Akşener, grup toplantısındaki konuşmasına İsrail saldırganlığına değindiği ancak Türkiye’ye göndermeleri olan dikkat çekici bir analiz ve benzetmeyle başladı. İsrail’in en uzun süreli başbakanının koltuğunun tehlikeye girdiği ve İsrailli Arapların da yeni hükümetin oluşumunda kilit konuma geldiği bir noktada savaşın patlak verdiğine dikkat çeken Akşener, Erdoğan’a benzettiği İsrail Başbakanı Netenyahu’nun savaşı koltuğunu korumak ve rakiplerini baltalamak için başlattığını söyledi. Akşener konuşmasının devamında hükümetin pandemi yönetimini ve halkı hiçe sayan ekonomi yönetimini eleştirerek seçim çağrısı yaptı
Partisinin TBMM grup toplantısında konuşan İyi Parti lideri Meral Akşener, konuşmasına İsrail saldırganlığına değindiği ancak Türkiye’ye göndermeleri olan dikkat çekici bir analiz ve benzetmeyle başladı.
Akşener, Erdoğan’a benzettiği İsrail Başbakanı Netenyahu’nun savaşı koltuğunu korumak ve rakiplerini baltalamak için başlattığına dikkat çekerek şunları söyledi:
Bildiğiniz üzere, Mart ayında, İsrail’de seçimler yapıldı ve oluşan tablo, İsrail’in en uzun süreli başbakanı Netenyahu’nun, yeni bir hükümet kurmasına imkan vermedi. İsrail Cumhurbaşkanı da, hükümeti kurma görevini, Yeş Atid partisine verdi. Birdenbire, İsrailli Arap partileri kritik bir öneme sahip oluverdiler. Çünkü hükümet ortağı olma, yeni iktidarı belirleme ihtimalleri doğdu.
Bu gelişmeler üzerine, bir anlamda Sayın Erdoğan’ın İsrail versiyonu olan, Benyamin Netenyahu, siyasi rakiplerini baltalamak ve bu şekilde koltuğunu koruyabilmek için, gözünü kırpmadan, sivillerin ve çocukların hayatlarına kast etmekten geri durmadı. Önce Mescid-i Aksa ve Kubbet-üs Sahra kışkırtmaları yaşandı, ardından da Gazze’ye operasyon başladı.
İsrailli Arap partileri de yaşananlara tepki olarak koalisyon görüşmelerinden çekildi.
Kim kazandı? Savaş tüccarları kazandı. Koltuk meraklıları kazandı. Değişim istemeyen statükocular kazandı.
Peki kim kaybetti? İsrail’de yaşayan Araplar kaybetti. Gazze’deki siviller, kadınlar ve çocuklar kaybetti. İsrail demokrasisi kaybetti.
Akşener, hükümetin İsrail karşıtı söyleminin aksine 6 milyar doları bulan ekonomik ilişkilerden ve askeri ortaklıklardan vazgeçmediğine dikkat çekti.
İktidarın pandemi yönetimindeki başarısızlığına, hala çözülemeyen aşı krizine ve pandemi döneminde derinleşen ekonomik zorluklara dikkat çeken Akşener, “Şu bir gerçek ki, Ak Parti balonu artık patlamıştır. Milletin, 19 yıldır sırtında taşıdığı bu iktidar, 14 ay milletinin yanında duramamıştır” dedi.
Akşener Erdoğan’ın “Sıkıntıya düşen esnafımız, çalışanımız olduysa hepsinden helallik istiyoruz” sözüne gönderme yaparak şunları söyledi:
İşte size, en çarpıcı haliyle Ak Parti zihniyeti…
Bu öyle bir zihniyet ki; yaprak döken memleketi, bahar bahçe zannedecek kadar şuursuz!
Evine ekmek götüremediği için, canına kıyan insanlarımızı görmeyip, onun hakkını, yağmacılara tıkır tıkır ödeyecek kadar vicdansız!
Bunca haramın ortasında, bir de utanmadan milletinden helallik isteyecek kadar yüzsüz!
Sayın Erdoğan; yeter artık! Milletimizin yakasından bir düşün artık! Çileyi, yokluğu ve yoksulluğu reva gördüğün bu milletten, hangi yüzle çıkıp da helallik istiyorsun? Ayıptır, günahtır.
Bak ben sana doğru adresleri söyleyeyim; mesela git, milletimizin alın teriyle kasalarını doldurduğunuz, o beş müteahhitten helallik iste.
Mesela git, arpalığa çevirdiğin yönetim kurullarına atadığın, gelin, damat ve kayınçolardan helallik iste.
Mesela git, Sarayda beslediğin, 5 maaşlı danışmanlardan, yandaşlardan, trollerden ve malum vakıflardan helallik iste.
Daha dün, “işyerleri kapanıyor diyenler yalan söylüyor” diyordun, bugün utanmadan, onlardan helallik istiyorsun.
Dün, eve ekmek götüremiyoruz diyen esnafa, “abartıyor” diyordun, bugün utanmadan, onlardan helallik istiyorsun.
Dün, feryat eden çiftçiye, “terörist” diyordun, bugün utanmadan, onlardan helallik istiyorsun.
Böyle yüzsüzlük, böyle utanmazlık, böyle terbiyesizlik olmaz.
Sen haram içinde sefa sürerken, dar günde tek başına bıraktığın milletimizden, şimdi çıkıp da, helallik alamazsın Sayın Erdoğan.
Ama illaki helalleşmek istiyorsan, ben sana yolunu söyleyeyim.
Siyasetçi, milletiyle kürsüden attığı nutukla helalleşmez. Siyasetçi, milletiyle sandıkta helalleşir. Madem helallik alacaksın, önce aziz milletimizin önüne sandığı getireceksin,
helalliği öyle isteyeceksin. Sandığı getireceksin, milletimiz sana ne diyecek göreceksin.
Öyle kürsülerden üfürmekle olmaz. Halep oradaysa, arşın burada. Madem helallik alacağına eminsin, buyur bakalım, hodri meydan!
Sendika.Org