İki gün sürecek Halkevleri 21. Olağan Genel Kurulu’nun ilk günü Anadolu Gösteri ve Kongre Merkezi’nde oldukça coşkulu bir atmosferde gerçekleştirildi. Bugün Yılmaz Güney Kültür Merkezi’nde tamamlanacak olan Genel Kurul sonunda Halkevleri’nin önümüzdeki dönem mücadele hattının belirlenmesi hedefleniyor 22 Mayıs Cumartesi günü (dün) Halkevleri 21. Olağan Genel Kurulu çok sayıda siyasi parti ve demokratik kitle örgütü […]
İki gün sürecek Halkevleri 21. Olağan Genel Kurulu’nun ilk günü Anadolu Gösteri ve Kongre Merkezi’nde oldukça coşkulu bir atmosferde gerçekleştirildi. Bugün Yılmaz Güney Kültür Merkezi’nde tamamlanacak olan Genel Kurul sonunda Halkevleri’nin önümüzdeki dönem mücadele hattının belirlenmesi hedefleniyor
22 Mayıs Cumartesi günü (dün) Halkevleri 21. Olağan Genel Kurulu çok sayıda siyasi parti ve demokratik kitle örgütü temsilcilerinin de katıldığı coşkulu bir atmosferde başladı. Halkevleri’nin son iki yılının anlatıldığı sinevizyon gösterimi ile başlayan Genel Kurul’u Halkevleri eski Genel Başkanı Abdullah Aydın yaptığı kısa konuşma ile açtı. Yükümüz ağır, önümüz açık diyen Aydın Genel Kurul’da yol haritasının belirleyeceklerini ancak bu yol haritasının bildiklerimizin aksine halkın yol haritası olacağını vurguladı. Aydın’ın konuşması ardından Divan oluşturuldu. Divan sözcülüğünü yapan Kamil Kartal salonda bulunan herkesi iş cinayetlerinde, emek, demokrasi ve devrim mücadelesinde yaşamını yitirenler için bir dakikalık saygı duruşuna davet etti.
Divan’ın oluşturulması ardından ilk konuşmayı Halkevleri Genel Başkanı İlknur Birol yaptı. Konuşmasına geçen sene yaşama veda eden Halkevleri onursal genel başkanı Ahmet Yıldız’ı anarak başlayan Birol, Ahmet Yıldız’ın bıraktığı mirası ileriye taşıyacaklarını belirtti. Şerzan gibi ölenlerin sahipsiz olmadığını söyleyen Birol Maden işçilerinin ölümüne kader diyen AKP ve onun zihniyetini yerin yedi kat dibine sokacağız dedi. “Bunlar kader değil cinayettir. Neoliberal cellatların düzeni, ölüm düzenidir. Kaderi ölüm olan bu alçakça düzendir” diyen Birol “Özgürlük ve eşitlik mücadelesi verenler olarak bizler AKP’yi yerin yedi kat dibine sokacağız” dedi.
Meydan boş değil biz varız
Eğitimden sağlığa, ulaşımdan barınmaya, sağlıktan çevreye kadar hayatın tüm yaşamsal alanlarında neoliberal politikaların yıkımının hissedildiğini vurgulayan Birol bu yıkımlara karşı direnen, mücadele edenlerin de yeni bir dil geliştirdiğini söyledi. 1 Mayıs günü Taksim meydanında güvencesizlerin, yoksulların, aydın-sanatçıların, kamu emekçilerinin, köylülerin aynı dili konuştuğunu söyleyen Birol “Bugünün sosyalizmini şu rezil hayatlarımızın içinden gönül gözüyle süzüp ortaya koyuverelim” dedi. “Meydanlar boş değil biz varız” diyen Birol farklı cephelerde yürütülen hak mücadelelerinin halkın yeni bir politikleşme sürecine yönelmesinin etkili bir temeli olacağını vurguladı. Anayasa tartışmalarına da değinen Birol 12 Eylül’de düzenlenecek olan Anayasa referandumunda “Hayır” diyeceklerini ancak hayır demekle kalmayıp bunu halkın şartlarını meydanlarda haykırarak örgütleyeceklerini söyledi.
Yaşasın barış ve kardeşlik
Halkevleri Genel Başkanı İlknur Birol ardından salondaki konuklara söz verildi. İlk sözü BDP eşbaşkanı Selahattin Demirtaş aldı. Halkevleri’nin mücadelesini dikkatle izlediklerini söyleyen Demirtaş Kürt halkının barış ve demokrasi mücadelesinde her zaman yanında olan Halkevleri’nin emperyalizme karşı, faşizme karşı, neoliberalizme karşı mücadelesinde koşulsuz destekçisi olacağını söyledi. Her genel kurulun bir yenilenme olduğunu ifade eden Demirtaş ancak Halkevleri her gün yenilenen mücadele içinde büyüyen bir örgüt şeklinde konuştu. Anayasa tartışmalarına da değinen Demirtaş AKP’nin tüm ilerici güçleri kendisine yedeklemeye çalıştığını destek vermeyenleri de gerici Ergenekoncu olarak ilan ettiğini söyledi. BDP heyeti “Yaşasın halkların kardeşliği, Biji Bratiya Gelan” sloganları eşliğinde salondan ayrıldı.
Daha sonra TKP MK üyesi Kaya Güvenç söz aldı. Güvenç konuşmasında Zonguldak’ta yaşanan katliama değinerek bu olayın emekçilerin sorunlarını özetlediğini, bunun karşısında başbakanın sergilediği “kader” anlayışının ise yeni olmadığını belirtti. Aynı zihniyetin 1999 Marmara depreminde de “takdir-i ilahi” dediğini hatırlatarak İstanbul’daki selin sonuçlarına, Tuzla’daki iş kazalarına da aynı şekilde yaklaşıldığına söyleyen Güvenç “Onlar tabii ki bunu yapacaklar, çünkü onlar buralardan beslenirler. Oysa bunların hesabını sormak zorundayız. Yoksa katliamcılar, insan canını alıp satan özelleştirmeciler, gözünü para bürümüş taşeronlar hesap vermedikleri sürece, bizler hesap sormadığımız sürece katliamların sonu gelmez” şeklinde konuştu.
Özgürlük ve Dayanışma Partisi, Emek Partisi, Sosyalist Demokrasi Partisi, Sosyalist Parti, İnsan Hakları Derneği, Demokratik Dayanışma Grubu, Ankara Tabip Odası adına da konuşmaların yapıldığı genel kurulda, Ezilenlerin Sosyalist Partisi, bazı milletvekilleri ve Filistin Halk Kurtuluş Cephesi’nden gönderilen dayanışma mesajları okundu.
Genel Kurul’un ilk günü, Halkevleri kadın korosu ve Edip Akbayram konseri ile sonlandı.
Sendika.Org