AKP’NİN ‘D’ HALİNE KARŞI TEKEL’İN ‘D’Sİ… Liberaller her fırsatta AKP’nin ‘D’ hali olarak ‘demokrasiden’ söz ediyor. Hatta kimileri daha ileri gidip meseleyi ‘2D’ye yani ‘Demokratik Devrim’e vardırıyor. Hazır anayasa değişikliği paketi de gündeme gelmişken AKP’nin ‘D’ hali üzerine konuşmak yerinde olacaktır. Liberaller her fırsatta AKP’nin ‘D’ hali olarak ‘demokrasiden’ söz ediyor. Hatta kimileri daha ileri […]
AKP’NİN ‘D’ HALİNE KARŞI TEKEL’İN ‘D’Sİ…
Liberaller her fırsatta AKP’nin ‘D’ hali olarak ‘demokrasiden’ söz ediyor. Hatta kimileri daha ileri gidip meseleyi ‘2D’ye yani ‘Demokratik Devrim’e vardırıyor. Hazır anayasa değişikliği paketi de gündeme gelmişken AKP’nin ‘D’ hali üzerine konuşmak yerinde olacaktır.
Liberaller her fırsatta AKP’nin ‘D’ hali olarak ‘demokrasiden’ söz ediyor. Hatta kimileri daha ileri gidip meseleyi ‘2D’ye yani ‘Demokratik Devrim’e vardırıyor. Hazır anayasa değişikliği paketi de gündeme gelmişken AKP’nin ‘D’ hali üzerine konuşmak yerinde olacaktır.
Anayasa değişikliği paketiyle tüm iktidarın AKP’ye devredilmesi için bir adım daha atılıyor. Nasıl mı oluyor, Anayasa Mahkemesi üye sayı 17 olacak bunun 14’ünü Cumhurbaşkanı, 3’ünü de Meclis seçecek. Böylece ‘yargı bağımsızlığı’ da ‘demokratikleşme’ de sağlanacak! AKP ‘milli irade’ çağrısı altında devlet aygıtlarının tümü üzerinde tekelci bir iktidar kurmaya çalışıyor. Anayasa değişikliği ile yapılmak istenen bundan ibarettir.
Bu hayatın her alanına giderek yayılan bir gerçektir. Bugünlerde cemaat baskısından ve dini referansların toplumsal hayatı düzenlemek konusunda artın gücünden söz etmeyen neredeyse kimse yok. Öte yandan bir polis devletine doğru gidişi sokak başlarından okumak mümkün. Bunun son örneği TEKEL işçilerinin 1 Nisan buluşması karşısında AKP’nin gösterdiği tavırdı.
Ankara iki gün boyunca sıkıyönetim ilan edilmişçesine yerden ve gökten kuşatma altında kaldı. Bunu bütün televizyonlar gösterdi. Ama bunun da ötesinde polisler artık emir-komuta zincirinin ötesinde birer parti militanı olarak sokakta konuşlanıyorlar. Sabahın en erken saatlerinde Sakarya Meydanı’nda toplanan işçilere ‘buraya geldiniz başınıza geleceklere katlanacaksınız’ diyen bir Polis Amirinin olduğu yerde ‘kask kafalı polislerin’ taşlarla saldırması, küfür etmesi ve savaş naraları atması da çok görülmemeli!
AKP’nin elbet yalnızca Valisi, polisi yok bir de bu operasyonların en önemli parçası olan ‘derin operasyonel’ araçları var. Zaman gazetesi bunlardan birisi. İki günlük polis terörünün yumurtayla protesto edilmesinden rahatsız olmuş ki, yumurtalı eylemler üzerine bir tarihçe hazırlamışlar. Haberde kim nerede, ne zaman yumurtalandı bilgilerine erişmek mümkün. Peki, tüm bu bilgilerden hangi sonuç çıkartılıp, ne yumurtlanıyor; Zaman’a göre yumurtalı eylem yapanlar Ergenekoncu ve terör örgütü bağlantılı.
AKP iktidar gücüyle devleti yukarıdan aşağıya dönüştürürken, toplumsal hayatın her alanına yayılan faşist baskı yöntemleri ile ideolojik ve siyasal baskı giderek artıyor. AKP kendisine bugün ve gelecekte direnç oluşturabileceğini düşündüğü bütün kesimleri ‘terörist’ olarak kodlayarak baskı altına almaya çalışıyor. Son zamanlarda buna bir de ‘komünizm illeti’ diyerek tarihsel anti-komünist bilinçleriyle birlikte korkularını da ifşa etmiş oldular.
Evet, bugünlerde AKP’nin ‘D’ haliyle ziyadesiyle yüz yüzeyiz. Ancak ‘D’ halinde karşımıza çıkan ‘Dikta’ rejimi kurma çabasından başka bir şey değil.
Buna karşı durabilmenin yolu da başka bir ‘D’de… Bu TEKEL işçilerinin direnişinin ‘D’sidir… O yüzden şimdi AKP’nin ‘D’ haline karşı ‘direniş’ çağrısını güçlendirerek, yumurtaları çoğaltmanın, ayakkabıları ellere almanın zamanıdır…