Çorlu Tren Katliamı’nın 16. duruşmasında, katliamdan önce hava durumu takibinin yapılmadığı ortaya çıktı. Bilirkişi raporunda üst düzey yöneticilerin sorumlulukları ortaya konmasına rağmen mahkeme heyeti bu kişiler hakkında suç duyurusunda bulunma talebini yine reddetti
Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde 8 Temmuz 2018’de meydana gelen ve yedisi çocuk 25 kişinin yaşamını yitirdiği Çorlu Tren Katliamı’nın 16. duruşması Çorlu Halk Eğitim Merkezi’nde görülüyor. Duruşma öncesinde yürüyüş yapan aileler, yaşamını yitiren yakınlarının isimlerini söyleyerek andı ve adalet taleplerini yineledi. Yürüyüşün ardından Çorlu Halk Eğitim Merkezi önünde basın açıklaması yaptılar.
Bilirkişi heyetinin olağanüstü hava koşulları ile ilgili gerekli önlemlerin alınmaması konusunda TCDD Genel Müdürlüğü AR-GE Birimi, Merkez ve 1’inci Bölge Demiryolu Emniyet ve Risk Yönetimi Müdürlükleri ve diğer ilgili müdürlüklerin asli kusurlu olduklarını hatırlatan aileler, “Adalet rayların altında kalmasın” dedi.
Çorlu Tren Katliamı davasının 16. duruşması öncesinde aileler basın açıklaması gerçekleştiriyor. #ÇorluİçinAdalet pic.twitter.com/hLULwihy8K
— Sosyal Hukuk (@sosyalhukuk) September 1, 2023
Duruşmada dinlenen tanık Gürel Yaprak, katliamdan önce hava durumu kontrolünün yapılmadığını, katliamdan sonra da telefonlarına indirdikleri radar uygulaması üzerinden yaptıklarını ifade etti. Gürel uygulama üzerinden kendilerine mesaj da gelmediğini, uygulamayı takip için yazılı veya sözlü bir emir de olmadığını, kendisi isterse kontrol ettiğini ekledi.
Gürel hafta sonları nöbetçi ekip kurulmadığını, sadece bayram gibi uzun süreli tatil dönemlerinde nöbetçi ekip kurulduğunu ve katliamın yaşandığı bölgeyle doğrudan irtibatlarının olmadığını da söyledi.
Ailelerin avukatlarından Onur Şahinkaya Bölge Demiryolu Bölge Bakım Müdürü Mümin Karasu’nun lokal yağışların geleceğini ani ve yol güzergahını etkileyecek yağışlar olacağını, yolların kontrol altında tutulması gerektiğini söyleyerek bu konuda bilgilendirme yapılıp yapılmadığını sordu. Gürel bu konuda kendisine herhangi bir bilgilendirme yapılmadığını söyledi.
Avukatlardan Akçay Taşçı, daha savcılık aşamasında kendilerine engeller çıktığını ifade etti. Taşçı, şikayet dilekçesinde, “TCDD Genel Müdürlüğü seviyesindeki bir kısım yöneticiler ve bu kişilere de yöneticilik eden bir kısım siyasetçiler” ifadesini kullandıklarını savcının bu kişileri tespit etmesi gerekirken dosyadan isim bile alamadıklarını söyledi.
Taşçı, bilirkişi raporunda da sorumluluğun gayet açık şekilde üst düzey yöneticilerde olduğu belirtildiğini ve mahkeme heyetinin bu kişiler hakkında suç duyurusunda bulunması gerektiğini ifade etti.
Konuşmaların ardından mahkeme ara kararını açıkladı. Mahkeme heyeti, esas hakkında mütalaanın hazırlanması için savcılığa gönderilmesine ve üst düzey yetkililer hakkındaki suç duyurusunda bulunulması talebinin reddine karar verdi. Bir sonraki duruşma 23 Kasım’da görülecek.
Sendika.Org