İyi Parti Adana Milletvekili İsmail Koncuk, partisinden istifa ettiğini açıkladı. Partiden ihraç edilen İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ’ın da kararı yargıya taşıyacağı iddia edildi
İyi Parti Adana Milletvekili İsmail Koncuk, TBMM’de düzenlediği basın toplantısıyla istifa ettiğini duyurdu. İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ da partisinden ihraç edildi.
“Gerek 3 Ağustos 2019 4. Olağanüstü Genel Kurulumuzda gerekse 20 Eylül 2020 2. Olağan Genel Kurulumuzda İYİ Partinin adı, kuruluş misyonu ve demokrasi ile bağdaşmayan kirli operasyonlar ve ayak oyunları yaşanmıştır” diyen Koncuk kürsüden demokrasi vurgusu yapıldığını diğer yandan da insanlık ve siyasi ahlakla ilgisi olmayan olayların yaşandığını kaydetti.
Koncuk sözlerini şöyle sürdürdü:
Bu partiye emek vermiş dava arkadaşlarımız, milletvekillerimiz bizzat Genel Merkez talimatı ile birçok il başkanınca dağıtılan kara listelere alınarak açıkça aşağılanmış, tasfiye edilmeye çalışılmıştır. Olayın en garip tarafı, hakarete uğrayan, kirletilmeye çalışılan bu arkadaşlarımızın haklı talepleri göz ardı edilerek, bu kirli operasyonu yapanların baş tacı edilmesi, mağdur edilen dava arkadaşlarımızın ise, bizzat yöneticiler tarafından, hem de TV ekranlarından sürekli hakarete uğramasıdır. Operasyonu yapanlar ayan beyan ortada iken, mağdur edilen, kara listeye alınan dava arkadaşlarımız, utanmazca, neredeyse operasyon yapmakla itham edilerek adeta yalan rüzgârı estirilmiştir.
Koncuk istifasını açıkladığı basın toplantısında “tespitlerim” başlığı altında aşağıdaki maddeleri sıraladı:
- İYİ Parti yönetilememektedir. Adalet, şeffaflık, problem çözme iradesi yerine, kendi içinde ve kendi eliyle adeta sürekli kaos yaratan bir siyasal hareket nerede görülmüştür? Kendi öz eleştirisini hiç yapmadan, sürekli başkalarını suçlamak, bir siyasi partinin yönetim anlayışı olamaz.
- Partinin kuruluşunda görev almış, il, ilçe başkanları, yönetici, üst kurul delegeleri ve kurucular kurulu üyelerinin büyük bölümü ya dışlanmış ya da partiyle gönül bağını koparmak zorunda bırakılmıştır.
- Tamamı değilse bile, birçok il ve ilçe başkanlıkları Genel Merkezde yetkiyi elinde bulunduran, dar bir kadronun yönlendirmesi ve baskısıyla oluşturulmuş. Emre amade, sorgulamayan, sadece talimatları yerine getiren bir teşkilat yapısı oluşturulmuştur ki, bu tablo İYİ Partinin kuruluş misyonu ve kamuoyuna ilan edilen iddialarıyla bağdaşmamaktadır.
- İYİ Parti, parti içi antidemokratik uygulamalar, ayak oyunları, dar ekipçilik anlayışına karşı kurulmuş, ancak 3 yılda tüm bu kavramlar yerle bir edilmiştir. Demokrasi, adalet, şeffaflık sadece kamuoyuna karşı kullanılan kavramlar olmaktan öteye gidememiştir.
