Fethullah Gülen 83 yaşında ABD’de tedavi gördüğü hastanede öldü. Hayatı ABD’ye hizmetle, Türkiye’de eğitim, medya, hukuk, emniyet ve pek çok alandaki gerici dönüşüme büyük katkı sağlayan cemaate liderlik etmekle geçti. Her ne kadar 2013’te çıkarları ters düşmeye ve çatışmaya başlasalar da Erdoğan kendisi için “Ne istediniz de vermedik” demişti
Fethullahçılara ait olduğu bilinen “Herkul” sitesinin X hesabından Fethullah Gülen’in 83 yaşında ABD’de tedavi gördüğü hastanede öldüğü açıklandı. Fethullah Gülen’in yeğeni Ebuseleme Gülen de Fethullah Gülen’in öldüğünü doğruladı.
Fethullah Gülen’in geçmişi soğuk savaş döneminde Türkiye’de kurulan Komünizmle Mücadele Derneklerine kadar uzanıyor. Bir imam olan Fethullah Gülen’in Türkiye’de kontrgerilla içindeki yükselişi de bu dönemde başladı. 12 Eylül’de Kenan Evren Yeşil Kuşak stratejisi gereği, Gülen Cemaati’nin önünü açmış, Türkiye’de kök salmasını sağladı. Gülen de Evren’i din derslerini zorunlu ders haline getirmesini onu “cennetlik” yaptığını söylemişti.
Eğitim, medya, yargı ve güvenlik bürokrasisi ve sermaye içinde güçlenmesi ise Özal döneminde oldu. Dershaneler, hastaneler, dernek ve vakıflar, TUSKON, yurtdışındaki okul ve işletmeler, milyonlarca abonesi olan Zaman Gazetesi, Samanyolu TV ve daha nicesinin temeli 90’lı yıllarda atıldı, AKP iktidarıyla genişledi.
Erdoğan’ın diline doladığı “Yeni Türkiye”nin mimarlarındandı aslında. Uzun bir süre “Hoca efendi” olarak anıldı. 2013’te AKP ile çatışmalar başlayınca iktidarın tüm imkanları cemaat için nasıl seferber ettiğini Ömer Dinçer şu sözlerle özetlemişti: “2002’den önce kaç valiniz, bakanınız, milletvekiliniz, kaç dershaneniz, kaç ticari kuruluşunuz vardı; şimdi kaç oldu? Tam 15 kat büyüdünüz.” Erdoğan da bu çatışmayı kendine yönelik bir ihanet gibi sayarak ama verdikleri desteği de kabul ederek “Ne istediniz de vermedik” demişti.
2013’te AKP ile olan çatışmaların başlamasının hemen ardından Haziran İsyanı patlak verince iç çelişkiler ertelenmiş, isyan bastırmaya odaklanılmış. Ancak isyanın geri çekilmesinin ardından çelişkiler de şiddetlenmişti. Tapeler, 17-25 Aralık operasyonları, dershaneleri kapatmak konusundaki restleşmeleri çatışmanın yansımaları olarak gündeme gelmişti. Çatışma 15 Temmuz 2016’da ordu içindeki cemaat yapılanmasının darbe girişimine kadar gitti.
Gülen’in ABD uşaklığı, Komünizmle Mücadele Dernekleriyle başladı ama yaşamının sonuna kadar da devam etti. AKP iktidarı döneminde neoliberal uyum programlarının hazırlanması ve hayata geçirilmesinde cemaatçi kadroların önemli bir payı vardı. Bu program karşısında oluşacak tepkinin soğurulması konusunda cemaat ağları, dernek ve vakıfları adeta seferber oldu. Gülen, AKP ile çatışmaya başladığında da ABD’ye hizmet etmekten geri durmayacağını söylemekten çekinmedi. Darbe girişiminden 10 gün sonra New York Times gazetesine yazdığı yazıda “Batılı demokrasilerin ılımlı Müslümanlara ihtiyaç duyduğu bir dönemde, ‘hizmet’ içindeki ben ve arkadaşlarım Batı’nın yanında yer aldık” demiş, kendisini iade etme konusunda direnme çağrısında bulunmuştu.
Sendika.Org