Sayın Bakan, Oğlum yanlışlığında hem fikir olduğumuz bir davranışı/sözü için özür dilerse “bir daha tekrar etmeyeceksen özür dile, özür, hatalı olduğuna ikna olduğunu ve asla tekrar etmeyeceğini anlatan bir durumdur” derim. Ceber için “özür diledi”niz. Çocuğuma öğrettiğim doğruya göre “hatalı olduğuna ikna olduğunuzu ve asla tekrar edilmeyeceğini” söylediniz. Olaya kendi doğrumla ve bu topraklarda bir […]
Sayın Bakan,
Oğlum yanlışlığında hem fikir olduğumuz bir davranışı/sözü için özür dilerse “bir daha tekrar etmeyeceksen özür dile, özür, hatalı olduğuna ikna olduğunu ve asla tekrar etmeyeceğini anlatan bir durumdur” derim.
Ceber için “özür diledi”niz. Çocuğuma öğrettiğim doğruya göre “hatalı olduğuna ikna olduğunuzu ve asla tekrar edilmeyeceğini” söylediniz. Olaya kendi doğrumla ve bu topraklarda bir ilk oluşuyla baktığım zaman son derece sevindirici daha ötesinde umutlandırıcı…
Sözlerinize kelime kelime baktım. Neden bahsettiğimize kelime kelime baktım.
“Devletim ve hükümetim adına hayatını kaybeden vatandaşımızın yakınlarından özür diliyorum.”
-“hayatını kaybeden”; evet birisi, birinin sevgilisi, birinin abisi, birinin kardeşi, birinin gözbebeği oğlu, birinin arkadaşı, birinin en yakın arkadaşı hayatını kaybetti.
-“Kaybetti”, yani artık bir hayatı yok, artık yaşamıyor, anası kucağına yatırıp başını okşayamayacak, sevgilisi bir daha öpemeyecek, en yakın arkadaşı bir daha sesini duyamayacak.
-“vatandaşımızın”, bu topraklarda doğmuş, bu topraklarda büyümüş, aynı havayı soluduğumuz, aynı suyu içtiğimiz, aynı kitaplarla ilk, orta lise öğrenimi gördüğümüz, aynı sokaklarda yürüdüğümüz, aynı dolmuşlara bindiğimiz birisi. Bizden birisi.
-“yakınlarından”, ona yakın olanlar var, onu sevenler, onun sevdikleri, onu özleyenler, özleyecek olanlar var.
Kelime kelime bakınca, öldürüldüğü için özür dilenenin etten kemikten, duygudan düşünceden, sevgiden emekten, elle tutulur, gözle görülür bir İNSAN olduğu yeterince somut oldu değil mi?
“Devletim ve hükümetim adına”: Yani hükümet değişse bile, bu özür “hatalı olduğuna ikna olunduğu, asla tekrar etmeyeceği” anlamını ve sonucunu devam ettirecek değil mi? Bir daha asla tekrar etmeyecek değil mi? Bir daha asla bir “vatandaş”, birisinin “yakını”, “hayatını kaybetmeyecek” değil mi? “Bir Daha Asla” oluşu, bir “ilk” oluşundan daha önemli, daha değerli.
Gazetelerden öğrendiğim kadarıyla, Bakırköy Sulh Ceza Mahkemesi, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talebi üzerine, Engin Ceber’in ölümüne ilişkin soruşturma için “gizlilik” kararı vermiş. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı, 13 Ekim’de “soruşturmaya konu olayın ve isnat edilen suçların vasıf ve niteliği gereği, soruşturma dosyasının incelenmesi ve belgelerden örnek alınmasının soruşturmanın amacını tehlikeye düşüreceğini” belirterek “gizlilik” talebinde bulunmuş. Bakırköy 8. Sulh Ceza Mahkemesi de aynı gün talebi yerinde bularak “gizlilik” kararı vermiş. Buna göre, Ceber’in avukatları, soruşturma dosyasının içeriğini inceleyemeyecek ve belgelerden örnek alamayacakmış. “Bir Daha Asla” olması için, münferit bir olay kapsamında kalmaması için, dilediğiniz ÖZÜR’ün inandırıcı olması için gizliliğin kaldırılması, İNSAN ÖLDÜRENLERİN cezalandırıldığını görmemiz gerek Sayın Bakan. Biz anneler kuru özür cümlelerini özürden saymayız, inandırıcı bulmayız Sayın Bakan.
60’lı, 70’li, 80’li, 90’lı, 2000’li yıllarda, biz doğmadan önce, biz büyürken ve biz oğullar kızlar büyütürken yaşanılan tüm yıllarda da işkenceden, yargısız infazdan, faili meçhul cinayetlerden, savaştan, ihmalden vb. tüm insanlık dışı durumlardan kaybedilen hayatlar, toprağın bağrına bırakılan, bırakıldıkları yaşlarında kalıp büyüyemeyen, büyütülemeyen oğullar, kızlar var. Bırakınız yargılanmalarını, bedel ödemelerini, görevden el çektirilmelerini, terfi ettirilen, hükümet ettiğiniz yıllarda görevinin başında kalan sorumlular var. Bunlar içinde “Bir Daha Asla” niteliğinde “özür” bekliyorum Sayın Bakan.
Bu hükümet ettiğiniz yıllarda yaşanan ilk acı değil biliyorsunuz değil mi, Sayın Bakan? Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Dokümantasyon Merkezi bir rapor yayınladı. Verilere göre 1 Mayıs 2007 ile 08 Ekim 2008 tarihleri arasında gerçekleşen 171 olayda yaklaşık iki binden fazla insan şiddet ve hak ihlalleri ile karşı karşıya kalmış, raporu okudunuz mu Sayın Bakan. Verilen tarihler hükümet ettiğiniz yılları karşılıyor değil mi?
Hazır eliniz değmişken, “Bir Daha Asla” içerikli özürler bekliyorum.
*Bir Oğul Annesi