İstanbul’da seçimlerin yenilenmesi gibi bir izlenimi olmadığını söyleyen Abdulkadir Selvi, iktidar medyasından seçim sonuçlarını “darbe” olarak niteleyenlere tepki gösterdi, “Seçim ne zamandan beri ‘sandık darbesi’ oldu? Cumhur İttifakı’nın %52’si de mi sandık darbesi?” diye sordu
Resmi olmayan sonuçlara göre İstanbul ve Ankara’da seçimleri kaybeden Saray iktidarı, geçersiz oy sayımı, tüm oyların sayımı derken işi seçimin iptaline kadar vardırdı.
Tayyip Erdoğan da Rusya yolculuğu öncesi seçimin yenilenmesi mesajı verirken, muhalefet liderleri bunun “demokrasi perdesinin kapanması” anlamına geleceğini söyledi.
Saray medyasının kalemşorları da İstanbul’da seçimlerin yenilenmesine yönelik sözleri tırmandırırken, Hürriyet gazetesi yazarı Abdulkadir Selvi’den ise aksi yönde bir çıkış geldi.
Seçimlerin yenilenmesi konusundaki hassasiyetlerin anladığını ancak böyle bir izlenimi olmadığını söyleyerek yazısına başlayan Selvi, 2014 yılında henüz muhalefetin itirazları sürerken Melih Gökçek’e mazbatasının verilmesini anımsatıp YSK’nin bu konuda bir açıklama yapması gerektiğini de söyledi.
İktidar medyasından seçim sonuçlarını “darbe” olarak niteleyenlere tepki gösteren Selvi, “Seçim sonuçlarını ‘sandık darbesi’ olarak ilan ettiler. Seçimler ne zamandan beri ‘sandık darbesi’ oldu?” diye sordu.
1950 seçimlerinde Demokrat Parti’nin kazandığı Mersin Aslanköy’de valinin sandığı istemesi üzerine kadınların sandık başında nöbet tutmasını anımsatan Selvi, yazısını şöyle bitirdi:
Eğer öyle olsa bu ülkede Erbakan başbakan olabilir miydi? Eğer sandıktan darbe çıksa “Muhtar bile olamaz” denilen Erdoğan, bu ülkede cumhurbaşkanı olabilir miydi?
Peki 31 Mart yerel seçimlerinde Erdoğan’a verilen yüzde 52 oy ne anlama geliyor? Cumhur ittifakının yüzde 52’si de sandık darbesi mi?
Erdoğan, Aslanköylü kadınların mücadelesini anlattığı bir konuşmasında “Sandık namustur” demişti. Bu sözün üstüne söylenecek bir söz bulamıyorum.
Yazının tamamını okumak için tıklayın.
Sendika.Org