Yol Haritası’nda altı başlık altında çözüm önerileri yaptığını belirten Öcalan “Benim sunduğum çözüm, Türkiye’nin uzun vadeli geleceğini kazanma projesidir. Bizim bu sorunun çözümünde engel olma durumumuz olmaz. Tam tersi elimizden gelen desteği vereceğimizi belirtiyoruz. Benden bir şeyler isteniyorsa önümün açılması gerekir” dedi. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, avukatlarıyla görüştü. Edinilen bilgilere göre görüşmede son siyasi […]
Yol Haritası’nda altı başlık altında çözüm önerileri yaptığını belirten Öcalan “Benim sunduğum çözüm, Türkiye’nin uzun vadeli geleceğini kazanma projesidir. Bizim bu sorunun çözümünde engel olma durumumuz olmaz. Tam tersi elimizden gelen desteği vereceğimizi belirtiyoruz. Benden bir şeyler isteniyorsa önümün açılması gerekir” dedi.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, avukatlarıyla görüştü. Edinilen bilgilere göre görüşmede son siyasi gelişmeleri değerlendiren ve DTP’nin düzenlediği barış mitinglerine değinen Öcalan, “1 Eylül demokratik çözüm mitinglerini selamlıyorum. Kürtlerin sorunu, ulus sorunundan ziyade bir var olma sorunudur. Kürt halkının vermiş olduğu mücadele var olma, varlığını sürdürme mücadelesidir. Halkımız varlığını koruma ve özgürlüğünü sağlama direnişini sürdürecektir. Halkımız demokratik eylemlilik hakkını sonuna kadar kullanmalı, demokratik kurumlaşmalarını derinleştirebilmelidir. Herkes bu süreçte kendini kararlaştırmalıdır, kendini geliştirip yetkinleştirmelidir. Bu temelde halkımızı demokratik çözüm mitinglerini selamlıyorum” dedi.
Hükümet çok zorlanıyor
Hükümetin açıklamalarına dikkat çeken Öcalan, hükümetin çok zorlandığını kaydetti. Öcalan, Hükümetin açıklamalarından hala ortada bir şeyin olmadığı anlaşılıyor. Hükümet zorlanıyor hatta çok çok zorlanıyor. Yol haritasının müdürün eline geçmesi için henüz erken. Daha devletin elindedir, inceliyorlardır herhalde” şeklinde konuştu.
Öcalan, “Herkes benim ne söyleyeceğimi ne yapacağımı bekliyor. Sadece DTP değil diğerlerini de bir noktada aşacağı görülüyor. Benden ne bekliyorlar, bundan sonrasını benim üstlenmemi bekliyorlar herhalde. Benden bir şeyler isteniyorsa, bana sorumluluk yükleniyorsa önümün açılması gerekir” diye konuştu.
Çözüme engel olmayız
Hükümetin adım atmaması halinde diğer hükümetler gibi dağılacağını belirten Öcalan, PKK’nin de kendisini savunabileceğini kaydetti: Öcalan şöyle dedi: “Ben PKK’yi ve gerillayı tanırım. Kendilerini iyi savunurlar. Ancak PKK’nin de beklemediği gelişmeler olabilir. AKP bu sorunun çözümüne ilişkin ciddi adımlar atmazsa diğer hükümetler gibi üç beş ayda dağılır. Zaten CHP ve MHP’nin de istediği budur. Demokratik çözüm gelişmezse Türkiye 1990’larda, 2005’te ortaya çıkan savaştan çok daha yüksek seviyede bir savaşla yüz yüze kalabilir. Bu öyle pasif savunma, aktif savunmayla da olmaz. PKK’ye katılımlar çoğalmıştır, durumları daha güçlüdür herhalde. Bunlar kendilerini orada iyi eğitiyorlar, hazırlıyorlar, eğer çözüm gelişmezse gerilla tarafında önü alınamaz patlamalar gelişebilir. Kürtlerin sorunu ulus sorunu değildir, varlık sorunudur. Verdikleri savaş da varolma ve varlığını sürdürme, özgürlük savaşıdır.
Kürtlerin sorunu hayati bir sorundur. Ayrıca Türkiye’nin sorunu, Türkiye’nin bütünlüğü sorunu değildir. Bu DTP’liler de bazen ne konuştuklarını bilmiyorlar. Bir taraf diyor “aman bölündük, bölecekler bizi” öbür taraf da diyor ki “ayrılma, bölünme tartışılır”. Hayır böyle değil, ikisi de değil. Benim sunduğum çözüm, Türkiye’nin uzun vadeli geleceğini kazanma projesidir. Sayın Erdoğan’dan rica ediyorum. Bizim bu sorunun çözümünde engel olma durumumuz olmaz. Tam tersi elimizden gelen desteği vereceğimizi belirtiyoruz.
Üç çözüm modeli öne çıkıyor
Öcalan yol haritasında altı başlık altında çözüm önerileri sunduğunu dile getirdi: “Yol haritasında altı başlık altında çözüm önerilerim var. Birincisi Giriş kısmıdır, ilkeler yer alır. Diğerleri Türkiye’de yapılacaklar, Kürdistan’da yapılacaklar ve sonuç kısmıdır. Geçen hafta Yol haritasına ilişkin 9 ilke belirtmiştim. 10. ilke de var. Bu Demokratik Anayasaya ilkesidir. Türkiye’nin en temel sorunları demokratik bir anayasayla çözülebilir. Hayati önemdedir. Aynı zamanda bu sorunun çözümü için, Türkiye’nin demokratikleştirilmesi, Kürdistan’da sorunun çözümü başlıklı bölümde üç çözüm modelinden bahsettim:
Birincisi Türkiye’de uygulanan toptan imhacı çözüm modeli. Ki bu kökten tümüyle imha, yoketmedir, asimilasyondur. Mevcut şimdiye kadar uygulanan, yürütülmeye çalışılan toptan imhacı, asimilasyonist model. Bu modelin sonuçları ortadadır, büyük kaybettirmiştir.
İkincisi küçük bir ulus-devlet modeli. İşte İsrail’in Amerika’nın taktiğidir. Güney’de olduğu gibi küçük bir devlet yaratarak herşeyi oraya hapsedersin. Bu model, küçük bir ulus-devletçik yaratıp, sorunu buraya hapsetme modelidir. Bunun içinde KDP var, ABD var, Türkiye var, AKP var. İşte İsrail gibi Güney’de küçük bir ulus-devletçik kurdurup emperyalist sisteme hizmete koşturulacak.
Üçüncü model, bizim önerdiğimiz demokratik çözüm modelidir. Sorunu anlayış bazında ele alırsın. Birlikteliği esas alırsın. Benim modelimde herkes kendini özgürce ifade eder. Kadınlar, gençler için de bu böyledir.”
ANF’den kısaltılmıştır