Öğrenciler hayatını kaybeden Hacettepeli Hasan Can Çoban’ı andı
Kaldığı yurtta kalp krizi geçiren ve ihmallerden dolayı hayatını kaybeden Hacettepeli Hasan Can Çoban’ı anmak isteyen öğrencilere polis engel olmaya çalıştı. Öğrenciler engellemelere rağmen anma yaptı.
Hacettepe Sıhhiye Erkek Yurdu’nda kalan hemşirelik öğrencisi Hasan Can Çoban’ın hayatını kaybetmesi üzerine yurt önünde anma yapıldı. TTB Tıp Öğrencileri Kolu’nun “İhmaller zincirinde bir arkadaşımızı daha kaybetmeye tahammülümüz yok” diyerek çağrısıyla Hasan Can Çoban’ın arkadaşları yurt önünde bir araya geldi.
Açıklamanın ardından yurt önündeki banklara karanfil bırakıldı.
Bugün Hacettepe Üniversitesi’nde arkadaşımızı anmak ve acımızı paylaşmak için gerçekleştirmek istediğimiz anmada polisin provokasyon, manüplasyon ve şiddet tutumuyla karşı karşıya kaldık. Tüm yıldırma çabalarına rağmen anmamızı gerçekleştirebildik. pic.twitter.com/WTzBLwycIA
— Tıp Öğrencileri Kolu (@ttbtok) April 4, 2022
TTB TÖK tarafından yapılan açıklamada olay ayrıntılarıyla anlatıldı. Açıklamada şunlar söylendi:
Bugün burda arkadaşımız Hasan Can ÇOBAN’ı anmak için burda toplanmış bulunuyoruz..Yaşadıklarımızdan dolayı hepimiz çok üzgünüz.Ben ve yurttaki arkadaşlarım o gün belki de hayatımızın en zor saatini yaşadık.İnternlüğümüzün son aylarına yaklaştığımız bu vakitlerde bu sefer bazılarımız için sınıf arkadaşı,bazılarımız için staj arkadaşı,bazılarımız için yurt arkadaşı bazılarımız için oda arkadaşı olan Hasan Can’a temel yaşam desteği vermek zorunda kaldık. Şu an sosyal medyada ve kulaktan doğma bilgilerle yaşadığımız olay yanlış anlatılıyor.Bu olayı biz olayın başından sonuna kadar orda olan intern hekimler olarak ortak bir metin yazarak paylaşmak istedik.
1 Nisan’ı 2 Nisan’a bağlayan gece saat 00.50-01.00 sularında, 1. ve 2. kat merdivenleri arasında, arkadaşlarının ifadesine göre halihazırda 4-5 saattir göğüs ağrısı şikayeti olan hemşirelik fakültesi öğrencisi, yurdun bodrum katında bulunan çamaşırhaneye merdivenlerden inerken yere yığılıyor. O sırada katta bulunan intern doktorlar tarafından öncelikle 112 Acil aranıyor, aynı zamanda bir intern arkadaşımız onkoloji hastanesine yardım istemek için koşuyor, ilk bakı gerçekleştiriliyor ve CPR başlanıyor, öğrenci arkadaşımıza daha ilk bakı sırasında ve toplamda 34 dakika 48 saniye süren resüsitasyon süresince sırasıyla 01.00, 01.04, 01.10, 01.14’te olmak üzere 112 Acil aranıyor ve eş zamanlı olarak katlarda ve yurt gece görevlilerinin masasında olmak üzere 4 farklı sabit telefondan 2222 kodlanarak mavi kod verilmeye çalışılıyor. Ancak mavi kod çalışmıyor/çalıştırılamıyor. Onkoloji hastanesine koşan arkadaşımız, hastaneye giderken hastanenin önündeki ambulansı görüyor ve güvenlik görevlisine ambulansı yurda götürmek gerektiğini söylüyor, güvenlik görevlisinin gece idaresinden izin alınması gerektiğini söylemesi üzerine yardım aramaya devam etmek için bir üst kata, Bölüm 91’e gidiyor, servisteki hemşirelere durumu bildiriyor, hemşireler mavi kod verdiklerini ancak mavi kodun yine de çalışmadığını söylüyor, süpervizerlarını aradıklarını ve bu sırada yardım aramaya giden intern arkadaşımıza zemin katta beklemesi gerektiğini söylüyorlar. Bütün bunlar olurken, 112Acil ekiplerinin gelmesi resüsitasyonun 22-23. dakikasında denk geliyor. Öğrenci, gelen 112 Acil ekipleri tarafından monitorize edilirken resüsitasyona yine acil ekiplerince devam ediliyor. Daha sonra resüsitasyonun 34. dakika 48. saniyesinde öğrenci ambulansa alınıyor ve HÜTF Acil Servis Polikliniğine götürülüyor. Acil Serviste yapılan tüm müdahalelere rağmen öğrenci arkadaşımız hayatını kaybediyor.
