İletişim, insanlığın en önemli ihtiyaçlarından biri. Uzağı yakın etme, insanlığın varoluşundan bu yana üstesinden gelmeye çalıştığı bir çaba. Bugün, bilim ve teknolojideki gelişme ile “uzaklık, erişim” diye bir sorun kalmadı ama, “Gereğinden fazla iletişim, kışkırtılmış erişim” tuzağına düştü insanlık. Onu bu tuzağa düşüren de tabii ki açgözlü kapitalizm. Birçok “ihtiyacı” olduğu gibi, iletişim ihtiyacını da […]
İletişim, insanlığın en önemli ihtiyaçlarından biri. Uzağı yakın etme, insanlığın varoluşundan bu yana üstesinden gelmeye çalıştığı bir çaba. Bugün, bilim ve teknolojideki gelişme ile “uzaklık, erişim” diye bir sorun kalmadı ama, “Gereğinden fazla iletişim, kışkırtılmış erişim” tuzağına düştü insanlık. Onu bu tuzağa düşüren de tabii ki açgözlü kapitalizm.
Birçok “ihtiyacı” olduğu gibi, iletişim ihtiyacını da “metalaştıran-ticarileştiren”, bununla da kalmayıp kışkırtan, böylece onun üstünden büyük sömürü gerçekleştiren kapitalizm, müthiş paralar kazanmaya başladı. Bizim gibi ülkelerde de devlet, abartılı vergi alarak bu kışkırtılmış harcamadan nasipleniyor.
Özellikle mobil telefon ya da cep telefonu teknolojisindeki buluşların, meta üretim bandına koyulmasından bu yana, hem cihaz tükettirmekle hem iletişim teknolojisini abartılı haliyle 7’den 70’e, herkese kullandırmakla, iletişim, bilişim şirketlerinin kasalarına giren paranın haddi hesabı yok.
Çok uzağa gitmeyelim… Bizim 2000’den bu yana yaşadıklarımız öyle çarpıcı ki…
Kaynak; Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu verilerinden hesaplandı
Çok değil, 2001’de 19 milyona çıkarak, sabit telefon kullanımını sollamaya başlayan cep telefonu aboneliği, 2008 sonunda dengeyi 17 milyon sabit telefona karşılık, 66 milyon cep aboneliği olmak üzere 1’e 4 lehine açmış bulunuyor. 2004’te aramaların yüzde 20’si cepten yapılıyordu, 2008’de bu oran yüzde 75’e çıktı!.. Toplamda, 72 milyonluk nüfusun yaklaşık 84 milyon telefon aboneliği var. 2001 yılında 4 kişilik bir ailenin evinde 1 sabit telefon 1 de cep telefonu vardıysa, 2008’de 1 sabit telefona ek olarak hanedeki 4 kişide de birer cep telefonu var. Böylece, hanenin tüketim harcamalarında “haberleşme” kaleminin payı 4’e katlandı. Gelir aynı ölçüde artmadığına göre, tüketimde eğitimin, sağlığın, kültürün, hatta mutfağın payı azaltılıp iletişim faturaları ile baş edilmeye çalışılıyor.
***
Yüzde 78’i cep telefonu olmak üzere 84 milyon telefon, 6 milyon internet abonesinin, iletişim satan firmalara hizmet bedeli ve devlete vergi olarak ödedikleri ne kadardır acaba?
Devletin 2008’de aldığı 4.5 milyar TL özel iletişim vergisinden (ÖİV) hareketle hesapladım, donanım harcamaları hariç, pazarın büyüklüğü 2008 için 35 milyar TL’yi buluyor. Bu pastanın paylaşımından devlet yüzde 40’ın üstünde pay alıyor. Fahiş bir vergileme!.. Yine hesaplamalarıma göre ÖİV, KDV ve GSM’den Hazine paylarının 15 milyar TL’ye yaklaştığı, 20 milyar TL’nin de 5 şirkete net gelir olarak gittiği anlaşılıyor. Bunlardan Telekom 8, Türkcell 8, Vodafone ve Avea da 4 milyar TL net gelir sahibiler.
Ama daha önemlisi cep telefonu cihaz tüketimi. Bir tür prestij unsuru haline getirilen cep telefonlarının ithalatına 2002-2008 döneminde yapılan ödeme 30 milyar doları geçiyor. Yılda 5 milyar doları aşan bir ithalat!.. Böylece pazar büyüklüğü 45 milyar TL’yi rahat buluyor.
***
3G teknolojisi ile “iletişimin görüntülü” olması ve getirilen diğer “kolaylıklar” kışkırtmada yeni bir aşama.. Şimdi hedef, 3G’yi bir “ihtiyaca” dönüştürmek. Görürsünüz, kısa sürede bir kimlik, kişilik bunalımı içindeki toplum, 3G’li olanlar ve ol(a)mayanlar olarak kademelenecek.
3G’li sınıfa atlama uğruna kim bilir ne “güneşler batacak!..” Ama, hem cep telefonları milyarlarca dolar ödenerek yenilenip eskileri çöpe atılacak.. hem de faturalar, kim bilir nelerden kesilerek ödenecek… Yıllık 45 milyar TL’yi bulan bu pazardan devlet fahiş vergilerini alıp elini ovuştururken firmalar da pazarı derinleştirip kârlarına kâr katacak…
Ne yapmalı?
Vatandaş!.. Kışkırtılmış iletişim gazına gelme, az konuş, öz konuş!..
Fahiş vergilere karşı çık!..
mustafasnmz@cumhuriyet.com.tr