CHP Sözcüsü Faik Öztrak, Kılıçdaroğlu’na yapılan saldırıyı “terör eylemi” olarak niteledi, iktidarın suç ortaklığına dikkat çekti. Öztrak, iktidara uyarılarını da sürdürdü: “Sandıklar geldiniz, şimdi ‘Sandıkla gitmem’ diyerek meşruiyetinizin sınırlarını zorlamayın. Demokrasimizi daha fazla yıpratmayın. Bir yandan toplumu kavgaya tutuşturarak, bir yandan da YSK’ye baskı yaparak siyasi belirsizlik yoluyla giderseniz, bu gidişin faturası çok ağır olur.”
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik saldırıya ilişkin AKP’li Osman Sarıgün’ün serbest bırakılması ve AKP’nin YSK’ye yaptığı itirazlar ile ilgili açıklamalar yaptı.
Yönetimin merkezine 82 milyon yurttaşı temsil eden parlamento yerine tek kişinin iradesinin oturtulmasının ülkedeki sıkıntıların temelini oluşturduğunu söyleyerek sözlerine başlayan Öztrak, bunun sonucunda kutuplaşma, patinaj, savrulma, gerilim ve kaos yaşandığını, iktidarın koltukları için meşru siyaseti gayrimeşru, demokratik muhalefeti terörist, siyasi rakipleri devlet düşmanı olarak göstermeye çalıştığını, bunun da toplumu parçaladığını ve büyük felaketlere kapı araladığını ifade etti.
Ülkenin kurucu partisinin liderine yönelik saldırıyı “terör eylemi” olarak niteleyen Öztrak şöyle devam etti:
Bu eylemi organize edenler ve yapanlar kadar kendileri dışında herkesi terörist olmakla suçlayan, tüm siyasi partilerin ortak meselesi olan terörle mücadeleden siyasi rant devşirmeye çalışan, nefret dilini kullanan ve bugün halen daha bu dili kullanmaya devam edenler işlerin bu noktaya varmasında sorumluluk sahibidirler.
“CHP’lilerin şehit cenazelerine katılmamaları için talimat verdim” diyen, kendi partileri dışındaki partileri terör örgütleriyle işbirliği yapmakla suçlayan bu filmin figüranları yaşadığımız acı hadisenin sorumluları arasındadırlar. Bu linç girişimini mazur göstermeye, hatta meşrulaştırmaya çalışanlar bu suçun ortağıdırlar.
Başkentte 1,5 saat boyunca devletin ortadan yok olduğunu, demokrasinin bir yurttaşın evinde mahsur kaldığını belirten Öztrak, “Bu iktidar genel başkanımızı koruyamıyorsa, biz genel başkanımızı korumasını biliriz” dedi ve şöyle devam etti:
İç cephe çökerse bunun altında koskoca bir millet kalır. Ödenecek bedel diğer hatalarınızdan çok daha ağır olur.
İçişleri bakanınızı, sosyal medya paylaşımlarıyla olayı basitleştirmeye çalışan ciddi iletişim kazalarına sebebiyet veren iletişim sorumlunuzu derhal görevden alın. Kılavuzlarınızı doğru seçin.
Bu millet sizin hatalarınızın bedelini kanıyla canıyla ödedi, halen de ödüyor. Yarın bir gün yine çıkıp “Allah ve milletim beni affetsin” diyemezsiniz. Sizi bir kere daha uyarıyoruz. Ortak aklın ve millet menfaatlerinin yanında saf tutun diyerek tarihe şimdiden not düşüyoruz.
31 Mart’ta tarihin en adaletsiz seçiminin yaşandığını, iktidarın muhalefet temsilcilerinin hapis cezalarıyla, idam sehpalarıyla, tazminat cezalarıyla susturmaya çalıştığını ancak milletin büyük kesiminin iktidara kanmadığını ifade eden Öztrak, şöyle devam etti:
Sandıklar geldiniz, şimdi “Sandıkla gitmem” diyerek meşruiyetinizin sınırlarını zorlamayın. Mızıkçılığı bırakın, seçimi kaybettiğinizi kabul edin, kurumlarımızı ve demokrasimizi daha fazla zorlamayın, yıpratmayın.
Bir yandan toplumu kavgaya tutuşturarak, bir yandan da YSK’ye baskı yaparak siyasi belirsizlik yoluyla giderseniz, bu gidişin faturası çok ağır olur.
YSK’ye büyük baskı uyguladığınız anlaşılıyor. YSK, geçmişte anında reddettiği talepleri şimdi incelenmesi için ilçe seçim kurullarına gönderebiliyor. YSK’nin böylesi bir kararına şekil ve içerik olarak ilk defa tanık oluyoruz. AKP’nin “Bir şeyler var” hissiyatıyla yaptığı itirazlar YSK tarafından araştırılıyor. AKP iddia ediyor, ispatını YSK’ye bırakıyor. Oysa hukukun kaidesi bellidir; iddia sahibi iddiasını ispatla mükelleftir.
Biz hâlâ bu ülkede hukuka saygılı ve vicdan sahibi yargıçlar olduğuna inanıyoruz. Ekonomimiz belirsizlik ve riskleri taşıyamayacak kadar kırılgandır. Bu terazi bu sikleti taşımaz.
Sendika.Org