Arkadaşlarımız, hastaneye son durumu öğrenmek için gittiklerinde öğrenci arkadaşımızın vefat ettiği haberini alıyorlar. Olayın neden doğru bir şekilde yönetilemediğini öğrenmek adına yetkililere ulaşılıyor. Güvenlik şefi mavi kod verilen pager cihazını gösteriyor ve cihazın üstünde herhangi bir mavi kod bildirimi görülemiyor. Güvenlik şefiyle beraber gece idaresi ile görüşmeye gidiliyor.
Gece idaresinin olaydan ancak yanına gidildiğinde haberi oluyor. Olaylar gece idaresine anlatılıyor, mevzuata bakıldığında yurtta mavi kod verildiğinde 112 ve mavi kod ekibinin gelmesi gerektiği ifadesinin olduğu görülüyor. Kendi pagerlarına herhangi bir mavi kod düşmediğini belirtiyorlar.
Bu metin katta olayın başından beri orada olan, ve olaya tanık olan intern hekimler tarafından kaleme alınmıştır. Hepimizin başı sağolsun.
Özet olarak şunlar sıralandı:
- Yurtta bir şekilde mavi kod çalışmıyor. Değişmiş veya hatlar kopuk. Çalışmıyordu denedik.
- 50 metre yakın yere hemen şurda onkoloji hastanesi olan yere ambulans geç geliyor,çadırlardan dolayı uzakta bekliyor. Sabahında çadırlar kaldırılır diye beklerken yeni çadırlar kuruldu.
- Yüzlerce sağlıkçının kaldığı yurtta sağlık çantası adına pamuk flaster ve benzeri içeren bir ecza dolabı ve bir battaniye varmış .Evet battaniye iki defa dendi. Ne bir sağlık çantası ne bir sedye.
- Ambu yoktu, damaryolu açmak için uygun malzeme yoktu taşınabilir şok cihazı yoktu. Geç bir şekilde hastaneden temin edebildik. Ama kullanmadık.
Açıklamanın sonunda çözüm önerileri sıralandı:
- Mavi kod verilen telefonları derhal standartlarına göre tamir edilmesi.
- Sağlık çantası,sedye,taşınabilir şok cihazı ve bu durumda bulunması gereken her türlü malzeme.
- Bu konuda yurt personeline bir tatbikat belki…
- Biz bunu amfi gruplarımızda anlatırken oraya bunun benzeri gibi aksaklıkların olduğu ama can kaybının olmadığı anılar paylaşıldı. Bu mavi kod artık bir Hacettepe sorunu olmuşa benziyor ama bu sefer canımız yandı.
- Haberlerde yurt öğrencilerinin ihmaller sebebiyle vefat ettiklerini görüyoruz. Enes Kara’yı hepimiz hatırlarız. Bir canın daha gitmesine tahallümüz yok.
- Son olarak arkadaşımızı kaybetmemize sebep olan bu ihmaller yığını için yetkililerin derhal sorumluluk almasını hatalarını kabul etmelerini ve hala giderilmeyen problemlerin çözülmesini bekliyoruz. Yaşatmak için okuduğumuz okullarda sorumsuz niteliksiz yönetim anlayışınız yüzünden daha fazla can vermek istemiyoruz!
İhmallerden dolayı hayatını kaybeden Hasan Can Çoban kaldığı yurt önünde anıldıhttps://t.co/uMfDMqnjd5 pic.twitter.com/kWK2VVDPzL
— sendika.org (@sendika_org) April 4, 2022
İlgili haber:
Sendika.Org