ANKARA Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, cuma günü Bağdat dönüşü yaptığı açıklamada Erbil’e konsolosluk açmayı planladıklarını belirterek önümüzdeki günlerde bakanlardan ve işadamlarından oluşan heyetin Kuzey Irak’a gideceğini bildirdi. Erdoğan bu adımın terörle mücadelede yeni bir sürecin başlamasına vesile olacağını ifade etti. Erdoğan, Irak’la imzalanan güvenlik anlaşmasıyla ilgili olarak “Uluslararası hukuk çerçevesinde iki ülkenin toprak bütünlüğüne saygılı […]
ANKARA
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, cuma günü Bağdat dönüşü yaptığı açıklamada Erbil’e konsolosluk açmayı planladıklarını belirterek önümüzdeki günlerde bakanlardan ve işadamlarından oluşan heyetin Kuzey Irak’a gideceğini bildirdi. Erdoğan bu adımın terörle mücadelede yeni bir sürecin başlamasına vesile olacağını ifade etti. Erdoğan, Irak’la imzalanan güvenlik anlaşmasıyla ilgili olarak “Uluslararası hukuk çerçevesinde iki ülkenin toprak bütünlüğüne saygılı olmak suretiyle terörle mücadelede ortak tavrı içeriyor. Aslında bizim daha önce yaptığımızın anlaşma boyutuna getirilmesi” dedi. DTP Grup Başkanvekili Selahattin Demirtaş, PKK’nın Türkiye’ye göndereceği grupların Kürt sorununun çözümünde önemli gelişmeler yaratacağını söyledi. Fırat Haber Ajansı’nın cuma günkü haberine göre grupların gelişinin Kürtlerin barış konusunda ne kadar ısrarcı olduklarının göstergesi olacağını, bu durumun devlet tarafından dikkate alınması gerektiğini belirtti. Demirtaş grupları kitlesel olarak karşılayacaklarını kaydetti.
KUZEY IRAK
Eski Bölgesel Kürt Yönetimi Başbakanı Neçirvan Barzani, Ankara’nın “Kürt açılımı”yla birlikte önemsenmesi gereken kritik bir döneme girildiğini söyledi. Milliyet gazetesinin cuma günkü sayısında Hasan Cemal, Barzani’nin Ankara ile aralarındaki “stratejik diyalog”a değinmediğini, bu diyaloğun bir süredir daha çok kapalı kapılar ardında yürütüldüğünü ve iki tarafın yakınlaşmaya başladığını söylediğini aktardı.
IRAK
ırat Haber Ajansı’nın cuma günkü haberine göre Irak İçişleri Bakanı Cevat Bolani, “Ankara ile Bağdat arasında Kürdistan bölgesinin dağlık alanlarında yerleşen PKK silahlı güçlerinin çıkarılması, ortak sınır güvenliği ve Irak güvenlik güçlerinin Türkiye tarafından eğitilmesi konusunda önemli bir anlaşma imzalandı” dedi.
PKK
PKK, cuma günü Öcalan’ın önerisi üzerine Türkiye’ye 3 barış grubu göndereceğini açıkladı. Fırat Haber Ajansı’nın cuma günkü haberine göre örgüt tarafından yapılan açıklamada “Biri Kandil, biri Mahmur Kampı’ndan birisi de Avrupa’dan düzenlenecek olan bu barış gruplarının amacı Türkiye’de demokratik barış sürecine yol aldırmak, yumuşama ortamını geliştirmek, gerçek bir barışın gelişmesi için psikolojik atmosferi oluşturmaktır. Bu adımın sürecin gelişmesi yönünde olumlu katkılar yaratacağını umut ediyoruz” denildi. Öcalan, “Bizim sunduğumuz çözüm devleti, federal devleti, sınırları içermeyen demokratik bir çözüm modelidir” dedi. Fırat Haber Ajansı’nın cuma günkü haberine göre Öcalan, “Bu çözüm modelinin adı KCK’dır. KCK asıl olarak demokratik sivil toplum projesidir. Kürtler ekonomik, sosyal, siyasal, kültürel, hukuk alanında kendilerini örgütlemelidirler” diye konuştu. Öcalan şunları söyledi: “Devlet, sınır, bayrak, bütünlük sorunumuz yok. Bölmüyoruz, demokratik çözümü ortaya koyuyoruz. Çözüm gelişmezse devlet de bir milyon Kürdü öldürebilir. PKK da öldürür ama sonuçta iki taraf da kaybeder, kazanamaz.”
GELİŞMELER NEYE İŞARET EDİYOR
Erdoğan’ın sözleri, Barzani’ninkilere paralel olarak Ankara-Erbil yakınlaşmasına işaret ediyor ve önümüzdeki günlerde Kuzey Irak’a yapılacak “çıkarma”nın Bölgesel Kürt Yönetimi’nin PKK’ya karşı aktif tavır almasını sağlamaya yönelik olduğunu hissettiriyor. Erdoğan ve Bolani’nin açıklamaları birlikte değerlendirildiğinde TSK’nın Kuzey Irak’taki PKK hedeflerine yönelik kara ve hava harekâtlarının bundan böyle “anlaşma” çerçevesine alındığı ve hukuki zemine oturtulduğu görülüyor. Öcalan’ın “Türkiye’ye iki barış grubu gelebilir” çağrısına PKK’nın 3 grupla yanıt vermesi, örgütün Kandil ile Mahmur’dan gelecek olanları “teknik” olarak ayırmayı uygun gördüğünü hissettiriyor. Öcalan’ın hamlesi, hem “eylemsizlik” süreciyle ilgili kararını bugünlerde vereceğini daha önce ilan eden örgütü tavrını değiştirmemeye zorluyor hem de tıpkı “yol haritası” açıklayacağını söylediği günden itibaren olduğu gibi DTP’ye yeni bir inisiyatif alma imkânı sağlıyor. Ankara’nın “yol haritası”na yaklaşımı göz önüne alındığında Öcalan/PKK ve -Demirtaş’ın sözlerinin işaret ettiği gibi- DTP’nin “barış grupları”na yönelik beklentisinin gerçekleşme ihtimalinin sıfıra yakın olduğu hissediliyor. Çünkü yine Öcalan’ın çağrısı üzerine 1 Ekim 1999’da Türkiye’ye gelen gruplara alınan tavır hatırlandığında, günlük medya yayınlarına yansımamakla birlikte ülke içinde Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da süren yoğun operasyonların yanı sıra PKK’yı Kuzey Irak’tan çıkarmaya kilitlenmiş olan Ankara’nın bu kez farklı tavır alması rasyonel görünmüyor.