Türkiye’nin Güney Kürdistan’a yönelik operasyon planı nedeniyle hükümet ile ordu arasında büyük bir satranç oyunu oynanıyor. Asker’in hedefi, bağımsız Kürt devleti kurulmasını önlemek ve AKP’nin tabanını eritmek. Hükümet ise, rejim tartışmalarını unutturmak ve milliyetçi kesimleri arkasına alarak askere karşı psikolojik üstünlük sağlamayı amaçlıyor. PKK’nin geçen yıl ilan ettiği ateşkes kararı devam ederken; Başbakan Erdoğan’ın “Asker […]
Türkiye’nin Güney Kürdistan’a yönelik operasyon planı nedeniyle hükümet ile ordu arasında büyük bir satranç oyunu oynanıyor. Asker’in hedefi, bağımsız Kürt devleti kurulmasını önlemek ve AKP’nin tabanını eritmek. Hükümet ise, rejim tartışmalarını unutturmak ve milliyetçi kesimleri arkasına alarak askere karşı psikolojik üstünlük sağlamayı amaçlıyor.
PKK’nin geçen yıl ilan ettiği ateşkes kararı devam ederken; Başbakan Erdoğan’ın “Asker durup dururken operasyon yapmaz” açıklamasına rağmen Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt, ateşkes sürecini tanımayarak, “Tüm mağaraları tek tek arayın” talimatı vermesi ateşkes ortamına izin vermedi. PKK, DTP’nin çağrısı, çok sayıda aydın ve barış savunucusunun bildirisi, toplumdan gelen talepler, AKP içindeki önemli isimlerin temasları, ABD ve Güneyli liderlerin kamuoyu önündeki çağrısıyla 1 Ekim 2006 tarihinden itibaren ateşkes ilan etti. Ancak, yoğun operasyonlar sonucu ateşkes fiilli olarak uygulanamadı.
ATEŞKES UYGULANAMADI
PKK ateşkes ilan ederek, uluslararası arenadaki çağrıları ciddiye aldığını ve çözüm için çaba göstermelerini talep ederken, kritik Kerkük referandumu öncesi bölgede istikrarın bozulmaması için de hassas dönemde önemli bir karar vermişti. Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimler nedeniyle AKP de bu ateşkes sürecinin Türkiye ve kendi hükümeti açısından son derece yararlı olacağını düşünerek memnuniyetini Başbakan’ın ağzından ifade etmişti.
Ancak, yoğun operasyonlar hükümetin bu temennisi ve PKK’nin planını uygulamasını önledi. Çatışmalar ve asker ölümleriyle toplumsal gerilim yaşanırken, daha çok rejim tartışmalarının öne çıkması nedeniyle AKP, askerin sınır ötesi operasyon taleplerini zor da olsa geri çevirmeyi başardı. Ancak, 27 Nisan muhtırasının ardından yapılan ve içeriği açıklanmayan Dolmabahçe mutabakatında Başbakan Erdoğan’ın, Abdullah Gül’ün Köşk’e çıkması karşılığında Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt’ın sınır ötesi operasyon talebini kabul ettiği iddia ediliyordu.
ORDU SINIR ÖTESİNİ HIZLANDIRIYOR
Seçimlerin ardından yaşananlar, Dolmabahçe’deki mutabakatı doğrular biçimde gerçekleşti. Ankara’da, AKP’nin, askerin içerde kendi üzerine gelmemesi için dikkatlerini sınır ötesine çevirmelerine izin verdiği ve bu doğrultuda tezkereyi çıkardığı iddiaları konuşuluyor. Ancak hükümetin, tezkerenin kullanılmasını zamana yaymayı planladığı, askerin ise süreci hızlandırmak için gerekli ortamı bir an önce hazırladığı iddiaları ortaya atılıyor.
Türkiye’de, şimdi toplumun tamamı dikkatleri sınır ötesi operasyona çevirdi. Bunun ne zaman gerçekleşeceği bilinmiyor. Ancak, medya ve toplumun beyninde sınır ötesi operasyon içerde Kürtlere karşı başlatıldı bile. Bunun sonuçlarının yakın veya uzun vadede Türkiye’ye ne gibi yarar getireceği ise büyük soru işaretleri olarak duruyor. Zira, bu sürecin Türkiye’de etnik kamplaşmalara yol açmasından endişe ediliyor. Son dönemlerde, Kürtlere yönelik saldırılar da bu endişeleri doğrulayacak türden.
Toplumsal kamplaşma riski Türkiye’yi yol ayrımına getirirken, asker ve hükümet ise yalnızca kendi çıkarlarına odaklanmış durumda. Ankara’da adeta bir santranç tahtası kurulmuş ve taraflar karşılıkla hamleler yaparak üstünlük sağlama arayışında. Sonucun ne olacağını kestirmek güç. Yaşanan gerilim, tarafların üzerinde oynadığı zemini dahi büyük bir tehlikeyle karşı karşıya bıraktı.
