Her sendika ayrı ayrı ücretler için mücadele edeceğine asgari ücret için bir genel grev yapsa daha doğru olmaz mı? Tekel işçilerinin eyleminde, kamuoyunda, özellikle maaşlar üzerinden ciddi tartışmalar yaşandı. Kamuoyu derken hükümeti, medyayı ve arkalarındaki sermaye sınıfının karalayıcı tartışmalarını kastetmiyoruz. Bunların yaklaşımları zaten biliniyor ve Tekel işçileri dostlarıyla beraber bunlara en güzel cevabı veriyor. Kastettiğimiz […]
Her sendika ayrı ayrı ücretler için mücadele edeceğine asgari ücret için bir genel grev yapsa daha doğru olmaz mı?
Tekel işçilerinin eyleminde, kamuoyunda, özellikle maaşlar üzerinden ciddi tartışmalar yaşandı. Kamuoyu derken hükümeti, medyayı ve arkalarındaki sermaye sınıfının karalayıcı tartışmalarını kastetmiyoruz. Bunların yaklaşımları zaten biliniyor ve Tekel işçileri dostlarıyla beraber bunlara en güzel cevabı veriyor.
Kastettiğimiz kamuoyu, işsizler de dahil emek dünyasıdır. Tek Gıda-İş sendikasının ve Tekel işçilerinin bugüne kadar sınıf mücadelesine ciddi katkı sunmadığı, ülkedeki işsizlerin sayısı, işçilerin fazla maaş aldığı gibi tartışmalar hala gündemde. Bu tartışmaların 4 Şubat genel grevini yavaşlattığını iddia edenler bile var. Çalışma dünyasında Tekel direnişine soğuk bakan bir potansiyelin olduğu gözlerden kaçmıyor.
Bu tartışmaların altında sınıf ve tarih bilinci yoksunluğu yatıyor. Bireyselleşen, emeğine yabancılaşan işçi önce kendini düşünüyor. Eğer Tekel işçisi gibi mücadeleyle kendinizi gündeme koyamıyorsanız, yalnız kalıyorsunuz. Sorunlarınızı kimse anlamıyor, taleplerinize kimse kulak vermiyor. Bunda emeğiyle geçinenlerin örgütsüzlüğü en büyük etkendir. Örgütsüzlük aynı zamanda bilinçsizliktir. Türkiye’de parça parça direnişler arasındaki kopukluğun ve duyarsızlığın altında da bu yatıyor.
Tabii ki çözüm öncelikle örgütlenmektir. Ancak bugün için yapılacak somut hiçbir şey yok mudur? Bu soruya cevap 4 Şubat öncesi grev hazırlıklarında bir sağlık emekçisinden geldi. Asgari ücrete yapılan komik artışın bile maaşına zam olarak geldiğini görmüş. Her sendika ayrı ayrı ücretler için mücadele edeceğine asgari ücret için bir genel grev yapsa daha doğru olmaz mı?
Aslında Türkiye şartlarında bu öneri gerçekçidir. Asgari ücret çalışma yaşamında ortak paydadır. Örneğin, 1 Ocak’ta yürürlüğe giren 729 liralık yeni brüt asgari ücret, asgari geçim indirimi rakamlarını az da olsa değiştirdi. Asgari Ücret Tespit Komisyonunun belirlediği yeni asgari ücret, işçi ve memurun aylık maaşında asgari geçim indirimi yoluyla 4,73 lira ile 8,03 lira arasında değişen bir artış sağladı.
Bu artış rakamsal olarak önem arz etmiyor. Asgari ücret artışının bütün çalışanların ücretlerini etkilediğini örnekleme anlamında söylüyoruz. Sağlık emekçisinin önerdiği gibi ücret artışı için ayrı ayrı pazarlıkların yanında, asgari ücret üzerinden bir ortak mücadele verilemez mi?
Kanımca bu mücadele toplumsal dayanışmayı artıracaktır. Bu somut talep emek dünyası arasındaki zamansız, yersiz tartışmaları bugün için sıfıra indirecektir. Asgari ücret gibi kıdem tazminatı ve iş güvencesi bütün çalışanların ortak paydasıdır. Her biri genel grev nedenidir. Bugün için bilinçsizlik ve örgütsüzlük bütün sınıfı parçalamışsa, bir araya getirmenin yolu da birleştirici talepleri öne çıkarmaktır. Asgari ücret, kıdem tazminatı ve iş güvencesi üzerinden yapılacak ortak direniş, örgütsüzlüğü ve parçalanmışlığı aşmak için önemli bir adım olacaktır.
Genel grevler aynı zamanda bilinçlenmenin ve örgütlenmenin en büyük araçlarıdır. Kanımca işyerlerinin özgün eylemleri de bundan sonra daha çok destek bulacaktır. Bugün için işçi ve kamu emekçileri sendikalarının gündeminde asgari ücret için bir genel grevi örgütlemek olmalıdır.