyle İsrail’le barışa karşılık Mısır ordusuna her yıl ödediği 1.3 milyar doların da Ordu AŞ’nin büyümesinde payı var. Şimdi ordu patron koltuğunu yitirmek istemiyor. Yeni anayasada statükoyu garantilemek, vesayet sistemi tesis etmek için uğraşıyor. Tahrir’le didişmenin nedeni bu. Asker inisiyatifi elden bırakmıyor. Üstelik 945 kişinin öldüğü, 6400 kişinin yaralandığı olaylarla ilgili bir tek güvenlik görevlisine ceza kesilmesine izin vermiyor.
Hikâye sürüyor
Tabii Mısır’da hiçbir şeyin değişmediğini söylemek de büyük haksızlık. İlk kez meclis halkın oldu. Henüz hükümeti tayin yetkisi olmasa bile… Meclisin ilk oturumunda kimilerine kakofoni ve karmaşa gibi gelse de vekillerin kendi renkleri ve doğallıklarıyla yemin etmesi, hatalar yapması belki de ‘demokrasi’nin ta kendisi. Kuşkusuz İhvan ve Selefilerin tutturacakları yol endişe kaynağı. Ama Tahrir de halk adına ihtar üssü. Bu açıdan en büyük devrim zihinlerde. Mısırlılar dün susmayacaklarını, firavunlaşmaya izin vermeyeceklerini bir kez daha gösterdi. Tahrir magma gibi, bu ümitlenmek için yeterli. Tahrir en son kasımda patladığında ordu elini eteğini çekmek için gün vermek zorunda kalmıştı. Tahrir’in gücü dün de olağanüstü hal yasasının kısmen kaldırılmasını sağladı. Ayrıca ilk etapta 3 bin, daha sonra 1900 siyasi tutuklunun bırakılması sözünü verdirtti. Halk isyanla istediğini koparabildiğini gördü, ama piramidin temeline ininceye kadar daha çok küp var. Henüz film bitmedi.