AKP, kriz dönemlerinde patronların hükümetlerden beklediği kurtarıcı ve müdahaleci rolü yerine getirmeye çabalıyor. Her ne kadar zaman zaman patronlarla ters düşüyor gibi görünse bile yine de onları kurtarmak için halkı karşısına almaktan çekinmiyor. AKP’nin yaptığı ve uyguladığı düzenlemelere bakarak, işçilere ve patronlara yönelik olanlar arasındaki 7 fark ve benzerliğe bakacak olursak… İşte AKP’nin önlemleri: AKP, […]
AKP, kriz dönemlerinde patronların hükümetlerden beklediği kurtarıcı ve müdahaleci rolü yerine getirmeye çabalıyor. Her ne kadar zaman zaman patronlarla ters düşüyor gibi görünse bile yine de onları kurtarmak için halkı karşısına almaktan çekinmiyor. AKP’nin yaptığı ve uyguladığı düzenlemelere bakarak, işçilere ve patronlara yönelik olanlar arasındaki 7 fark ve benzerliğe bakacak olursak…
İşte AKP’nin önlemleri:
AKP, sermayenin hisse senetlerinden elde ettiği gelirleri artıracak bir uygulamaya hazırlanıyor. Hisse senetlerinden alınan stopajın yüzde 10’dan sıfıra indirilmesi düşünülüyor. Buradan çıkan açığı ise dolaylı vergileri artırarak kapatacak. Yani açığı halk kapatacak. Dolaylı vergilerin artırılması elektrik, doğalgaz, su ve ulaşım zamları olarak cebimize yansıyacak.
Batan şirketlerin imdadına da koşan AKP, şirketlerin birleşmelerini teşvik ediyor. Birleşen şirketleri kurumlar vergisinden istisna edecek. Bu uygulama 2 yıl boyunca sürecek. Peki ya küresel kriz nedeniyle işten atılan ya da ücretleri kesilen işçiler birleşerek, ortak eylem örgütlemek isterse ne olacak? AKP şimdiden işçilere karşı sert tedbirler almaya başladı.
İşsizlik Fonu’nun bir kısmının, “istihdamın korunması ve süreli olması” koşuluyla, işletmelere kredi olarak kullandırılması için yasal düzenleme yapılacak. ‘Kısa çalışma ödeneği’ şu anda bir düzenleme ile şirketlere kullandırılmaya başlandı bile. Aralarında büyük bir otomotiv firmasının da bulunduğu 17 şirketin 6064 işçisinin maaşları şu anda buradan ödeniyor. Patronların bu kadar rahatça kullandıkları fonu işçilerin kullanabilmesi ise 500 gün sürekli ve kayıtlı çalışma gibi çeşitli şartlara bağlı.
Yerli ürün alınmak kaydıyla, konut, araba ve beyaz eşya dahil tüketici kredi faizlerinin yüzde 30 ya da 50’lik bölümünün 1 yıl süreyle Hazine tarafından karşılanması için yeni bir düzenlenme yapılması planlanıyor. Şu anda 25 milyon işçi ve memurun kredi kartının toplam 36 milyar YTL borcunu tahsil edebilmek için icra takip süreci hızlandırılarak haciz işlemleri uygulanmaya başladı bile.
Sosyal yardım yapmayı çok seven AKP bazı sektörleri canlandırabilmek için bu yıl 2 milyar dolar olan, 2009 Bütçe Tasarısı’nda ise 3 milyar dolar olması öngörülen Hazine garanti limitini, yeni yılda 4 milyar dolara çıkaracak. 700 şirkete 4 milyar dolar ayıran AKP, 70 milyona ise kömür ve gıda yardımları yapmak için 1 milyar dolar ayırdı. Ona da patronlar göz dikerek bu paraların kendilerine verilmesini istediler.
İşsizliğin önlenmesinin yolunu yatırımların çoğalması ve yeni iş alanlarının oluşturulmasında bulan AKP, bu yola girebilmek için patronların sırtındaki yükleri azaltmak gailesiyle istihdam yasası çıkarttı. Bu yasaya göre artık, sosyal güvenlik primi işveren payının 5 puanlık kısmı Hazine tarafından karşılanacak, zorunlu olarak; işyerlerinde hekim bulundurulmayacak, kreş açılmayacak, eski hükümlü ya da özürlü çalıştırılmayacak.
Yeni işe alınacak 18-29 yaş arası gençler ve kadınlar için, patronların ödemesi gereken sosyal güvenlik primi 5 yıl boyunca kademeli olarak İşsizlik Sigortası Fonu’ndan karşılanacak. Bunun anlamı uyanık AKP, işçinin parasıyla işçi çalıştıracak.
İşin özü ‘AKP’nin çıkardığı her yasanın altında sermayeye bir kıyak bulmak’ hiç de şaşırtıcı olmuyor artık. AKP’nin patronlara yaptığı her kıyağın faturası da halka kesilmek isteniyor.
29 Kasım’da şu ana kadar dünyadaki en kitlesel kriz mitingini yapan halk, bu sefer bu numaraları yutmayacak gibi, ne dersiniz?