Filin zücaciye dükkânına girmesiyle, eşyaların kırılıp dökülmesi, dükkânın harabeye dönüşmesi gibi bir durum ortaya çıkıyor… ABD kendi 12 Eylül’ünün, terörün hesabını sormak üzere yola çıkmıştı. Afganistan, Pakistan, Irak.. başta, milyarlarca Müslümanın yaşadığı dünyada, halkların, ülkelerin başlarına gelen kötülüklerin bini bir para… Afganistan’da Taliban zaten ABD, emperyal güçler öncülüğünde, komünizm ile mücadele adına yaratılan İslami terör […]
Filin zücaciye dükkânına girmesiyle, eşyaların kırılıp dökülmesi, dükkânın harabeye dönüşmesi gibi bir durum ortaya çıkıyor… ABD kendi 12 Eylül’ünün, terörün hesabını sormak üzere yola çıkmıştı. Afganistan, Pakistan, Irak.. başta, milyarlarca Müslümanın yaşadığı dünyada, halkların, ülkelerin başlarına gelen kötülüklerin bini bir para…
Afganistan’da Taliban zaten ABD, emperyal güçler öncülüğünde, komünizm ile mücadele adına yaratılan İslami terör örgütlenmesi.
Afganistan işgalinde, eski Doğu Bloku ülkelerinde sayısız askeri üs edinen ABD, Afganistan’da öngörülen güvenliği sağlayamadığından, sürüp giden Taliban ağırlıklı çatışmalar için şimdilerde daha çok NATO gücü, en çok da Türk askeri gücünün kullanılması gündemde. Dağlarda yeniden giderek güçlenen Taliban karşısında doğrudan çatışacak ön safta asker için TSK’nin kullanılması projesinin Türkiye’ye nelere mal olabileceğini düşünmek bile karabasan…
***
Pakistan’ın haline şöyle bir göz atmak yeterince ders verici. ABD müttefik güçlerinin Afganistan işgali, Taliban ile çatışmasında topraklarının kullanılmasına sonuna kadar izin vermiş, ABD’nin bölgedeki her dönem en sağlam müttefiki Pakistan, şimdilerde İslami terör örgütlerinin, bağlantılı iç çatışmalarının dünya merkezi konumunda. Pakistan’a ister sandıktan çıkarılsın, isterse diktatör olarak getirilsin, tümü ABD’nin mütefiki, ABD denetiminde getirilmiş iktidarlar dayanmıyor. Birkaç ayda yeni iktidara karşı yeni başkaldırılarla yeni iç savaşlar çıkıyor. Sözde ABD iç güvenliği adına işgal edilen Afganistan ile ABD’ye yandaşlık eden, her şeyini kullandıran Pakistan’ın uçuruma yuvarlanışları arasında fark yok.
Bir zamanlar dünyanın ilk feminist anayasasını kabul etmiş Afganistan ile, bizim Cumhuriyetimizin ilk yıllarından bu yana bizi izleyerek çağdaşlaşma yolunda yürümeye çalışan, laik çizgide çağdaş eğitimini oluşturmada önemli adımları başarmış Pakistan’ın, terörist, radikal şeriatçı akımların kucağında geriye sürüklenmeleri yarışları hızını kesecek gibi değil. Elbette yoksullaşma, yoksunlaşma, eğitimsizlik, çaresizlik, açlık, kanlı çatışmalarda ölen, yaralanan sayılarında artışlarla birlikte.
Sovyetler’den kopuşta kendilerini ABD kucağına atan kimi yöre ülkeleri ise uyanmakta; Özbekistan, Kırgızistan, ABD üslerini geri alırlarken, Türkiye, Obama yönetimi ile birlikte yeniden gündeme gelen yeni üsler pazarlığında ne yapacak? Obama’nın Ortadoğu özel temsilcisinin Başbakan Erdoğan ile yaptığı görüşmede gündemde neler vardı? Afganistan’da Taliban ile sıcak çatışma nedeniyle yeni üsler istemlerine karşı durulabilecek mi?
***
ABD sadece baş edemediği Afganistan’da değil, Türkiye için çok daha önemli ve yakıcı olarak asıl Irak bataklığından çıkışta Türkiye’ye yeni roller, sorumluluklar yükleme hesabında. Kuzey Irak Kürdistanı’nı ayakta tutma, ABD projesinde Türkiye’ye biçilen yeni rollere ilişkin Fethullah Hoca cemaatinin ağzından çıkan bakla çok açık; Abant toplantılarının Kuzey Irak’a taşınması ile, Kürdistan petrolünün Türkiye’den dünyaya pazarlanması çağrısı gündeme getirildi…
Irak’a yerleşik ABD askerlerinin şimdilik kalma sürelerinin 16-19 ay olabileceği ilan edilmiş, uzmanların çok uzun süreceğinde birleştikleri geri çekilme operasyonunun da, Türkiye üzerinden yapılmasıyla ilgili sıkı pazarlık var. Bakan Babacan şimdilik resmi öneri gelmediğini, “hazır” olduklarını açıkladı. İskenderun, Trabzon, Mersin limanlarının ABD silahlı güçlerine tahsis edileceği bilgileri geliyor. Irak işgal edilirken Meclis’ten ucu ucuna dönen tezkere gibi, ABD askerlerinin ağırlıklı olarak Güneydoğu bölgemize fiilen yerleşecekleri bir tablo, tehdit ortada.
Irak’ta ABD askerinin çekilmesinin gündeme gelmesi ile ateşlenen Irak’ın parçalanmasına ilişkin iç çatışma, Sünni-Şii hesaplaşmasının üstüne Kürt-Arap kanlı çatışmalarında birinci elden taraf olmak Türkiye’yi nerelere götürür? İktidarda Anayasa Mahkemesi kararı ile laiklik için tehdit odağı oluşturmuş, ABD güdümlü ılımlı İslam hükümeti otururken, devletin tüm kurumlarını, sivil toplum örgütlenmelerini ele geçirme operasyonlarını hızla gerçekleştirmeye çalışırlarken…