Liseye Geçiş Sınavı (LGS) hakkında gündeme gelen şaibeler üzerine Halkevleri, Ankara’da Milli Eğitim Bakanlığı önünde eylemdeydi
Halkevleri, Liseye Geçiş Sınavı’daki (LGS) şaibeler üzerine Ankara’da Milli Eğitim Bakanlığı önünde bir araya geldi.
Eylemde yapılan giriş konuşmasının ardından ilk sözü Halkevleri Genel Başkanı Nebiye Merttürk aldı.
Halkevleri LGS’deki şaibeler üzerine Ankara’da Milli Eğitim Bakanlığı önündeydi:
Halkevleri Genel Başkanı Nebiye Merttürk:
📢”Yusuf Tekin’e göre sorular sızdırılmadı, bu mümkün değil ama whatsapp grubu görüşmeleri ortada!
Öğretmen, polis ve idari personel gibi meslek… pic.twitter.com/e6pVwjHgEc
— sendika.org (@sendika_org) July 22, 2025
Halkevcilerin MEB önünde “çocukların geleceğini size çaldırtmayacağız” diyerek buluştuğunu söyleyen Merttürk, eylemi yaptıkları sırada Ankara’nın sekiz mahallesinde çocuklarla bilimsel, laik etkinliklerde buluştuğunu söyledi. MEB’in önünde toplanmalarına sebep olan skandalın baş muhattabı olarak nitelendirdikleri bakan hakkında “MEB başkanı Yusuf Tekin kimdir” diyerek şunları söyledi:
4 Haziran 2023’te bakanlığa atanan Yusuf Tekin, daha öncesinde de eğitimin gericileştirilmesine dair atılan adımlarda aynı bakanlıkta müsteşardı.
Kendisi Bakan olmadan önce Ankara Hacı Bayram Vel, Üniversitesi’ne rektör oldu. Nasıl mı? Tekin’in akademisyenliğe döndüğü vakit rektörlük için ‘en az üç yıl profesörlük yapma’ şartı vardı. 13 Eylül 2018’de, cumhurbaşkanı kararnamesiyle bu şart kaldırıldı. Rektörlüğünün denklemini baştan yazdı.
Laiklik düşmanı bir bakan olarak yaptığı her açıklamada ondan beklenecek şekilde laikliği hedef aldı, gerici uygulamaları savundu. Tam da bu yönde müfredat değişikliği öncesinde 17 Kasım 2023’te İsmail Ağa cemaatinden bir vakfı makamında ağırladı.
Kendisinin de bu cemaatten olduğu iddia edilen, tarikat ve cemaatlere “Biz onlara stk diyoruz” diyerek meşrulaştırmaya çalışan Yusuf Tekindi. İsmail Ağa cemaatini bizler çoğunlukla çocuk istismarı haberlerinden tanıyoruz. Milli Eğitim Bakanının yan yana durduğu kişiler işte bunlar!
Çedes Projesi ile “Değerler Eğitimi” adı altında ne kadar tarikatçı, cemaat mensubu, hacı hoca varsa okullara soktu. Eğitimin bütününü dini referanslara göre düzenledi.
O’nun sadece bir bakan olduğunu düşünenler çok yanılırlar. Aynı zamanda Cihannüma Derneği’nin kurucu genel başkanı. Neredeyse tamamı erkeklerden oluşan etkinlikler ve organizasyonlar düzenleyen gerici bir dernek. Bu dernekte yeni bir tarikat ve FETÖ anlayışı hakimdir.
Özel Progam Uygulayan Proje Okulları yönetmeliği ile Diyanet İşleri Başkanlığına yetki verildi. Bu yönetmelik okulları Fetö vari gerici uygulamalarla ele geçirmeye yönelik bir uygulama. Çocukları okuldan sonra yatılı yurtlarda konaklatmayı planlayan bir proje. Bu konuda CHP Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Suat Özçağdaşın oldukça çarpıcı değerlendirmeleri var. Bu porje kapsamında 2153 okul var. 80 bin öğretmeni Yusuf Tekin atıyor. Öğretmenlerin herhangi bir pedagojik formasyondan geçme vb şartları yok.
Öğretmenlik Meslek Kanunu ile öğretmenler arasında ayrımcılık yaratan, öğretmenler üzerinde mobbing kuran bir sisteme geçildi.
Atanmayan binlerce öğretmen, mülakat mağduru öğretmenler, taban maaş hakkını isteyen özel sektör öğretmenleri her gün bu kapıda eylemde, seslerini duyurmaya çalışıyor.
LGS sınavı sakandalına gelecek olursak, sicili bu denli kara bir bakan, soru kitapçıklarının sızdırılmasına 11 gün sonra yanıt veriyor. Orda da, şüpheli durumları aydınlatmak yerine kendidinden hesap soranlara hakaretler ediyor. Çünkü gerçekler açıklayamayacağı kadar rezalet durumda!
