Yine AKP iktidarının müdahale gerekçesi aradığı ancak çatışmanın olmadığı ve halkın Kürt hareketini desteklediği bir sınır bölgesinde faili meçhul havan topu saldırıları gerçekleşti. 2 kişi yaşamını yitirdi, 12 kişi yaralandı
Mardin’in Suriye sınırındaki Kızıltepe ilçesine atılan havan mermileri 2 kişinin ölümüne, 12 kişinin de yaralanmasına yol açtı. İHA’nın haberine göre Kızıltepe’nin Taşlıca köyüne havan topu atılmasının ardından yaralananlar 112 acil sağlık ekiplerince Kızıltepe Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı.
Kızıltepe, henüz bir çatışmanın yaşanmadığı Hasekeye bağlı Dırbesiye kasabasının karışında yer alıyor. Suriye ordusu ve Demokratik Suriye Güçleri (QSD) arasında varılan anlaşma sonucu halihazırda Kamışlı merkezde bulunan Suriye ordusunun Amude ve Dırbesiye boyunca sınırdaki kontrolünü genişletmesi bekleniyor.
Bu nedenle Kamışlı karşısındaki Nusaybin ilçesinde olduğu gibi Dırbesiye karşısındaki Kızıltepe ilçesinde de resmi makamlarca Suriye tarafından geldiği öne sürülen havanlı saldırılar şüphelere yol açıyor. Resmi makamların sorumlu tuttuğu QSD ise eylemlerin kendileriyle ilgili olmadığını savunuyor.
Nusaybin’e de bugüne kadar nereden geldiği halen yoğun bir şekilde tartışılan çok sayıda havan ve roket atıldı. Bu roket ve havan mermilerinin birçoğu şans eseri patlamazken, 10 Ekim günü patlayan havan mermisi Fatma Yıldız (47) ve çocukları Leyla Yıldız (16) ile Emine Yıldız’ın (12) ölümüne yol açtı. 11 Ekim tarihinde düşen havan mermileri ise 9 yurttaşın ölümüne yol açtı. İlçedeki yaralı sayısı 70’i buldu.
Mezopotamya Ajansı’nda açıklamalarına yer verilen Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi ile QSD yetkilileri ise havanların kendi taraflarından atılmadığını savunuyor. QSD Sözcüsü Kino Gabriel, Nusaybin’e düşen havan topları ile ilgilerinin olmadığını belirterek, 2014 yılında MİT, ordu ve hükümet temsilcilerine ait ses kaydını hatırlatıyor.
Nusaybin’de yaşananların gizli kalması için AKP’nin özel bir çaba gösterdiği de anlaşılıyor. Ana akım medyadan pek çok gazeteci kenti terk ederken, HDP’li vekillerin girişine de izin verilmiyor. Yurttaşlar ise hükümete tepkili.
Suriye’ye yönelik askeri müdahale tartışmaları arasında, Mart 2014’te sızdırılan, dönemin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu ve Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Yaşar Güler arasında geçtiği iddia edilen görüşmenin ses kaydında, Suriye’ye yönelik askeri müdahale planları konuşuluyordu.
Ses kaydından Tayyip Erdoğan’ın ve AKP iktidarının Suriye’ye yönelik bir askeri müdahale için olanak aradığı ve bunun için de gerekirse MİT ve kontrolündeki silahlı gruplar aracılığıyla Türkiye’ye ya da Süleyman Şah Türbesi’ne saldırı yapmayı da bir seçenek olarak değerlendirdiği anlaşılıyordu.
Ahmet Davutoğlu “Laf aramızda başbakan da telefonda bu (Süleyman Şah Türbesi’ne saldırı) gerektiğinde bir imkan gibi değerlendirilmeli bu konjonktürde dedi yani” derken, Hakan Fidan, “Ben öbür tarafa 4 tane adam gönderirim, 8 tane boş alana füze de attırırım. Problem değil o gerekçe üretilir(…) Biz niye illa Süleyman Şah’ı bekliyoruz. Onu anlamadım… gerekirse oraya da biz saldırı düzenleriz, biz saldırtırız önden canım” diyordu.
Sendika.Org