Ankara geçen hafta boyunca su zammına karşı Büyükşehir Belediyesi önünde imza toplamak isteyen Halkevcilerin eylemlerine ve polisin eylemler karşısında ki tahammülsüz tutumuna sahne oldu. Gökçek’in suyun faturalandırılmasına ilişkin yaptığı tarife değişikliği ve onun sonucunda yoksulların faturalarına yansıyan gizli zammın göz önüne getirilmek istenmesi anlaşılan Ankara’yı yönetenleri rahatsız etti. Bir hafta boyunca yapılan eylemlere katılan böylece […]
Ankara geçen hafta boyunca su zammına karşı Büyükşehir Belediyesi önünde imza toplamak isteyen Halkevcilerin eylemlerine ve polisin eylemler karşısında ki tahammülsüz tutumuna sahne oldu. Gökçek’in suyun faturalandırılmasına ilişkin yaptığı tarife değişikliği ve onun sonucunda yoksulların faturalarına yansıyan gizli zammın göz önüne getirilmek istenmesi anlaşılan Ankara’yı yönetenleri rahatsız etti.
Bir hafta boyunca yapılan eylemlere katılan böylece hem polis teröründen hem de halkın içten desteğinden nasibini alan Ulaş Baybüke ve Doruk Yıldırım’la görüştük.
Merhaba, kendinizi kısaca tanıtır mısınız?
İsmim Ulaş Baybüke. 22 yaşındayım. Öğrenciyim. Ankara’da Dikmen’de oturuyorum.
Ben Doruk Yıldırım. 21 yaşındayım. Halkoyunları eğitmeniyim. Mamak’ta oturuyorum.
Geçen hafta gerçekleştirdiğiniz eylemin amacı neydi, bir hafta boyunca süren bu zam karşıtı çalışmanın fikri nasıl ortaya çıktı, nasıl hayata geçti?
Doruk: Melih Gökçek’in verdiği su hizmetinin kamu yararına olmadığını düşünüyoruz. Suya yapılan zamlar tüm Ankaralıların sorunu haline geldi.
Ulaş: Gökçek, geçen ağustos ayında su indeksleriyle oynadı. Kendi gazetesinden (Büyükşehir belediyesinin yayınladığı gazeteyi kast ediyor) bu düzenlemeyi indirim diye yazdı. Ama suyun metreküpü 1.55 TL’den 2.49 TL’ye çıkartılmış oldu.
Bu yeni faturalandırma düzenlemesi hakkında biraz daha bilgi verebilir misiniz?
Doruk:Bu aslında bir gizli zam. Biz de bunu ortaya çıkartmak istedik.
Ulaş:Kartlı sistem kullanımı ve otomatik ödeme talimatı yoluyla ödeme yapanlar zam yapıldığını fark etmiyor. Gökçek kademeli sistemi kaldırdı. Yeni düzenlemede sıfırdan sonsuza kadar düzenleme yapılıyor. Ne kadar çok kullanırsan o kadar az ödeme yapmayı gerektiren bir sistem getirdi. Yani evler için ve özelikle yoksullar için daha pahalı bir su fiyatlandırması bu. Eskiden 10 metreküp sınırının üstüne çıkılınca fatura zamlı ödeniyordu. Yeni düzenlemeyle beraber 10 metreküpün üstünde su kullanmayan halkın kullanmadığı suyun üzerinde kar etmeye çalışıyor.
Bu gizli zammı su yüzüne çıkartmak için yaptığınız bir haftalık eyleme gelince…
Ulaş: Biz aslında Halkevleri olarak yaz boyunca mahallelerde eylemler örgütledik, kapı kapı dolaşıp bildiriler dağıttık. Ankara’nın farklı mahallelerinde yeni tarifeyi, yapılan gizli zammı protesto eden eş zamanlı eylemler düzenledik. Mahalleden yükselen su zammının geri alınası talebini Melih Gökçek’e iletmek için Ankara Büyükşehir Belediyesi önünde bir çadır kurarak sesimizi duyurmak istedik. Belediyenin önünde su hakkımız için bir hafta boyunca nöbet tutacak, açtığımız çadırda bildiriler dağıtıp zammın geri alınması talebiyle imza toplayacaktık.
