Epeydir Galatasaray’dan soğumuştum. Ancak şu son olaylar yeniden taraftarlık duygumu harekete geçirdi. Doğrusunu isterseniz internette haberi görünce önce inanamadım. Herhalde yine malum medya haber başlığı diye düşündüm. Haberi okutmak için yapmışlar yine bir numara vs. dedim. Galatasaraylılar Tayyip Erdoğan’ı protesto etmişler ve Başbakan stadı terk etmiş vs. Gerçekten inanılacak gibi değil… Televizyonu açtım, Futbol Federasyonu […]
Epeydir Galatasaray’dan soğumuştum. Ancak şu son olaylar yeniden taraftarlık duygumu harekete geçirdi. Doğrusunu isterseniz internette haberi görünce önce inanamadım. Herhalde yine malum medya haber başlığı diye düşündüm. Haberi okutmak için yapmışlar yine bir numara vs. dedim. Galatasaraylılar Tayyip Erdoğan’ı protesto etmişler ve Başbakan stadı terk etmiş vs. Gerçekten inanılacak gibi değil… Televizyonu açtım, Futbol Federasyonu Başkanı’nın “Makul bir protesto olsaydı belki idare edilebilirdi ama bu kadar şiddetli bir protesto karşısında stadı terk etmek zorunda kaldık” lafından işin ciddiyeti anlaşılıyordu. Adnan Polat ise Galatasaray’ın yüz karası olarak tek tek taraftarları tespit edip cezalandırmaktan bahsediyordu. Oysa hükümetin bir adamı çıkmış kendi taraftarı önünde Galatasaray’a hakaret ediyor… Taraftarın buna tepki göstermesi kadar doğal bir şey olabilir mi. Hadi yöneticileri anlıyoruz kırk türlü çıkarla göbeğinizden bağlısınız iktidara… Bari bırak taraftar haddini bildirsin şu adamlara. Yok ama hepsi korkularından sabaha kadar uyuyamamışlardır. Şuradaki ihaleleri, kredileri, gelecekleri vs.
Malum arkasından Tayyip esti gürledi. Bu yetmiyormuş gibi bakanlardan başlayarak bütün zevat Galatasaraylılara ateş püskürdü. Herkesin söylemi aynıydı: “Başbakan’a ayıp oldu.” Herkes üzüntüden geberiyordu, bu güzide devlet adamına nasıl böyle bir şey yapılırdı. Herkes işini gücünü bırakmış Tayyip’in incinen gururunun peşine düşmüş. Adamı bir görseniz, oğlundan vefasızlık görmüş bir baba edasına bürünmüş. Nasıl da o stat için uğraşmış da ama anlamamışlar da… Burnundan kıl aldırmıyor. Kendisinden çok etrafı telaşe kapılmış durumda. Dalkavukluk için açıklamaların ardı arkası kesilmiyor. O da çok üzülmüş, öbürü de çok üzülmüş…
Bütün devlet ricalinin işini gücünü bırakıp bu işin peşine düşmesi normal bir şey değildir. “İleri demokrasi”lerde böyle bir şey olmaz. Ne olmuştur: Vatandaş bir konu üzerine hükümete tepkisini göstermiştir. Ertesi gün hayat kaldığı yerden devam eder. Nihayetinde Galatasaraylılarda yemeyip içmeyip ertesi sabah Ankara’ya Tayyip’in peşine düşmüş değiller ki..
Bu fotoğraf bir diktatörlük fotoğrafıdır. Tayyip’in havası, dalkavuklarının telaşeleri bir diktatör kibrinin dışa vurumundan başka bir şey değildir. Diktatör böyle bir insandır. Pürüzsüz, hatasız bir insandır o. Onu beğenmeyenlerin ya aklından zoru vardır ya da memleket düşmanıdır. Başka türlü bir açıklaması olamaz. Herkes onu beğenmek zorundadır. Arap ellerinin bile hayranlıkla baktığı bu adamın nesi beğenilmez ki… Vay Galatasaraylıların başına geleceklere…
İki gündür bu olay vasıtasıyla yapılan açıklamaları ibretle izlemek gerek. Gerçekten de başımıza gelecek olanları düşündükçe insanın ürpermemesi mümkün değil. Haziran seçimleri, seçimlerden sonra, Anayasa’da son düzenlemeler, Cumhurbaşkanlığı seçimleri ve Tayyip, halkın seçtiği bir cumhurbaşkanı. Vay bu ülkenin başına gelecek olanlar… Sen diktatör nasıl olurmuş o zaman gör.
Kuşkusuz AKP’yi bu kadar korkutan husus gücünün zirvesinde olan bir iktidara karşı birilerinin bu kadar şiddetli ve popülerleşme potansiyeli yüksek bir yerden protesto cesaretini gösterebilmiş olmasıdır. Malum “Futbol sadece futbol değildir.” Geçtiğimiz ay üniversite öğrencilerinin muhalefeti karşısında deliye dönen iktidar bu kez de futbol taraftarlarının tepkisi karşısında şaşırmış durumda.
Doğrusunu isterseniz futbol sahalarında görmek istediğimiz hareketlerdir bunlar. Elinize, ağzınıza sağlık Galatasaraylılar. AKP’ye bu ülke insanlarının öyle çantada keklik olmadığını göstermiş oldunuz. Yumurtadan sonra gayet iyi geldi.