Biri ‘seçildikten sonra hakkı gasp edilerek mazbatası elinden alınan’ diğeri ‘kendi iradesinin ötesinde, bağlı olduğu iktidar partisinin kitleleri ikna etmeyen müdahalesi sonrası yeniden sahaya sürülen’ iki aday arasındaki fark belirgindi
Türkiye dün gece Ekrem İmamoğlu ile Binali Yıldırım’ın İsmail Küçükkaya moderatörlüğünde karşı karşıya gediği ortak canlı yayına kitlendi. Milyonlar ekran başına geçerken Kadıköy Yoğurtçu Parkı, Fatih Kocamustafapaşa gibi kimi noktalarda sokaklara ekranlar kurarak yayını açık havada topluca izleyenler de oldu.
Yayın öncesinde yaratılan yüksek beklentiye rağmen, İmamoğlu ve Yıldırım’ın karşı karşıya geldiği yayında seçmeni şaşırtacak büyük sürprizler yaşanmadı. Öte yandan biri ‘seçildikten sonra hakkı gasp edilerek mazbatası elinden alınan’ diğeri ‘kendi iradesinin ötesinde, bağlı olduğu iktidar partisinin kitleleri ikna etmeyen müdahalesi sonrası yeniden sahaya sürülen’ iki aday arasındaki fark belirgindi.
Ekrem İmamoğlu hakkı gasp edilmiş, konuya hakim ve ne dediğini bilen bir aday olarak konuşurken, Binali Yıldırım ise yer yer konu ile alakasız, yer yer pişkin, kimi sorulara yanıt veremeyen ya da ikna edemeyen, partisinin demagojik propagandasına sarılan, özgüvensiz bir profil çizdi.
Binali Yıldırım, Ekrem İmamoğlu’nun 31 Mart gecesi ve sonrasında yaşananlara ilişkin hatırlatmaları karşısında bir yanıt veremedi. İmamoğlu kendisinin kazandığı anlaşıldığında AA’nın veri akışını durdurarak Binali Yıldırım’ı önde gösterdiğini, bu esnada Yıldırım’ın “kazandık” açıklaması yaptığını ve daha resmi sonuçlar açıklanmadan İstanbul’un “Gönül Belediyeciliği Kazandı” pankartlarıyla donatıldığını hatırlattı.
Kazandık açıklamasına ilişkin “Hayır orada bir hata yok” diyen Yıldırım, AA ile görüşmediğini de savunarak “AA niye yayını kesti, kesmedi, benim işim değil” dedi.
Yıldırım “Gönül Belediyeciliği Kazandı” pankartlarının asılmasını da şu sözlerle savundu: “25 tane AK Parti kazanmış İstanbul’da. Büyükşehir Belediye Başkanı meclis üyelerinin 180 tanesini kazanmış. Millet İttifakı 130 tane kazanmış. Seçimi kaybettik mi diyecektik?”
Seçimin neden yenilendiği hakkındaki soruya da Yıldırım yine “oylar çalındı” argümanıyla yanıt verirken, YSK kararında “çaldılar” diye bir şey olmadığını belirten İmamoğlu’nun “Ben ‘çaldılar’ın kim olduğunu merak ediyorum” sorusu da Yıldırım tarafından yanıtsız bırakıldı.
Programın akılda kalan noktalarından biri de İmamoğlu’nun aynı zarftan çıkan 4 oydan yalnızca birinin iptaline ilişkin yaptığı benzetmeydi. Cebinden 20 TL’lik bir banknot çıkaran İmamoğlu, “Diyorsun ki, ‘Senin 20 TL’nin 5 TL’si sahte’ Buna hiç kimse inanmaz” dedi.
Adayların birbirilerine soru yönelttiği bölümde Yıldırım, İmamoğlu’nun mazbatayı alır almaz belediyede neden veri kopyalaması yaptırdığını sorarak “Bu veri kopyalama işlemi bir FETÖ taktiğidir. Geçmişte bunu FETÖ yaptı” dedi ve Kişisel Verileri Koruma Kanunu’na aykırı davranıldığını savundu.
Bunun üzerine İmamoğlu, “Bu soru sayın Yıldırım’a soruldu ve şu cevabı verdi, ‘Bir belediye başkanı belediyesiyle ilgili her türlü işlemi yapabilir’ dedi” diyerek Yıldırım’ın eski sözünü hatırlattı ve asıl kişisel veri hırsızlığının iktidar tarafından yapıldığını hatırlattı:
“FETÖ uygulamalarını, nasıl olduğunu ben bilmem. Ben anlamam o işten. Ben hiç bilmem, görmem, hiç öyle bir tecrübem yok ama şunu net söyleyeyim, veri kopyalama işiyle ilgili bir örnek vereyim size. Veri kopyalama işlemi tam da o gerekçeler yazılırken Bakanlıkların dışına çıkarılmamasıyla ilgili kanun net iken, engelli, kısıtlı, zihinsel engelli, cezaevindeki kayıtlı seçmenlerin listelerinin AK Partiye verilmesidir.”
Yayının en çok tartışılan noktalarından biri de, önce sadece İmamoğlu’na, gelen tepkiler üzerine bir süre sonra da Yıldırım’a yöneltilen “FETÖ ile ilişki” sorusuydu.
Küçükkaya’nın “Siz hayatınızda FETÖ yurtlarında kaldınız mı, örgüt elebaşını gördünüz mü?” sorusunu Yıldırım “Yok, ben ne örgüt elemanını ne de FETÖ’yü görmüşlüğüm ne de yurtlarında kalmışlığım yoktur” diye yanıtladı.
Bunun üzerine Binali Yıldırım’ın Türkçe Olimpiyatları’nda Fethullah Gülen’e övgüler dizdiği konuşmanın kaydı hatırlatıldı ve sosyal medyada paylaşılmaya başladı.
İsmail Küçükkaya’nın “Bir Sayıştay raporu var. Son 5 yılda 753 milyon bir zarardan bahsediliyor. Son zamanlarda çok tartışma konusu vakıflara ayrılan son 1 yılda 308 milyon lira. Belediye başkanı olunca siz nasıl yapacaksınız?” sorusu üzerine Yıldırım “Sayıştay raporunu gördünüz mü İsmail Bey. Sayıştay raporunda öyle bir rakam yok. 108 milyon mu ne. Bu yalan. Yalan olduğu İstanbul Büyükşehir Belediye tarafından açıklandı” dedi.
Ekrem İmamoğlu ise raporu çıkararak “Sayıştay denetiminden çıkan raporu arzu ederlerse sayın Yıldırım’a takdim ederim” dedi.
Küçükkaya’nın “Sayıştay raporunu siz okudunuz mu?” sorusunu yönelttiği Yıldırım’ın, “Yok ben okumadım” demesi gecenin en çok konuşulanları arasındaydı.
http://sendika63.org/2019/06/imamoglu-yildirim-ortak-yayini-mazbatasi-gasp-edilen-aday-ile-gaspci-iktidarin-adayi-karsi-karsiya-551390/
http://sendika63.org/2019/06/binali-yildirim-fetoyu-gormemis-ama-gonul-gozuyle-gormus-551404/
Sendika.Org