International Economic Journal’ın araştırmasına göre, pek çok ülkenin ekonomisi kaçak. Türkiye’de oran yüzde 40’lara ulaşmış. ABD’de bile bu oran, yüzde 10-20. Dünyada çalışan nüfusun yarısı kayıtdışı ekonomide Uludere’de yaşanan felaket, aslında gayet iyi bildiğimiz fakat görmezden geldiğimiz bir gerçeğe de uyandırdı bizi: Bu ülkede kaçakçılık gayet yaygın, hatta sıradandı. Hele sınırda yaşayan insanlar için kaçakçılıkla […]
International Economic Journal’ın araştırmasına göre, pek çok ülkenin ekonomisi kaçak. Türkiye’de oran yüzde 40’lara ulaşmış. ABD’de bile bu oran, yüzde 10-20. Dünyada çalışan nüfusun yarısı kayıtdışı ekonomide
Uludere’de yaşanan felaket, aslında gayet iyi bildiğimiz fakat görmezden geldiğimiz bir gerçeğe de uyandırdı bizi: Bu ülkede kaçakçılık gayet yaygın, hatta sıradandı. Hele sınırda yaşayan insanlar için kaçakçılıkla geçinmek çok doğaldı. Üstelik gizlisi saklısı yoktu: Devlet, pekâlâ kaçakçılığı biliyor ve göz yumuyordu.
He ne kadar ekonomimiz büyüse de kayıtdışı ekonominin de bunda payı yüksek. Sadece sınırda yapılan sigara-yakıt kaçakçılığından bahsetmiyorum. İşporta mallarından çakma ayakkabılara, sahte telefon kartlarından çantalara, koskoca bir pazar söz konusu.
İnternational Economic Journal’ın 2010 verilerine göre, Türkiye ekonomisinin yüzde 30 ila 40’ı kayıtdışı ekonomiden oluşuyor!
Giderek artacak
‘Wired’ dergisinin son sayısında, dünyanın yeraltı ekonomisi hakkında ilginç bir yazıya rastladım. ‘Stealth of Nations: The Global Rise of The Informal Economy’ (Devletlerin Gücü: Kayıtdışı Ekonominin Yükselişi) kitabının yazarı gazeteci Robert Neuwirth’e göre küçük, yasadışı, masa altı işler, artık trilyon dolarlık bir sektör haline geldi.
Ve bu trend giderek hızlanacak. Dünyadaki çalışan sayısının yarısı şu anda kaçak, 2020’de üçte ikisi tamamen sokak ekonomisinden para kazanacak!
Neuwirth, “Bu insanlar limandan, sınırdan kaçak mal getirenler. Bazen şoför, bazen sokaktaki satıcı. Kendilerini yasadışı olarak da görmüyorlar. Aksine, ailelerini geçindirdiklerini, insanlara iş imkanı sağladıklarını, akrabalarını okula yolladıklarını söylüyorlar. Devlete veya herhangi bir yardım kuruluşuna muhtaç olmadan” diyor.
Kaçağın tadı başka
Neuwirth’e göre dünyada özellikle ‘gelişmekte olan’ ülkelerin gelişen tek tarafı, aslında kayıtdışı ekonomi. Peki neden? “Engelsiz girişimcilik üzerine kurulu da ondan. Kurallara uyan şirketler, yolsuzlukla, engellerle boğuşuyor. Yeraltı ekonomisinin böyle bir derdi yok. Ayrıca insanların kolayca ulaşabildiği malları pazarlıyorlar. Kaçak ekonomiler yüksek fiyat-yüksek kâr amacı gütmüyor. İnsanlar yemek, içmek, giyinmek zorunda oldukları sürece de büyümeye devam edecekler.”
Neuwirth, gelişmiş ülkelerin uyanıp küresel gelişmenin gölgesinde yeşeren bu ekonomileri görmezden gelmekten vazgeçmesini diliyor. “Bu kadar çok insanın hayatını kazandığı, kriz döneminde bile büyüyen ‘yeraltı ekonomisi’nden bir şeyler öğrenmenin zamanı geldi” diyor yazar.
* Bizim kategorimizde olan, yani ekonomisinin yüzde 30-40’ı kaçak olan diğer ülkelerden bazıları Brezilya, Mısır, Tunus, Cezayir, Pakistan.
* Oranın yüzde 40-50’yi bulduğu ülkelerin başında Rusya var. ABD ekonomisinin bile yüzde 10 ila 20’si kaçak üzerine dönüyor!
* Yeraltı ekonomisinin kralı elbette Çin. Neuwirth, “Çin, dunyanın en kapitalist ülkesi” diyor.
Kaynak: İnternational Economic Journal