- 3 yılda ideolojik bir söylem birliği oluşturulmamıştır. Türk milliyetçiği ile merkez sağ, hatta ulusalcı sol söylemler arasında sıkışmış, ülkemizde yaşanılan sosyo-kültürel olaylara ürkerek, kim ne der anlayışı ile yaklaşan, bir kimlik bunalımı içinde, adeta “rüzgârın önünde sürüklenen yaprak” görüntüsü verilmekte, üst düzey açıklamalarda bile bir fikri birlik anlayışı görülmemektedir. Divan üyesi olarak görevlendirilen bazı kişilerin, Anayasanın ilk üç maddesi, Türklük tanımı, anadilde eğitim konularındaki Türk milliyetçiliği ile taban tabana zıt görüşleri ile, PKK, FETÖ konusundaki açıklamaları göz önüne alındığında, partinin vitrine koyduğu bu tür kişilerle, nereye savrulduğu meçhuldür. Temsil noktasındaki, bu zihniyet sahiplerini kabullenmek milliyetçi, muhafazakâr insanlar için mümkün değildir.
- Genel Başkanımızın “kafama silah dayasalar Cumhur ittifakı ile olmaz.” ifadesine rağmen, kamuoyu, gelecekte İYİ Partinin nerede konumlanacağından emin olamamaktadır. Bunun temel sebebi, kamuoyuna güven vermeyen, geçmiş ahlaki zafiyetleri bilinen, operasyonel siyaset simsarlarının İyi Partinin üst karar mekanizmalarında çok etkili olduklarının bilinmesidir. Kamuoyunun şüphe ile bu baktığı isimler, bizzat Sn. Genel Başkan tarafından da yakından bilinmesine rağmen ısrarla üst düzey görevlerde tutulmaktadır. Bu konuda kamuoyuna güven verecek isimler partiden dışlanarak geleceğe dair bir takım ön hazırlıklar yapılmaktadır. Bu sebeple, İYİ Parti Genel Kurulunda yaşanılan kara liste ile tasfiye operasyonunun amacı Cumhurbaşkanlığı seçiminde AKP için büyük handikap olan, %51 baraj şartından ayrı düşünülemez.
- Hiçbir siyasi partide Genel Başkana rağmen bir tasarrufun söz konusu olmayacağını bilecek kadar hayat ve siyasi tecrübemiz vardır. Bu sebeple her iki Genel Kurulda yaşanılan operasyonların Sn. Meral Akşener’in bilgisi dışında yapılması mümkün değildir. Aksi söz konusu olsa, yani bilgisi dışında yapılmış olsaydı, sorumlular baş tacı edilmez, partiye de açık zarar verenler hızla tasfiye edilirdi, ancak tam aksi yapılmış dava adamları, kurucular, büyük gayretle çalışan milletvekilleri, siyasi etikle asla bağdaşmayan, yol ve yöntemlerle küçük düşürülmeye çalışılmış, el altından çizdirilerek oluşan güven ortamı tamamen yok edilmiştir. Aslında bu güvensizlik, sadece 3-5 milletvekilini değil, maalesef TBMM grubunun büyük kısmını rahatsız eden bir boyut kazanmıştır.
Öte yandan bugün partisinden ihraç edilen Ümit Özdağ’ınsa kararı yargıya taşıyacağı iddia edildi.
Gazeteci ve eski CHP milletvekili Barış Yarkadaş, İyi Parti’den ihraç edilen Ümit Özdağ’ın ihraç gerekçesini aykırı bulduğu için mahkemeye başvuracağını duyurdu. Özdağ ile konuştuğunu belirten Yarkadaş sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Özdağ, ihraç gerekçesini hukuka aykırı bulduğu için mahkemeye götüreceğini ve tüm delilleri de mahkemeye sunacağını söyledi. Özdağ, kesinlikle bir parti kurmayacağını, Abdulkadir Selvi’nin doğru yazmadığını da ekledi” ifadesini kullandı.
1- İYİ PARTİ’den ihraç edilen Ümit Özdağ ile konuştum. Özdağ, ihraç gerekçesini hukuka aykırı bulduğu için mahkemeye götüreceğini ve tüm delilleri de mahkemeye sunacağını söyledi. Özdağ, kesinlikle bir parti kurmayacağını, Abdülkadir Selvi’nin doğru yazmadığını da ekledi.>>>
— Barış Yarkadaş (@barisyarkadas) November 16, 2020
Sendika.Org