Öylesine öfkeyle vuruyor ki kıza; İzlerken benim elim ayağım kırılıyor. Şakaklarım zonkluyor. Öylesine hınçla vuruyorlar ki çocuklara. İzlerken nefesim kesiliyor. Kemiklerim sızlıyor… Nereden gelir böyle bir öfke. Bu kin. Bu nefret… Bir insan ruhu nasıl böylesine taş bağlayabilir? Acıma duygusu nasıl böylesine nasırlaşabilir? Siz de gördünüz mü? Çocuklar yerlerde sürünüyor. Ne için? İzmir’de öğrencilerin harçları […]
Öylesine öfkeyle vuruyor ki kıza;
İzlerken benim elim ayağım kırılıyor. Şakaklarım zonkluyor.
Öylesine hınçla vuruyorlar ki çocuklara.
İzlerken nefesim kesiliyor. Kemiklerim sızlıyor…
Nereden gelir böyle bir öfke. Bu kin. Bu nefret…
Bir insan ruhu nasıl böylesine taş bağlayabilir?
Acıma duygusu nasıl böylesine nasırlaşabilir?
Siz de gördünüz mü?
Çocuklar yerlerde sürünüyor.
Ne için?
İzmir’de öğrencilerin harçları protestosu. Ya da Ankara’da sınavları protestosu. Hepsi bu…
Elerinde taş yok, sopa yok, silah yok… Yalnızca bir pankart… O kadar.
Ama dövüyorlar çocukları…
Sonra tutukluyorlar.
İki gün sonra serbest bırakıyorlar. Neden dayak yediler? Neden tutuklandılar. Neden serbest kaldılar? Belli değil…
Çocuklar yediği dayakla kalıyor…
Hakkâri’de çocuklara öylesine vuruyorlar ki; yine aynı cop ve biber gazı… Televizyonlar saatlerce gösteriyor o çocuğun sürüklenişini. Yerlerdeki Annenin feryadını… Tam bir vahşet…
Bu görüntüleri şunun için aktardım…
İki şehir ve iki vahşet…
Sonuç:
Hakkâri’de çocuklara dayak atan iki polis açığa alınıyor…
Ama Ankara’da ses yok…
İzmir’den çık çıkmıyor.
Ben anlamadım…
Cop aynı cop. Biber gazı aynı gaz. Vahşet aynı vahşet. Öfke, nefret, acı hepsi aynı…
Eğer Hakkâri’de sürüklenen insansa, Ankara’daki ne?
Hakkari’de gösterilen adalet İzmir’de niye yok?
İki polis niye açığa alındı?
Hakkâri’ye televizyonlar gösterdi diye mi?
Ankara’da İzmir’de niye soruşturma yok?
Televizyonlar göstermedi diye mi?
Bu ülkede öğrenciler 40 yıldır dayak yiyor.
Şu hale bir bakın:
Benden öncekiler dayak yedi. Biz geldik üniversiteye biz de yedik dayağı.
Şimdi bizden sonrakiler yine dayak yiyor.
Sen istediğin kadar özgür anayasa yap… AB uyum süreci ve insan hakları de…
Sokakta ağzını açana bu dayak, bu çifte standart olduğu sürece…
“Yazılı anayasası” özgür, “yazgısız halkı” çaresiz, öğrencisi dayağa mahkûm bir ülke olmaktan öte gidemezsin…