Ekonomi yazarı İbrahim Kahveci dünyada neoliberalizmden çıkış tartışmaları yaşanırken Türkiye’de neoliberal ve sosyal politikaların çatıştığını söyledi ve ekledi: “En temel gereksinim olan maske belediyelerin girişimiyle kamusal mal haline gelebildi ama yan tarafta Hazine garantili devasa şehir hastaneleri var!”
Kapitalizmin 2008’de patlak veren ancak kısa vadeli makyajlarla ötelenen birikim modeli krizi, koronavirüs pandemisi ile birlikte yeniden belirdi. Küresel ekonomide yaşanan sarsıntı bir yandan sistem ve model sorgulamalarına da yol açarken, diğer yandan pandemiye karşı acil önlemler üzerinde tartışmalar başladı.
Ekonomi yazarı İbrahim Kahveci, Karar’daki köşesinde her iki tartışmaya da değinen bir yazı kaleme aldı.
Sermayeciliğin uç noktalara taşınmasıyla neoliberalizmin iflas ettiğini ve bunun en sermaye yanlısı politikalar izleyen liderler tarafından dillendirildiğini söyleyen Kahveci, Türkiye’de ise neoliberal ve sosyal politikalar arasında bir çatışma yaşandığına dikkat çekti:
Mesela en temel sağlık gereksinimi olan maske konusu belediyelerin girişimi ile kamusal mal haline gelebildi. Ama yan tarafta müteahhitlere yaptırılmış olan Hazine garantili devasa şehir hastaneleri duruyor. Hazine garantili müteahhit yolları boş olsa da paralarını alıyor, kimse uçmasa da havalimanı garantileri Hazine’den ödenmeye devam ediliyor.
Hepsinden ötesi şu: Toplumsal yardımlaşma uğruna başlatılan yardım kampanyası tek elde toplanıyor, kamudan kurumsal ve kişisel ödeme tarifeleri ortaya çıkıyor. Buna rağmen zor dönemlerde başvurulan servet vergisinin adı bile geçmiyor.
Türkiye’den en zengin %5’in hızla zenginleşirken en yoksul %45’in sosyal yardımlara muhtaç olduğunu, sistemin kilidi niteliğindeki orta sınıfın ise eridiğini kaydeden Kahveci, neoliberalizmde ısrara “Acaba bu sistemin adı nedir? Bu politikaya ne denir?” sorularıyla tepki gösterdi.
Yazının tamamını okumak için tıklayın!
Sendika.Org