Doruk:Krizi ortamında bu zamlar çok önemli bir durum. İnsanları bu zamdan haberdar etmek istiyorduk. 12 Ekim pazartesi günü imza föylerimiz ver çadırla Güven Park’a gittik. Burada bulunan Büyükşehir Belediyesi önünde basın açıklaması yaptık. Açıklamadan sonra çadır kurmak istedik. Ama daha biz çadırı açmadan polis bizi ablukaya aldı ardından da gözaltına aldı.
Ulaş: Basın açıklamasından sonra su hakkı talebini dile getiren sloganlar attık. Polis sürekli böyle bir eylem yapamayacağımızı söyledi.
Doruk: Bizi emniyetine götürdüler, savcılığa çıkartılmadan serbest bırakıldık. Biz gözaltına alındık bir süre sonra karakola, akşam bize destek vermek için yapılan eylemde saldırıya uğrayıp gözaltına alınan arkadaşlarımız da getirildi. Hatta onlar içeride yer olmadığı gerekçesiyle arabada bekletildiler. Sonra hepimiz 10 saatlik gözaltının ardından serbest bırakıldık.
Ulaş: Diğer gözaltına alınan arkadaşlara kabahatler kanununa dayanarak ceza yazarız diye tehdit etmişler. Ancak bu tehdit boş çıktı. Bizim yaptığımız eyleme kabahatler kanunundan ceza yazamayacaklarını öğrendiler.
Ertesi gün de bir eylem oldu? Biraz ondan bahseder misiniz?
Ulaş: Biz o gün gözaltına alınırken de bir hafta boyunca belediye önünde olacağımızı, su zamlarına karşı imza toplayacağımızı söylemiştik. Ertesi gün aynı saatte yine Güven Park’a gittik. Polis bu sefer o alan içerisinde imza bile toplayamayacağımızı söyledi. Biz de imza toplamanın yasal hakkımız olduğunu ve önümüzden çekilmeleri gerektiğini söyledik. Bunun üzerine bizi yeniden gözaltına aldılar. Bu sefer oldukça ağır şiddet uygulanarak, yumruklarla gözaltı araçlarına bindirildik.
Polisin eylemi engellemesinin sebebi sizce ne? İmza toplama girişiminiz iki gün üstü üste neden polis terörüyle karşılaştı sizce?
Ulaş:Eylemin ve taleplerimizin meşruluğu var. Halka gerçeklerin söylenmesi onları rahatsız ediyor. AKP kendini ve halkı rahatsız eden her şeyi vurarak susturarak bastırmak istiyor. Örneğin bizi gözaltına alan polisler arasında bile “aslında doğru söylüyor bu adamlar” diyenler vardı. Hatta ilk gün biz gözaltına alınıyorken polis telsizinden şöyle anonslar geçiyordu ‘çok dövmeyin, çok insan destekliyor, müdahaleyi ona göre yapın’
İlk gün imza toplamaya çalıştığımız sırada da polis, insanları provoke etmeye çalıştılar. Bizden uzaklaştırmaya çalıştılar, yoldan geçenlere sürekli “burada beklemeyin, yürüyün” şeklinde bağırdı.
Sizce yaptığınız eylemin etkisi ne oldu? Amacınıza ulaştınız mı?
Ulaş: Tepkiler çok iyiydi. İlk üç gün açıklamalarımız sırasında ve imza toplarken polis vardı ama dört ve beşinci gün ortada polis bile olmadan bizler imza topaldık. Bizim yaptığımız şeyin meşruluğu ve kararlılığımız eylemi başarıya ulaştırdı. Bize sizin amacınız imza toplamak değil diyenler (eylemi engellemeye çalışan polisi kastediyor) kendi amaçlarının bizi engellemek olduğunu gösterdiler.
Doruk: Bu eylemleri su hakkını savunmak için yapmıştık. Herkesin zamlardan haberdar edilmesi amacımıza da ulaştığımızı düşünüyorum. Eylemlerimize destek çok fazlaydı. Yoldan geçenler ve Ankaralılar bize destek verdi, kampanyamıza imzalarıyla katıldı. 25 Ekim’de eğitimden, sağlığa, enerjiden barınmaya temel haklarımızı savunacağımız mitingimize su hakkı talebini de yaptığımız eylemlerin gücüyle taşıyacağımıza inanıyorum.