Bilindiği gibi dokuz ay önce anayasa değişiklikleri için, referandum yapılmıştı. AKP referandum sürecinde, kamu çalışanlarına toplu sözleşme düzenine geçileceğine dair söz vererek destek istemişti. Emekçiler desteklemese de, iktidar istediği düzenlemeleri çıkardı. Ancak referandumun üzerinden yaklaşık dokuz ay geçmesine rağmen, ortada toplu sözleşme yapılacağına dair hiçbir emare yok. Aslında AKP her konuda olduğu gibi, bu konuda […]
Bilindiği gibi dokuz ay önce anayasa değişiklikleri için, referandum yapılmıştı.
AKP referandum sürecinde, kamu çalışanlarına toplu sözleşme düzenine geçileceğine dair söz vererek destek istemişti.
Emekçiler desteklemese de, iktidar istediği düzenlemeleri çıkardı.
Ancak referandumun üzerinden yaklaşık dokuz ay geçmesine rağmen, ortada toplu sözleşme yapılacağına dair hiçbir emare yok.
Aslında AKP her konuda olduğu gibi, bu konuda da bildiğini okuyor.
Anayasanın 90. Maddesi gereğince meşru bir hak olan “toplu sözleşme ve grev hakkı”nın kullandırılmayıp, referanduma götürülmesi, zaten başlı başına bir hukuksuzluk örneğiydi.
Ne var ki Anayasanın 53. Maddesi ile ‘Memurlara toplu sözleşme yapma hakkı’ tanındı.
Sendikalar güya bu yıl yapılan değişiklikle, toplu sözleşme masasına oturacaklardı.
Ancak yasa çıksa da, AKP hükümeti sendikaları yine toplu görüşme yapmak için masaya çağırdı ve Yüksek İdari Kurul (YİK) bu yıl yine eski düzende topladı.
YİK toplantısına katılan sendikalar, bu toplanma biçimine itiraz etseler de, değişen bir şey olmadı.
Oysa bakanlık Anayasa değişikliği sonrasında uyum yasalarına ilişkin, 4688’de yapılacak kimi değişiklikleri sendikal taraflara sunmuştu.
Bu güne kadar bakanlıkla, sendikalar arasında bir dizi görüşmeler yapılsa da, ancak kamu emekçilerinin pazarlık masasına nasıl oturacakları hala belirsizliğini koruyor.
Zira toplu sözleşmenin kapsamı ve masada hangi sendikaların çalışanları temsil edeceği, Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’nun (KGHK) yapısının nasıl olacağı, Toplu sözleşmenin kimleri kapsayacağı, bakanlık bürokrasisi ile konuşulsa da, bu konularda da hala bir netlik bulunmamaktadır.
Emek alanını ilgilendiren önemli bir ayrıntı da, dayanışma aidatlarıdır.
KESK bakanlıkla yaptığı görüşmelerde yapılacak “toplu sözleşmelerden bütün kamu görevlilerinin yararlanması gerektiğini” ifade etmiştir.
Toplu sözleşmeden yararlanmak için, üyelerin dayanışma aidatı ödeyip ödemeyeceği henüz bir netlik kazanmamıştır.
Tüm Bel Sen üyelerinin, yetkili oldukları/olmadıkları belediyelerde % 4 dayanışma aidatı aldıkları veya ödediklerini biliyoruz.
Ancak Yetkili sendikanın yaptığı sözleşmeden yararlanmak için, üyelerin dayanışma aidatı ödemeleri halinde, KESK gibi yetkili olmayan yada (bir sendikada yetkili olan) sendikaların üye kayıpları yaşamaları muhtemeldir.
Kaldı ki zaten AKP kendi sivil toplum örgütlerini yaratmak için çaba harcadığı ve bu nedenle tüm örgütlerin kongrelerine, kurum yasalarına müdahalelerde bulunduğu bilinmektedir.
İki sendikaya birden üyelik, yetkili sendikaya dayanışma aidatı ödenmesi, iktidar yanlısı sarı sendikaların lehine sonuçlar doğuracaktır.
Nitekim Memur Sen kongresinde Erdoğan, nasıl bir sendika istediğini beyan etmişti.
Kuşkusuz AKP uysal, söz dinleyen sendikalara ihtiyaç duymaktadır.
Çünkü siyasal iktidar memurları kalıcı olarak, güvensizleştirme peşindedir.
Kaldı ki personel rejimi yasasının çıkarılması ve 4688 sayılı yasanın hükümetçe yaz aylarında gündeme getirmesi ihtimal dâhilindedir.
Ancak KESK dahil olmak üzere bütün sendikaların, ne toplu sözleşme sürecine yönelik bir hazırlığı bulunmakta, nede yeni saldırı yasalarına karşı bir çaba sergilemektedirler. Ayrıca tüm bu gelişmelerden, taban bihaber durumdadır.
Sonuç olarak AKP’nin bu süreci oldubittiye getirmesine karşı, uyanık olunmalıdır.
Emekçilerin bu yıl da görüşmelerle oyalanmasına asla müsaade edilmemeli ve mücadele büyütülmelidir.
Bu konuda görev kuşkusuz önce KESK’e, daha sonrada diğer emek ve demokrasi güçlerine düşmektedir.
AKP’nin emek düşmanı tavrı mutlaka mahkum edilmelidir. Grev dahil tüm enstrümanlar masaya konmalıdır.
Bu yazıyı okuduğunuz gün ve saatlerde, KESK seçimleri yapılıyor olacaktır.
Kuşkusuz seçilen arkadaşları zorlu bir süreç beklemektedir. Hızla derlenip toparlanmaya ihtiyaç vardır.
Tüm KESK’li yoldaşların yolu açık olsun.