Yusuf Tekin’e göre sorular sızdırılmadı, bu mümkün değil ama whatsapp grubu görüşmeleri ortada! Öğretmen, polis ve idari personel gibi meslek gruplarına mensup 29 kişi hakkında soruşturma başlatıldı. “Bu bir silsile” dedi bakan. Biz biliyoruz ki, bu silsilenin başında sen varsın.
Görevden bir an önce uzaklaştırılması gereken, soruşturulması gereken, istifa etmesi gereken sensin!
Şunları söyleyerek bitirelim. Bakan bu durumun soruşturulmasını isteyenlere “sebi sübyan” diye ifade ettiği çocukları düşünmeden hareket ediyorlar demişti.
Çocukları düşünen; Çedes gibi ayrımcı ve gerici uugulamaların karşısında sokaklarda mücadele eden biz değiliz de , istismarcı tarikat ve cemaatlerle iş çeviren sensin öyle mi?
Çocukları düşünen; okullarda hijyen sağlansın, çocuklar okulda açlıktan bayılmasın diyen biz değiliz de, çocuklara bir öğün ücretsiz yemek veremeyen sensin öyle mi?
Çocukları düşünen; çocuktan işçi olmaz diyerek gelişimleri ağır işlerde çalışmaya uygun olmayan çocukların MESEM isimli katil projelerden kurtulması için mücadele eden biz değiliz de, 12 öğrtencinin MESEM’lerde katledilmesine göz yuman sensin öyle mi?
Çocukları düşünen; İmam Hatiplerde, kuran kurslarında, cemaatlerde istismar olduğunda hesap sormak için elinden geleni yapan biz değiliz de, istismarı aklayan sensin öyle mi?
Çocukları düşünen; kız çocukları eşit biçimde eğitim alsın, aile ve toplum baskısıyla büyümesin; 9 yaşında evlendirilmeye çalışılmasın diye mücadele eden bizler değiliz de, 8 yaşındaki çocuktan tahrik olan bir zihniyete çanak tutan, türbanı ilkokul seviyesine kadar indiren sensin öyle mi?
Çocukları düşünen; eşit, parasız, bilimsel ve laik eğitim için yıllardır mücadele eden bizler değiliz de sensin öyle mi?
Hadi oradan! Hadi oradan Sarayın ve sermayenin bakanı Yusuf Tekin!
Çocukları sizin karanlık zihniyetinize teslim etmedik, etmeyeceğiz. Tarikat ve cemaatlerle mücadelemiz devam edecek. Eğitim mücadelemiz devam edecek.
Burdan tüm kurumları ve kişileri Halkevleri’nin hazırladığı suç duyurusunu kullanarak şikayetçi olmaya, suç duyurusunda bulunma imkanı olmayanların hazırladığımız şikayet metni ile Cimer’e başvurmaya çağırıyoruz. Materyallerimiz halkevleri sosyal medya platformlarından paylaşılacaktır.
Merttürk’ün konuşması ardından Berna Demirdaş basın açıklamasını okudu:
LGS Skandalı Buzdağının Görünen Kısmı: Çocukların Geleceğinin Çökmüş Eğitim Sisteminin Altında Kalmasına İzin Vermeyeceğiz!
2025 Lise Geçiş Sistemi (LGS) sonuçları, milyonlarca öğrencinin geleceğini belirleyecek bir süreç olması gerekirken, ülke çapında bir hayal kırıklığına, güvensizliğe ve öfkeye dönüştü. Sıralama sisteminde yaşanan skandal, sadece bir “sistem hatası” ya da “teknik sorun” değildir; çocukların geleceğini adeta yapboz tahtasına çeviren, piyasacı eğitim politikalarının doğrudan sonucudur.
Milyonlarca öğrencinin geleceğini belirleyen sınavda şaibeli durumların ortaya çıkmasının ardından 29 kişi hakkında soruşturma başlatılarak, bakanlık işlem müdürü de görevden alınmıştır. Aynı okul isminden farklıca şehirlerde toplam 500’e yakın öğrencinin nasıl tam puan aldığı cevaplanması gereken bir soru olarak bir köşede dururken Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin yaptığı açıklamada “Bir geri zekalıya anlatır gibi anlatıyoruz” diyerek cevap bekleyen milyonlara hakaret etmiştir. Görevi çocukların geleceğini güvence altına almak, denetim ile eğitimde eşitlik ilkesini korumak olan bakan, yaptığı açıklama ile bizleri şaşırtmamıştır. Bakan Tekin derhal istifa etmelidir!
