Biz tüm sağlık örgütleri bir bahar coşkusuyla başlayan ‘Çok Ses, Tek Yürek, Türkü Söyleyerek’ mitingi için Ankaradaydık. İki gün önceki soğuğa inat insanların gelecek güzel günlere olan umutları yeşertmiş buraları. Baharı getirdik Angaraya haberiniz ola. Bizler yani sağlık alanının tüm üretenleri, çalışanları, hastalarımızla, hasta yakınlarımızı da yanımıza alarak; mesleğimizi etik kurallar içerisinde, verdiğimiz yemine uygun […]
Biz tüm sağlık örgütleri bir bahar coşkusuyla başlayan ‘Çok Ses, Tek Yürek, Türkü Söyleyerek’ mitingi için Ankaradaydık. İki gün önceki soğuğa inat insanların gelecek güzel günlere olan umutları yeşertmiş buraları. Baharı getirdik Angaraya haberiniz ola.
Bizler yani sağlık alanının tüm üretenleri, çalışanları, hastalarımızla, hasta yakınlarımızı da yanımıza alarak; mesleğimizi etik kurallar içerisinde, verdiğimiz yemine uygun bir şekilde yani insan odaklı, parasal kaygılardan uzak icra etmek istediğimizi türküler söyleyerek duyurduk. Sağlık alınıp satılan bir nesneye dönüştüğünde, bizlere gelen hastalarımız artık müşteri olurken, bizleri temsil eden beyaza dair ne varsa el birliğiyle kirletilmek isteniyor. Sağlık Bakanlığı sürekli kamuoyunu yanıltırken ‘sağlık reformu’ yalanı bir balon gibi şişiriliyor. ‘Artık masal bitti’ ,’ Reddediyoruz ‘diyerek bu yalan balonlarını Sıhhiye Meydanında uçurttuk havalara. Bizler çalıştığımız ortamlarda sürekli karşı karşıya getirilmeye çalışılan hastalarımız içinde oradaydık. Artık resmin tamamını daha rahat görebiliyoruz. Halka küçük küçük fotoğraflarla gösterilen ‘mutlu tablo’,cepten ödemelerin artmasıyla vatandaşın sırtına yüklenerek büyüyen yangının karşısında tuzla buz oluyor. Vergilerimizle bir kamu hizmeti olması gereken sağlık ve eğitim giderek büyük patronların para basan işletmelerine dönüştürülüyor. Seçim sonrasına bırakılan genel sağlık sigortası artık ‘paran kadar sağlık’ın gizlenemeyen itirafı. Sonrasında yine Mecliste bekletilen ‘Kamu Hastaneleri Birlikleri Yasası’ ile de tüm sağlığın özelleştirilme halkası tamamlanıyor. Tüm bunlar İMF ve Dünya Bankası projesiyken sanki ülkemize has bir çözüm önerisiymiş gibi halka acı ilaç yutturulmaya çalışılıyor AKP tarafından. Bizlerden ise uçuruma sürüklenirken zoraki gülümsemelerle türküler söyleyip eğleniyor gibi yapmamız bekleniyor. Evet, red türkülerimizi söyleyeceğiz ki bizi duymayan kulaklar işitsin, görmeyen gözler görsün, hissetmeyen taşlaşmış kalpler yumuşasın.
Şaşırarak soruyorlar bizlere, nasıl oldu da böyle bir coşkuyu yakaladınız, ne oldu size, diye. Sanıyorum bunu herkesin içine işleyip, ruhuna giren ‘Çok Ses Tek Yürek Türkü Söyleyerek’ kampanyası sağladı. İlk önce ‘Hayde’ türküsüne çekilen kliple Ankara’ya davet edildi insanlar. Sonrası hızla her şehirden, her iş yerinden herkesin seslendirdiği, duygusunu çok güzel aktardığı ‘bir yemin ettim ki dönemem’ şarkısının hep bir ağızdan söylemesi güzelleştirdi işi. Gördük ki sesimizi bir birbirimizin sesine katınca öyle güzel bir uyum oluyor ki, eylemimizi bir festivale dönüştürebiliyor.
Ankara ya tüm illerden akın eden sağlık çalışanları; hekimiyle, hemşiresiyle, diş hekimiyle ebesiyle, teknisyeniyle, biyologuyla, eczacısıyla, sağlık memuruyla, diyetisyeniyle, temizlik işçisiyle ele ele tutuşarak sağlıktaki bu yıkıma yürekten bir ‘dur’ dediler. Sağlık iş kolunda ki emeğin bir ekip işi olduğunu herkese tekrar anlattılar.
Bizler Tabipler Birliği Başkanının dediği gibi tabloyu görüyor ve hastalığı çok iyi teşhis ediyoruz. Ve tabii ki iyileştirecek reçeteyi de biliyoruz. Bu alandaki özelleştirmeler, performansa dayalı uygulama adaletsizliği ortadan kaldırılmadığı sürece reçeteye ‘GREV’ diye yazılacaktır, orası kesin.
Reçetelerle Halkımızın bozulan ‘halk salığına ‘da derman olacağız. Çünkü bizler patronların değil halkımızın doktoru olmaya çalışıyoruz her zaman. Bu toplumda okuduk, bu toplumda yetiştik. Tekrar onlara hizmet vereceğiz. O sebeple yaşanan tüm olumsuzlukları süpürüp, bahar temizliği yapmanın zamanı çoktan geldi diyoruz.
Performansa karşı, ‘paran kadar sağlık’a karşı birleşeceğiz ve inatla ‘Parasız Sağlık, Güvenli Gelecek’ diyeceğiz. Herkese nitelikli, ulaşılabilir, eşit ve parasız sağlık için uğraşacağız.
Sorunlarımızın muhatabı olan Sağlık Bakanlığının da açıklama yaptığını okuyorum gazetelerde.Tüm olumsuz verileri saklayarak hedef şaşırtmaya çalışıyor.Güya alandakilerin çoğu sağlıkçı değilmiş.Kendi çalışanına yabancı bir anlayış yine..’Doktor Che’nin yolundayız’dövizini taşıyan tıp öğrencilerini gösterip tüm izleri bir birine karıştırmaya çalışmış.Evet bizler toplum sağlığı için uğraşan Nusret Fişek Hocaların, Fisun Sayeklerin,Türkan Seylanların yolundayız ayrıca.
Yolunuz yolumuzdur.
*Serpil DENİZ
SES Manisa Şb.Başkanı