Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Kadıköy İskele Meydanı’nda hayatın pahalı emeğin ucuz olduğu düzene karşı “Bu böyle gitmez” diyerek eylemde bir araya geldi. DİSK Başkanı Arzu Çerkezoğlu, “Bu ülkede dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 4 bin 131 lira. Yoksulluk sınırı ise 14 bin liranın üzerinde.”
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Kadıköy İskele Meydanı’nda hayatın pahalı emeğin ucuz olduğu düzene karşı “Bu böyle gitmez” diyerek eylemde bir araya geldi. Eylem öncesinde Kadıköy’de halaylarla Farplas’ta direnen işçilerin Maslak’ta şirketin Genel Müdürlüğü önündeki eyleminden gelmeleri beklendi. DİSK Genel Sekreteri Adnan Serdaroğlu’nun konuşmasından sonra Farplas direnişçilerinin “Atılan işçiler geri alınsın” sloganıyla alana girmesinin ardından eylem başladı.
"Atılan işçiler geri alınsın" sloganıyla #Direnİşçi'ler karşılandı pic.twitter.com/K9SRAZUpAe
— DİSK (@diskinsesi) February 16, 2022
Eylemde basın açıklamasını DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu yaptı.
Çerkezoğlu konuşmasında 5 acil mücadele başlıklarını şöyle sıraladı:
Birincisi, işte faturalar burada. Elektrik, su, doğalgaz başta olmak üzere temel tüketim maddelerine yapılan zamlar derhal geri alınmalıdır ve faturalardaki vergi yükü ortadan kaldırılmalıdır. Özellikle gıdada yapılan vergi indiriminin de fiyatlara yansıması sağlanmalıdır. İkincisi, daha dün Birleşik Metal-İş Sendikamız açıkladı. Bu ülkede dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 4 bin 131 lira. Yani neredeyse asgari ücret. Yani asgari ücret yılın daha ilk ayında yüzde 50’lik artışa rağmen açlık sınırına gerilemiş durumda. Yoksulluk sınırı ise 14 bin liranın üzerinde. O nedenle diyoruz ki, tüm maaş ve gelirlerde en az asgari ücrete yapılan artış oranında artış yapılmalıdır ve yılın ilk ayında açlık sınırına gerileyen asgari ücret yeniden belirlenmelidir. En düşük emekli aylığı en az asgari ücret düzeyine çıkartılmalıdır ve EYT’lilerin hakkı verilmelidir.
Konuşmanın devamında şunları söyledi:
Adaletli bir vergi sistemi istiyoruz. Dördüncüsü, esnaf kuryelik, taşeron, kendi hesabına çalışma, özel istihdam büroları gibi tüm güvencesiz çalıştırma biçimlerine derhal son verilmelidir. Uluslararası çalışma örgütü ILO tarafından benimsenen insan onuruna yaraşır iş, yani güvenceli, yani kadrolu, yani örgütlü, sendikalı, ayrımcılığa karşı korunan bir çalışma biçimi istiyoruz. Beşincisi de, biliyoruz ki, yaşanan bütün ekonomik krizlere, zamlara, enflasyona karşı, yaşadığımız bütün olumsuzluklara karşı, emeğimizi ekmeğimizi çocuklarımızın geleceğini koruyabilmemizin bu dünya yüzünde bir tane yolu var. O da örgütlü olmak. O da sendikalı olmak.
Eylem, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz” ve “Yaşasın sınıf dayanışması” sloganlarıyla sona erdi.
Sendika.Org