Yalnızca Bir Sınav Değil Tüm Eğitim Sistemi Krizde
LGS’deki skandal, eğitimde yaşanan büyük çöküşün yalnızca küçük bir yansımasıdır. Uzun yıllardır sürdürülen piyasa odaklı eğitim politikaları, eğitimi bir hak olmaktan çıkarıp bir ayrıcalığa dönüştürmüştür. Eğitim sistemi her yıl yeniden şekillendirilmekte, müfredatla yapboz gibi oynanmakta, öğretmenler güvencesiz koşullarda çalıştırılmakta, öğrenciler özel ders ve kurs sarmalına mahkûm edilmektedir.
Milyonlarca yoksul ailenin çocukları bu çarpık sistemde en ağır bedeli ödemektedir. Bir yanda özel okulların ve dershanelerin reklamları altında sınavlara hazırlanabilen çocuklar; diğer yanda ise, meslek liselerinde veya MESEM’lerde kaderine terk edilen gençler vardır. Yoksul çocuklar sistemin dışında bırakılmakta, bir kısmı okuldan kopmakta, bir kısmı ise erken yaşta “çırak” olarak ucuz emek gücüne dönüştürülmektedir. Çünkü eğitim sisteminin yoksulların çocuklarından beklediği tam olarak budur; ucuz güvencesiz işçiler ordusuna birer nefer daha… Bu sistemde çocuklar sadece emeğiyle değil canları ile de bedel ödemektedir. Bizler de Halkevciler olarak şu soruyu soruyoruz; bu ülkede hangi bakanın ya da hangi milletvekilinin çocuğu, hangi şirket sahibinin çocuğu devlet okuluna gitmekte? Hangisinin çocuğu LGS sınavına girmekte?
Taleplerimiz Açıktır: Eğitim Haktır, Satılamaz!
Halkevleri olarak yıllardır söylediğimiz gibi, eğitim piyasaya teslim edilemez! Çocukların geleceği, birkaç şirketin çıkarı için feda edilemez. Eğitimin niteliği, erişilebilirliği ve eşitliği sağlanmadan, ülkede gerçek bir adaletten bahsedilemez.
Bu nedenle:
Milli Eğitim Bakanı, LGS skandalının ve MESEM cinayetlerinin sorumlusudur ve derhal istifa etmelidir!
Eğitim kamusal bir hizmettir. Özel okullar kamulaştırılmalı, eğitim tüm çocuklara parasız sunulmalıdır.
MESEM sistemi kaldırılmalı, çocuk işçiliği sonlandırılmalı, ölen çocukların sorumluları hesap vermelidir.
Eğitimde eşitlik sağlanmalıdır. Rekabetçi ve sınava dayalı bu sistemden vazgeçilmelidir. Çocukların bilgilerini, yeteneklerini ve isteklerini hedef alan bir değerlendirme ve eğitim sistemi hayata geçirilmelidir.
Halkevleri olarak çocukların sadece geleceğini değil bugününü de savunacağız. Çocuklar bugün güvende mi? En önemli meselemiz çocuklar ve bugün çocuklar için buradayız. Eğitim hakkımızı savunma devam edeceğiz. Gelin eşit, parasız, laik, anadilde ve bilimsel eğitim için birlikte mücadele edelim!
Basın açıklamasının ardından söz alan bir liseli, bir test kitabı yırtarak sisteme tepki gösterdi.
Halkevleri LGS’deki şaibeler üzerine Ankara’da Milli Eğitim Bakanlığı önünde:
Halkevleri adına basın açıklamasını okuyan Berna Demirdaş:
“LGS’deki skandal, eğitimde yaşanan büyük çöküşün yalnızca küçük bir yansımasıdır. Uzun yıllardır sürdürülen piyasa odaklı eğitim… pic.twitter.com/UVdcbf2Jld
— sendika.org (@sendika_org) July 22, 2025
15 Haziran’da yapılan LGS’de, sınav esnasında kitapçıkların velilerin bulunduğu WhatsApp gruplarına PDF formatında atılması ile şaibe iddiaları gündeme gelmişti. Sonuçların açıklanmasından sonra geçtiğimiz yıllara göre daha zor bir sınavda 719 kişinin birinci olması, Bursa’da bulunan bir imam hatip ortaokulu, okullarında eğitim göre 39 kişinin birinci olmasını duyurması üzerine iddialar tekrar gündem olmuştu. MEB’in konuyla ilgili 29 kişi hakkında soruşturma başlatması ve bilişim görevlisinin görevden alınmasına rağmen Yusuf Tekin iddiaları reddetmiş ve gazetecilere yaptığı açıklamada “Gerizekalıya anlatıyor gibi anlatıyorum” demesi tepki çekmişti.
Sendika.Org