Dünya Bankası Türkiye Direktörü Ulrich Zachau, AKP hükümetini 2009 yılında istihdamda büyük düşüş yaşanacağı ve yoksulluğun artacağı konusunda uyarıyor. Çözüm olarak da acilen KOBİ’lerin kredi imkanlarının artırılması gerektiğini savunuyor. Çünkü Türkiye’deki istihdamın çoğunluğunu KOBİ’ler oluşturuyor diyor. AKP, patronlara kredi bulma çabasını daha da artırdı. IMF ile yapacağı anlaşma sonrası gelecek paranın büyük kısmını patronlara aktarmaya […]
Dünya Bankası Türkiye Direktörü Ulrich Zachau, AKP hükümetini 2009 yılında istihdamda büyük düşüş yaşanacağı ve yoksulluğun artacağı konusunda uyarıyor. Çözüm olarak da acilen KOBİ’lerin kredi imkanlarının artırılması gerektiğini savunuyor. Çünkü Türkiye’deki istihdamın çoğunluğunu KOBİ’ler oluşturuyor diyor.
AKP, patronlara kredi bulma çabasını daha da artırdı. IMF ile yapacağı anlaşma sonrası gelecek paranın büyük kısmını patronlara aktarmaya hazırlanıyor. Açıklanan 2009 yılı yatırım programında yatırımlara ayrılan ödenek 30 milyar TL’den 55 milyara çıkarıldı. Bu paranın büyük bölümü de patronlara akacak. Hükümet, 38 milyar TL para bulunan işsizlik fonunu da kısa çalışma ödeneği yoluyla sermayeye aktarmanın yolunu keşfetti.
AKP’nin patronlara bu kadar kıyağının karşılığında işsizlik sorunu çözülür mü?
Resmi rakamlarda yaklaşık 2 milyon 500 bin işsiz olduğu açıklanıyor. Daha gerçekçi bir işsizlik tanımıyla işsizlik rakamı 6 milyona yaklaşıyor. Bu rakamlar kayıt altında çalışıp da işsiz kalanlara ait. Sadece eylül, ekim ve kasım ayında işsiz kalan kayıtlı çalışanların sayısının 458 bin kişi olduğu açıklandı.
Türkiye’de kayıt dışı istihdam oranında yüzde 45 olduğu tahmin ediliyor. İnşaat, turizm, mevsimlik tarım işlerinde ve ev eksenli çalışan kadınlar arasında işsizlik oranlarını tahmin etmemiz pek mümkün değil.
Peki halen işten atılmayan fakat başta ücretleri olmak üzere birçok hakları gasp edilerek açlık sınırının altında çalışmaya mecbur bırakılan işçileri hangi statüde değerlendireceğiz?
TİSK’in üç ayda bir yayınlanan İşgücü Piyasası Bülteni’nde tarım dışı kesimde özellikle genç işsiz oranının yüzde 27 arttığı ve aslında kentten tekrar kıra doğru bir dönüşün başladığı savunuluyor.
Biraz iyi niyetle düşünelim. AKP işsizliği patronları destekleyerek aşmayı tercih ediyor diyelim. Peki patronlar aynı iyi niyetle hükümetten aldıkları teşvikler karşılığında işçilerini aynı koşullarda istihdam etmeye devam ederler mi? Etmeyecekleri çok açık. Patronlar aldıkları paralarla kar oranlarındaki düşme sonucu oluşan açıklarını kapatmaya çalışacaktır.
Önümüzdeki dönem kısmi süreli istihdama yönelimin olacağı tahmin edilebilir. İşçilerin alacakları ücretlerin artması için kayıt dışı çalışmayı kabul etmeleri ve bu sayede kayıt dışı çalışma oranının çok yükselmesi olası bir ihtimal.
İşsizliğin önlenmesi konusunda hem işçilere hem de işsizlere görevler düşüyor. Patronların işçi çıkarmalarının yasaklanması için baskı oluşturmalılar. İşçi hakların gasp edilmesine ve işçilerin güvencesizleştirilmesine müsaade edilmemelidir.
İşçiler fabrika işgalleri, krize karşı mitingler gibi pratik örneklerini geliştirmelidir. İşten çıkarıldıkları zaman bunu kabullenmeyip, hesabını sormalıdır. Kazandıkları haklardan feragat etmeyerek, esnek çalışmaya dönük hiçbir uygulamaya tabi olmamalıdır. İşsizlik fonlarının gasp edilmesi karşısında gerekirse meclis önünde eylemler örgütlemelidir.
İşsizler örgütlenerek, insanca yaşayabilmek için iş taleplerini valilik önlerinde, belediyelerin önlerinde yükseltmelidir. Patronlara aktarılacak ödeneklerle kendilerinin istihdam edileceği alanların oluşturulmasını istemelidir.
İşçiler ve işsizler olarak kendi taleplerimizi yaratarak, egemenlerin krizinin sessiz mağdurları olmaya son vermeliyiz. Egemenler tarafından bize biçilen sessiz mağdur rolünün kostümlerini yırtarak, içimizdeki düzenin isyankar ve yaramaz çocuk ruhlarını ortaya çıkarma zamanı geldi de geçiyor bile.