ASKERİN OPERASYONDAN BEKLENTİLERİ
Ordu’nun yetkili ağızları yaptıkları her açıklamada ‘irtica ve bölücülük’ tehlikesin işaret ederken, attıkları her adımı da bu doğrultuda attıkları kuşku götürmez bir gerçek. Genelkurmay, sınır ötesi operasyonu gündeme getirerek, hem Kürtler hem de AKP hükümetini hedef tahtasına oturttu. Bu yolla, Kürt devletinin kurulması tamamen önlenecek veya gecikmesi sağlanacak. Kerkük referandumunun yapılması engellenecek veya ertelenecek Kürtlerin eline geçmesi geciktirilecek. Kürtlerin, petrol geliriyle zenginleşmesi ve bölgede büyük bir güç haline gelmesi önlenecek. PKK’nin, Türkiye’deki askeri ve siyasi faaliyetlerine darbe vurulacak. Operasyon yapılırken, içerde Kürt kurumları ve DTP ciddi baskılarla susturulacak.
Tüm bu baskılarla, Kürtlerin gelişmesi önlenerek, Türkiye üzerindeki ‘bölücülük’ tehdidiyle yeni bir mücadele yöntemini geliştirmek istiyor. Ancak kamuoyundaki endişeler, böyle bir sürecin Kürtlerin demokratikleşme umudunu yitirmesine ve çözümü bölünmede aramasına yol açacağı biçiminde. Bu gerçeği gören asker, hükümet ve muhalefet partileri zaman zaman kamuoyuna yönelik sağduyu çağrıları yaparak, Kürtlere yönelik baskıların kontrollü yapılmasını istemek zorunda kalıyor.
BEYAZ SARAY’DA KRİTİK ZİRVE
Asker, silahların konuştuğu bir ortamda dış politikada tamamen hakim bir rol oynamak istiyor. Bu nedenle ABD’ye “asıl muhatabınız biziz” mesajı verirken, Iran, Rusya ve Çin gibi bölgesel güçlere de ABD’ye karşı da dolaylı olarak işbirliği mesajları gönderiyor. Bu mesajı alan ABD ise dış politikada AKP hükümetini güçlü kılmak için Başbakan Erdoğan’ı 5 Kasım’da Beyaz Saray’da ağırlayacak.
Beyaz Saray’daki görüşmede ABD’nin, daha çok İran konusunu gündeme getirmesi bekleniyor. Türkiye ise PKK konusundaki taleplerini ifade edecek. Geçen yıl Erdoğan’ın Beyaz Saray’daki görüşmesine benzer bir görüşme yapılması bekleniyor. Bu kez Türk tarafının operasyon hazırlıkları yapmış olması, kamuoyu ve medyanın bunun için şartlandırılmış olması, ABD’nin bu konuda sınırlı bir izin vereceği yorumlarına neden oluyor. Ancak, Güney Kürdistan yönetimi daha önce bu konudaki tavrını net bir şekilde ifade etti. Ankara’ya gelen Irak heyeti de Türkiye’nin taleplerini geri çevirdi.
Genelkurmay Başkanı Büyükanıt’ın, operasyon için ABD gezisi sonrasına tarih vermesi Türkiye ile ABD arasında çok çekişmeli bir müzakerenin yaşanacağına işaret ediyor. Washington’daki görüşmede operasyon konusunda taraflar uzlaşamazsa, bu; yakın gelecekte bölgede büyük bir krizin haberci olarak yorumlanabilir.
OPERASYON AKP’Yİ BİTİREBİLİR
Askerin operasyon talebi doğrultusunda tezkereyi Meclis’ten geçiren AKP hükümeti, bir yıl içinde kullanmayı öngördüğü tezkereyi askerin baskı nedeniyle her an kullanacakmış gibi toplumda bir beklenti yarattı. Ancak, bunun sadece bir sınır ötesi operasyon olmadığı, savaş kararı olduğu, içerde de Kürtlerin buna karşı büyük tepkiler göstereceği, ABD ile ilişkilerin bozulacağı, Türkiye’nin Ortadoğu’da büyük sorunlar yaşayacağı, Kürt gruplarının buna karşı ortak hareket edeceği, ekonomik kriz riskinin doğacağı, toplumda hükümete karşı büyük tepkilerin oluşacağı, savaş ortamında askerin sesini daha fazla yükselteceği ve hükümetin içerde ciddi taban kaybederek yerel seçimlerde başarısız olacağı kaygıları AKP açısından ciddi handikaplar olarak kabul ediliyor.
Ancak, AKP bu savaş oyununda, farklı sonuçlar elde etmeyi umuyor. Buna göre AKP, rejim tartışmalarının bir süre konuşulmayacağı, Anayasa Mahkemesi Başkanlığına bile eşi türbanlı birisinin çıktığı, Gül’ün Köşk’e çıkmasıyla elde edilen kadrolaşmayı fırsatının kamuoyu dikkatinden kaçırıldığı, medyada hükümet yanlısı gazetelerin arttığı, İslami sermayenin altın çağını yaşadığı bir ortamda, sınır ötesi operasyonla askerin dışarıyla meşgul olacağı bir oyuna girmesine onay vermeyi planlıyor. Hükümet, operasyona hayır demesi karşılığ